Adamın rahat tavrı genç kızı sinirlendirirken hızla omzuna çarptı ve yanından geçti söylenerek '' Gelip bana çarpıyor , utanmadan sanki pis bir şeymişim gibi omzunu silkeliyor bir de gelip özür bekliyor. Ukala , terbiyesiz , ahlaksız , hadsiz...'' d...
Genç kız giydiği monta daha sıkı sarılıp hızlı adımlarla yürümeye devam etti. Burnu ve yanakları soğuktan kızarmış , yağan yağmurun etkisi ile kıyafetleri sırılsıklam olmuştu. Yağmur o kadar şiddetliydi ki montu korunmasına etki etmiyordu bile. Ellerini montun cebinden çıkarıp giydiği beresini kulakları tam kapanacak şekilde düzeltti ve her on beş dakikaya bir burnundan kayan atkıya sinirle baktı ve huysuzca homurdandı. Bu iş canını sıkmaya başlamıştı. Her gün iş yerinden evine kadar yürümek ızdırap gibiydi. Çalıştığı iş yeri ve evi arası yürüme mesafesi ile dört-beş saat sürüyordu neredeyse. Her gün bu yolu çekmek , özellikle böyle havalarda içler acısıydı. Ama yapacak başka bir şey yoktu , evine en yakın işi burada bulabilmişti.
Evinin bir mahalle aşağısı tam tabiri ile zengin mahallesi iken bir mahalle yukarısı küçük , yıpranmış , eski gecekondulardan oluşan bir mahalleydi. İş böyle olunca çalışılacak yerde daha uzak oluyordu , çünkü çoğu zenginler onları görmek istemiyordu. Hatta evlerinin yıkılması için ne kadar çok konuşmuşlar , itiraz etmişseler de bu mümkün olmamıştı. Çünkü oradaki gecekonduların içinde yaşayanların hepsi kendi topraklarının üzerine yaptırmışlardı evlerini.
Bu genç kız için geçerli değildi tabi ki , o gecekonduların birinde kiralı olarak oturuyordu. Ev sahibinin birden fazla gecekondusu vardı o mahallede , birine kendi oturmuş diğerlerine de çocuklarını oturtmuştu. En dipte olan gecekonduda da genç kız oturuyordu işte.
Ev sahibi ile arası iyiydi genç kızın , eğer kirayı veremeyecek durumda olursa sonra verebileceğini söyler ve her konu da yardım ederdi. Bu yüzden çok minnettardı ev sahibi olan Mümtaz amcaya. Ailesi Mersin ilinin bir köyünde yaşıyordu. Genç kız buraya okumak için gelmişti , yani en azından hayalleri o yöndeydi. Ama bir yıl ertelemek zorunda kalmıştı , para biriktirmek için. Ailesinin gönderdiği parayı kabul edemezdi , zaten zar zor ikna etmişti bu şehre gelmek için bir de para isteyemezdi ki ailesinin de para verebilecek kadar gücü yoktu. İki kardeşi vardı , onların masrafları ile ilgilenmeli , bir de bana para ayırmamaları lazım diye düşünüyordu genç kız.
Bir ev arkadaşı ile kalıyordu gecekonduda. Ev arkadaşı aslında iyi biriydi tek sıkıntısı sevgilisi sürekli eve geliyordu ve bu genç kızı ister istemez rahatsız ediyordu. Ev arkadaşını daha önce de uyarmıştı , sevgilisi olan çocuğun iyi biri olmadığına dair ama arkadaşı Nuh diyor Peygamber demiyordu. Bu yüzden genç kız, ev arkadaşının sevgilisi geleceği zaman odasına gidiyor ve kapıyı kilitliyordu. Bazen ev arkadaşını kontrol etmek için kapıya dayanıp dinliyordu , zaten üç odadan oluşuyordu gecekondu. Biri Amerikan tarzı bir mutfak , diğer ikisi de ev arkadaşı ve onun odasıydı.
Akşam ev arkadaşının sevgilisinin geleceğini hatırlayınca daha hızlı attı adımlarını , o çocuk ile ev arkadaşını yalnız bırakmak istemiyordu. Zaten az bir mesafesi kalmıştı , mahalleye girmek üzereydi.
Tam bir adım daha atmıştı ki sert bir cisme çarpması ile arkaya doğru yalpaladı. Kafasını kaldırıp baktığında keskin yüz hatlarına sahip , muhtemelen 24-25 yaşlarındaki adamı görünce kaşlarını çattı. Adam giydiği siyah takım elbisesinin cebindeki elini çıkartıp genç kıza çarpan omzunu sanki bir şey varmış gibi silkeledi. Genç kız gördüğü bu muamele ile şok olup daha da sinirlendi ve '' Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz ? Önce bana çarpıyorsunuz ve utanmadan bir de omzunuzu silkeliyorsunuz , siz ne hakla bana böyle bir muamele gösterirsiniz ? '' diye sıraladı bütün sözlerini . Adam genç kıza bir bakış atıp bileğindeki saati düzeltirken '' Ben size çarpmadım , siz bana çarptınız. Bir özür bekliyorum '' dedi ve rahat bir tavırla ellerini pantolonun ceplerine koydu.
Adamın rahat tavrı genç kızı sinirlendirirken hızla omzuna çarptı ve yanından geçti söylenerek '' Gelip bana çarpıyor , utanmadan sanki pis bir şeymişim gibi omzunu silkeliyor bir de gelip özür bekliyor. Ukala , terbiyesiz , ahlaksız , hadsiz...'' diye devam etti. Genç kızın uzaklaşması ile devamını duyamamıştı dediklerinin ama saydırmaya devam ettiği ellerini sinirle sallamasından belliydi , giden kızın arkasından serserice gülümsedi genç adam ve ardından elini kulağına götürerek '' İstediğiniz kız altı yıl içerisinde yanınıza gelecektir efendim '' diye mırıldandı kimsenin duymaması için. Ardından elini kulağından çekip diğer omzunu silkeledi ve anında gözden kayboldu.
Genç kız sonunda eve geldiğinde soğuktan kızarmış elleri ile anahtarı kapıya yerleştirdi ve yavaşça çevirdi. Bir süre içeriyi dinleyip ev arkadaşın sevgilisinin gelip gelmediğini anlamaya çalıştı. Ama hiçbir ses gelmeyince kapıyı aralayıp tamamen içeriye girdi. Kapıyı sessizce kapatırken bir yandan da etrafa göz atıyordu. Arkadaşının kapısı kapalıydı, belki uyuyordur diye geçirdi içinden ve odasına doğru ilerledi. Odasına girdiğinde kendini yatağına bıraktı yorgunlukla. Biraz kestirmenin hiç kimseye zararı yoktu sonuçta, öyle değil mi ?
