Bölüm 22

3.4K 264 21
                                    

Duru kendisine yaklaşan Bizans askerinin durmasıyla kaşlarını çattı. Adam yavaşça elini kaldırırken kendisini korumak için bir adım geri gitse de arkasında ki pencere buna engel oldu. Adam yüzündeki peçeyi açarken Duru hala dikkatle ona bakıyordu. Karşısında göreceği kişinin yıllar önce ona yüzmeyi öğreten, çocukken yazları birlikte vakit geçirdiği  halasının oğlu İlbay Bey olacağını beklemiyordu. 

Duru öylece karşısında ki adama baktı. Ne hissedeceğini bilemedi. O kadar çok duygu yüreğini ziyaret ediyordu ki hızlarına yetişemedi. Acı, hasret, umut, özlem.. Kendi kanından birini görmek onu afallatmıştı. Aklına annesiyle geçirdiği anlar doldu. Ne halde olduğunu bilmediği babası. halası, amcası ve diğerleri.. Leo ondan sadece evladını almamıştı. Ailesini almıştı. Çocukluğunu almıştı. Yurdunu almıştı. Düşüncelerinin ağırlığından sendeledi. Eliyle destek almak için arkasındaki duvara tutundu. Onun sendelediğini gören İlbay, kuzeninin kolunu tutup yatağa kadar eşlik etti. Aralarında geçen sessiz kelimeler ortalığı doldururken Gaye, İlbay Bey'le hanımının arasına girdi. İki kişinin birbirini tanıdığı gözlerinden belliydi lakin yine de bu adamın dost mu düşman mı olduğunu bilmiyordu. Hanımı ona Altay Bey'in emanetiydi. Araya giren kızla İlbay Bey bir adım geriledi. Yüzü ifadesizdi. Gaye'yi süzdü. 

Sessiz bakışmaların arasında aklını toplayan Duru ayağa kalkmak için yeltendi. Hem Gaye hem İlbay destek olmak için hamlede bulundular. Duru  kuzenine gülümsedi. İlbay Bey bu tebessümü karşılıksız bırakmadı. Şimdi iki kuzenin arasında ki özlem hissediliyordu. Fazla vakti olmadığını bilen Duru kapıya bir bakış atıp tekrardan İlbay'a odaklandı. 

"İlbay abi beni nasıl buldun?" kelimelerin bu kadar canını yakarak çıkacağını beklemiyordu. Şimdi abisini yıllar sonra görmüş nazlı bir kız çocuğu gibiydi. Gözünden akan yaşları tutamadı. İlbay şefkatle karşısında duran solgun kıza baktı. Elinde olsa Leo'yu anında öldürürdü lakin bu Duru'yu kurtarmak için yeterli değildi.

"Abiler eninde sonunda bulur."

İlbay'ın kelimeleri Duru'nun zihninde bir kapının kilidini açtı.

Yıllar önce

"İlbay abi bakmak yok ama."

"Tamam dedim Duru kızacağım artık hadi saklan." 

"Tamam ama bakma"

"Tamam sayıyorum" diyen İlbay ağaca doğru dönüp saymaya başladı. "Bir, iki, üç.....on dokuz, yirmi." zıplayarak arkasını dönen İlbay küçük kızın beylikte nereye saklandığını tahmin ediyordu. Her sene oynadıklarında gelip saklandığı annesinin sandığına. Bir kaç tur atışın ardından Bey otağının yolunu tuttu. Annesinin sandığının başına gelip kendisinden emin bir tavırla kapağını tıklattı. "Seni buldum çık hadi." ses gelmeyince bir kere daha tıklattı. Yine ses gelmeyince kapağı kaldırıp açtı ama içinde görmeyi beklediği kız yoktu. Şaşırdı. Her zaman saklandığı yerden başka nereye gitmiş olabilirdi ki? Biraz merak biraz kızgınlıkla etrafa göz gezdirdi. Şimdi nereden bulacaktı bu kızı? Bey otağının her yerini arasa da bulamadı. Obada ki bir kaç alpe sordu ama kimse görmemişti. Yenilginin verdiği sinirle ayağını yere vurdu. Sonra kulaklarına ahırdan gelen bir kıkırtı karıştı. Bu sesi oldukça iyi tanıyordu. Kaybettiği neşesine kavuşup ahıra girdi. Küçük kızın isyankar sözleri kulaklarını dolduruyordu.

"Akat, kişneyip durma artık yerimi belli edeceksin."

At kızın söylemlerine kişneyerek cevap verdi. Küçük kız sinirle saçlarını geriye savurdu. Karşısında kendisine sırıtarak bakan İlbay'ı görünce sinirle oturduğu samanın üzerinden kalktı. 

Cesur Gelin (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin