15- Beş Dakika

18.9K 1.9K 2.3K
                                    

Adele - Set Fire to the Rain

İyi okumalar.

Rüya

Nefesimi dışarıya üfleyerek sandalyede geriye doğru yaslandım ve gözlerimi saate çevirdim. Neredeyse 2 saattir aralıksız çalıştığımı görünce başıma giren ağrıya hak vermiştim. Sandalyemi geriye itip odamdan çıktım ve koridordaki iki kapalı kapıya baktım. 

Kardeşlerimden hangisine bulaşacağıma karar vermeye çalışıyordum. 

Acar'ın odasının kapısını açıp içeriye daldığımda yatağında oturmuş, telefonla konuştuğunu görmüştüm. "Bir saniye, Doğa," diye mırıldanıp bakışlarını bana çevirdi ve sordu. "Ne oldu?"

"Hiç, seni rahatsız etmek istedim." 

Acar, tekrardan telefon konuşmasına dönerken yatağından kalkmış, adımlarını önümde durdurmuştu. Bir yandan da ne olduğunu telefondaki Doğa'ya açıklıyordu. "Rüya beni rahatsız etmek için gelmiş, onu dışarıya çıkarıyorum şimdi."

Ne olduğunu dahi kavrayamadan Acar, beni bir eşyaymışım gibi kaldırdı ve odasının dışına bıraktı. Ona sonradan küsmemi engellemek adına da kapıyı kapatmadan önce saçımı öpmüş, kapıyı öyle suratıma kapatmıştı.

"Şerefsiz ya," diye homurdanıp mutfağa doğru ilerledim. Lambası açıktı. İçeriye girdiğimde babamı tezgâhın başında, su ısıtıcısına vururken görmüştüm. Kaşlarım çatılırken "Baba?" diye mırıldandım. Babamın bakışları bana döndüğünde az önce su ısıtıcısına yönelttiği nefret dolu bakışlar birkaç saniye orada kalmıştı.

"Ne yapıyorsun?"

"Şu işe yaramaz şeyi kullanacaktım." Dışarıya derin bir nefes verip tezgâhtan uzaklaştı. "Zaten su ısıtıcılarıyla aram hiçbir zaman iyi olmamıştır."

"Niye?" diye sorduğumda babam, sanki az önce hiçbir şey sormamışım gibi elini saçlarıma attı ve hafifçe karıştırdı. Eli başımı kavradığında beni kendisine doğru çekmişti. Kolunu omzuma sardı. "Nasıl gidiyor çalışmaların?"

"Güzel gidiyor, bir düzen oturttum. Eksik konularımı tamamladım sayılır."

"Şimdiden mi?" diye sordu babam. Kafamı salladığımda hafifçe çenemi sıkmıştı. "Bu konuda annene çektiğin için şükrediyorum. Düzen kurmak konusunda onun kadar iyi değilim."

"Ya da zamanını yönetmek konusunda." Mutfağın ucundan gelen sesle bakışlarımızı o tarafa çevirmiştik. Annem, mutfağın kapısına yaslanmış bir şekilde bizi izliyordu. Yüzündeki gülümsemeye bakan babamın yeniden içi gitti. 

21 yıldır evlilerdi ve tanık olduğum evlilik hayatları boyunca heyecanları hep zirvedeydi. Cidden, bu işin sırrı neydi?

"Bana kahve yapıp getirecektin hani, unuttun mu?" diye sordu annem sahte bir üzüntüyle. Babam, suçu direkt bana attı. "Hepsi kızının yüzünden, dikkatimi dağıttı."

"O senin kızın," diye diretti annem. Görünüş olarak babama daha çok benzetiliyordum. Ezgi ve Acar'a kıyasla ben, ikisinden de bir şeyler almıştım. Acar, babamın kopyasıydı. Babamın çocukluk fotoğraflarını gördüğümde gerçekten de şok olmuştum. Sanki babamın 15 yaşındaki hali bizimle beraber yaşıyormuş gibiydi.

NAKAVTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin