33.Bölüm

6.2K 298 120
                                    

Hellloooo.  Ben aslında 26 Ocak bölümü 34.bölüm olsun istemiştim ama nasip olmadı. Bu bölüm 26 Ocak bölümü olucak. Biraz uzun bir bölüm olabilir. Garip bir bölüm yazmayı planlıyorum ama nasıl olucak bilmiyorum. Hadi bakalım hayırlısı. Siz de hazırsanız başlayalım bölüme. İyi okumalarrr.

🔮

"İstemiyorum Zeynep!"

Saat 8'den beri doğum günümü kutlamak konusunda ısrar ediyordu. 7 senedir doğum günümü kutlamıyordum. Çünkü hiç iyi gelmiyordu bana. Neyini kutluyacaktım ki?

Normalde israr etmezdi ama bugün ısrar edesi tutmuştu.

"Ama en azından bu sene kutlasak olmaz mı?"

Kafamı hayır anlamında iki yana salladım. Pes etmiş bir şekilde yanıma oturdu. Sonunda pes etmişti. Çok şükür yani!

Karanla dün onun hayatı hakkında konuşmuştuk. Sırf ailesinin istediği mesleği tercih etmediği için babası onu evden atmış günlerce dışarıda kalmış. Annesi de ağzını açıp tek kelime etmemiş. Cidden anne baba olmak için bir sınava girilmesi gerekiyor bence. Ne benim babam ne de onun annesi ve babası ebeveyn olmayı asla hak etmiyordu. Olan çocuklara oluyordu yine!

Bir gün mutlaka ailesinin ağzına etmeliydim. Benim kıyamadığım adama bunları yaşatmaya hakları var mıydı cidden?

"Karan kutlamak isterse ne yapıcaksın Alincim?"

Haklıydı. Karan eğer doğum günümü kutlarsa ağzımı açıp tek kelime edemezdim. Hele çok uğraşmışsa hiçbir şey diyemezdim.

Bilmem dercesine ellerimi iki yana açtım. Beni kendine çekti. Çıkmaz da olduğumu biliyordu. Rahatlamam için yapıyordu.

Babamın dediği sürpriz de aklımı fazlasıyla yoruyordu. Aklımdan asla silinmeyecek bir gün daha ekliyecekti hayatıma.

Ben 4 yaşımdayken babam bu işlere hiç bulaşmamıştı. Dünyanın en iyi babasıydı bana göre. Ama 5 yaşıma girdiğim zamanlarda o da bu işlere girmişti. Babam benden babamı almıştı. Yani kısacası doğum günlerimde hep bir şey olmuştu ve benim canım yanmıştı. O yüzden bugünden nefret ediyordum.

Kafamı saate çevirdim. Akrep 6'nın üzerinde duruyordu. Dışarısı da hafif kararmaya başlamıştı. Bugünün bitmesine son 6 saat. Bitse de kurtulsak...

"Zeynep babam Karan'a bir şey yapmaz dimi? Ya sana bir şey yaparsa? Oğuz'a? Çok korkuyorum ben."

Bıkmış bir ses tonuyla konuşmuştum.

"Saçmalama! Hiçbir şey eskisi gibi değil ki artık karşısında bir avukat var. O tehlikeyi alamaz. Canını yakıcak bir şeyler yapar ama kimsenin canını alamaz. Eminim güven bana!"

Canımı yakıcak bir şeyler yapması o kadar umurumda değildi ki. Kimseyi öldürmesin yeterdi bana.

Ayağa kalkıp mutfağa doğru gittim. Bu kadar çıkmazda hissettiğim anlarda bebe bisküvisi yemek iyi geliyordu. Ben de böyleyim işte.

Bugün 26 Ocak yani Çarşamba günüydü. Pazartesi ve Salı tüm işlerimi halledip bugün kendime izin vermiştim. Zaten çalışmam bir fayda sağlamazdı. 1 hafta sonra annemin ölüm yıldönümüydü. Aslında abimde o gün ölmüştü. Ben o günden sonra onun sesini bir daha duyamamıştım. Odasına girmeme de izin vermemişlerdi. Sadece öldüğü gün ona dokunabilmiştim.

Yaptığım bebe bisküvisinden birkaç kaşık almıştım ki kapı çaldı. Zeynep "Ben bakarım." diye bağırdığı için ayağa kalkma zahmetine bile girmemiştim.

Bebe Bisküvi'm  •Texting•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin