|18| Zarif Bir Adamın En Büyük Tutkusu

15.1K 1.4K 641
                                        

Merhaba...

Zor bir süreç içerisindeyim. Bu yüzden bölüm yazamıyorum. Yirmi altıncı bölümde takılı kalmış durumdayım. Smut yazıyorum ve hala tamamlamadım. Tamamlayamıyorum da. Yeni bir taslağın yazımına başladığım için de yazamıyor olabilirim. Kötü ruh halim de bunu tetikleyince bu kurguyu yazamaz hale geldim. Zamanla düzeleceğini umarak söylüyorum ki, sınav sürecinden sonra sık sık yb atacağım.

Young Royals isimli diziyi Taegguk'a uyarlıyorum. Bu kurgu bitmeden yayınlar mıyım bilmiyorum lakin yayınlamayı düşünüyorum. Her türlü bu kurguda reklam yapmadan bırakmam burayı.

Bölüm hakkında söylemek istediğim birkaç şey var.

Taehyung'un gençliği... bunu bölümün sonunda açıklasam daha iyi olur. Çünkü bölümde tamamen Taehyung'un gençliğindeki karakterini öğreniyoruz. Ona göre açıklama yapacağım.

İyi okumalar <3

•••

Bazen, insanın kendini hiçbir şekilde ifade edemediği zamanlar oluyordu.

Bu zamanlarda ne hissedersen hisset, ne düşünürsen düşün; hiçbir şekilde kendini ifade edemiyordun. Kafa karışıyordu ve gerginlikle ne dediğini bile bilmiyordun. Bu karmaşıklığa kurban gitmek, karşındaki insanla aranı fena şekilde bozabiliyordu. Özellikle karşındaki kişi senin bu özelliğini bilmiyorsa, kırılgansa ve o an o da gerginse her şey berbatlaşıyordu.

Daha doğrusu, berbatlaştırılıyordu.

Mahvetmiştim.

Çok iyi olan aramızı çok kötü bir hale getirmiştim. Tek kendimi hatalı görmüyordum. Jeongguk'un bana olan güvensizliği beni çok yıpratıyordu. Bir öğrencimle konuştuğumda veya bir arkadaşımla konuştuğumda, her telefonu alıp iş arkadaşlarımla ders hakkında mesajlaştığımda bana şüpheyle yaklaşıyordu. Onu anlamıyor değildim. Bana yetemeyeceğini düşünüyor, bu yüzden ondan başkalarına bakmama ihtimal veriyordu. Yani bana aldatma konusunda güvenmiyordu; güvenemiyordu.

Onu anlasam bile bu beni çok yaralıyordu.

Aylardır gözüm ondan başkasını görmüyorken, onunla beraber değilken bile, onunla sadece dersler için konuşuyorken bile başkasına bakmamıştım ben. Şimdi ona sarılabiliyor, istediğim zaman temas kurup onu sevebiliyorken nasıl olur da onu aldatacağımı düşünebilirdi ki? O kadar mı güvenilmez bir insandım gözünde? Odama bir adam girdiğinde bile şüphe duyacağı, sorgulamakta ısrar edeceği kadar mı güvenmiyordu bana?

Yine de, tek kırılan o olmasada onun gönlünü almam gerektiğini biliyordum. Güzelce oturup konuşarak bir şeyleri çözmemiz gerekiyordu. Onu kırdığımı biliyordum ve kırdığımı düzeltmek için çabalayacaktım. Ondan tek istediğim bana güvenmesiydi. Bana güvendiği sürece her şey kusursuz işleyecekti. Çünkü onun tarafından beni yaralayan tek şey bana olan güvensizliğiydi.

Kliniğin önündeydim. Dün yaşananlardan sonra hiçbir şekilde konuşmamıştık. Telefonu kapattıktan sonra ona birkaç mesaj atsamda bakmamıştı. Bugün de beni gördüğü yerde, görmemiş gibi davranarak yoluna devam etmişti. Onu fazlasıyla kırdığımın farkında olarak, fazlasıyla üzgün ve pişman hissediyordum. O an o odada susup onu dinlemeli, sakince okul çıkışında her şeyi anlatacağımı söylemeliydim. Sert bir şekilde konuşmak istemediğimi söylememeliydim. Daha önce ona hiç böyle davranmamıştım. Ve ilk defa bu şekilde davrandığım için oldukça kırgın hissettiğini tahmin edebiliyordum.

Kliniğin kapısından çıkar çıkmaz bakışları bahçede dolandı. Benim arabamı görür görmez burnundan sesli bir soluk aldığını şişen göğüsünden anladım. Üstünde yine siyah şişme montu vardı. Üşümemiş olmasını diledim.

RL | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin