|15| Büyülü Öpücük ve Geleceğe Dair Beklentiler

16.2K 1.7K 431
                                        


Merhaba...

Upuzun bir bölümle geldim. Yani bu kurguda en uzun olan bölümlerden biri. Bu yüzden çok düzenleyemedim, hatalar görürseniz uyarın lütfen😔

Bolca yorum bekliyorum bu bölüme. Otuz beş sınır koyuyorum ayrıca.

İyi okumalar <3

•••


Yarışmanın olacağı gün gelmişti. Bugüne kadar ders çıkışlarında dans kursuna gidip pratik yapmaktan başka bir şey yapmamıştı Jeongguk. Bir gün ben de onun yanına gitmiş, pratiğine katılmıştım. Fakat büyük bir sorunumuz oluştuğu için sadece bir kere gidebilmiştim. Benim güzelim, maalesef ben dans ederken benim dışımda hiçbir şeye odaklanamıyordu. Yan yana her dans ettiğimizde duraksıyor, aynadan beni izlemeye başlıyordu. Onu uyarsamda inadına bunu yapmaya devam etmişti. Bu yüzden ben de bir daha yanına gitmemiştim.

Bu yüzden biraz yüz asıklığı çekmiştim ama kesinlikle sorun değildi. Pratiğini güzelce yaptıktan sonra hiçbir şey sorun değildi. Zaten kafasına taktığı şeyler yüzünden tam odaklanamıyordu, bir de ben işin içine girersem yarışmadan kötü bir sonuçla ayrılacaktı. Elbette bu bir sorun değildi. Fakat Jeongguk'un nasıl kendini yorduğuna bizzat kendim şahit olmuştum. Kötü bir sonuç elde ederse bütün uğraşları çöpe gidecekti.

Şimdi de yarışmanın yapılacağı binanın terasındaki cafede Seojoon ile oturuyorduk. Jeongguk yarışmasına Seojoon'u da davet etmişti. Sonuçta hem benim yakın arkadaşım, hem de Jeongguk'un psikoloğuydu. Ayrıca onun gelmesi çok iyi olmuştu. Biraz konuşmamız gerekiyormuş gibi hissediyordum.

"Jeongguk gerçekten sana çok değer veriyor." Dediğinde gülümseyip kupadaki çaydan büyük bir yudum aldım. Bunu biliyordum; çok iyi biliyordum. Bana her bakışında gözleri parıl parıl parıldayan çocuğumun bana ne kadar değer verdiğini bilmemem veya az görmem aptallık olurdu.

"Biliyorum. Ve ben de ona çok değer veriyorum. En güzel değeri hakediyor o." Dediğimde onaylayan mırıltılar çıkardı.

"Jeongguk'un sana olan fiziksel temas ve sevgi yaklaşımı sence de çok tuhaf değil mi?" Diye sorduğunda sırıttım.

Bahsettiği şeyi anlamak zor değildi. Jeongguk'un bu kadar büyük bir cinsellik sorunu varken bana bu kadar kolayca sarılabilmesi, onu öpmeme rahatlıkla izin vermesi, göğsüm çıplakken bile benimle uyuyabilmesi-bunu Seojoon'a anlatmış olmalı-, fiziksel temas kurma isteği tuhaftı. Bana çıkma teklifi etmesi, rahatlıkla flörtlük seviyesine gelebilmemiz de tuhaftı. Bu tür rahatsızlığa sahip olan insanların her türlü yakın temasa çekingenliği, ilişkiye karşı bir gereksinim duymamazlığı olurdu. Zaten Jeongguk'da da bu ilişki kurmama isteği vardı; benden öncesine kadar.

"Tuhaf tabii. Ama anlamak zor değil." Tebessüm ederek söylediğimde o da güldü.

"Evet, anlamak zor değil. Sana cinsellikle yaklaşamadığı için sevgi yaklaşımını en yüksek dereceye taşımaya çalışıyor. Sana bu yönden tamamen, fazlasıyla yetmeye çalışıyor." Dediğinde onayladım onu. Bunları biliyordum. Jeongguk'un içinde kendisiyle çatıştığı, kavga ettiği ve sonuçlarında böyle uçuk kararlar aldığı her şeyi biliyordum.

Benim güzel çocuğum, bana tamamen yetemediğini düşünüyordu. Bu yüzden fiziksel temaslarımızı ve sevgi yaklaşımını en üst seviyeye taşıyıp, bununla yeterli olmaya çalışıyordu. Ve ben bundan nefret ediyordum. Kendini yetersiz görmesinden, yeterli olmak için böyle şeylere daha çok ağırlık vermesinden nefret ediyordum.

Jeongguk'un tek bir bakışı bile yeterdi bana. Galaksileri andıran, pasparlak gözlerini birkaç saniye bakışlarımda tutsa bile yeterdi bana. Jeongguk özeldi, tanrının en özenilesi varlığıydı gözümde. Ne yaparsa yapsın, gerekirse hiçbir şey yapmasın, her türlü yeterdi bana. Yetmişti de. O bana gelmezken, ben ona gitmezken uzaktan izlememiş miydim onu? Ben sadece onu izlemekle bile yetinebilirdim.

RL | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin