10

121 13 39
                                    

"O güzel gözlerinle hep böyle bakmanı ve hep benimle gülümsemeni istesem çok mu şey istemiş olurum?"

*☆*☆*☆*☆*☆

Yaklaşık 3-4 haftadır Draco deniz kabuğu olmadan idare ediyordu. Hermione ne kadar kabuğu geri vermeyi teklif etse de Draco reddetmişti. Gözle görülür şekilde hafif bir bitkinlik kesinlikle inkar edilemezdi. Hermione bunu ne zaman dile getirse Draco eğer Hermione olmasa tamamen bitik düşeceğinden bahsediyor, az da olsa en başında kabuğuna olan bağlılığından kendini suçlu buluyordu.

Bu böyle ilerlerken Hermione rapor tutmaya devam ediyordu. Verdiği raporları kurula sunma vaktinin gelip çattığı bu zamanlarda Draco'nun halsizliği onu sürekli ikilemde bırakmıştı. Sevdiği kişinin gözleri önünde tükenmenin eşiğine geliyor olması mesleği ile Draco arasında kalmasına olanak sağlamıştı. Ama yine de verdiği karardan geri dönmeyi düşünmüyordu.

Draco'yu bu hastaneden çıkarmak için elinden ne geliyorsa yapmaya hazırdı.

Elinde bu sefer hiç rapor ve dosya yokken Draco'nun odasına ziyarete gidiyordu. Gelen geçen sağlıkçıların çoğu ona göz belertmiş bakarken bu Hermione'nin hiç umrunda değildi. Koridoru aştı ve kapıyı çalıp içeri girdi.

Draco uzandığı yerden doğruldu. "Merhaba, gün ışığı."

Hermione gülerek Draco'ya yaklaştı ve yanına oturup elini tuttu.

"Merhaba en sevgili hastam. Ee? Nasılsın bugün?"

Draco muzurca gülümsedi. "İtiraf edeyim sen yokken hayatımı sorguluyordum. Şuan seni gördüm ve ruh halim için tekrar düşündüm. Yeni açmış bir çiçek gibiyim."

Draco Hermione'nin gülümsemesinin ucuna bir öpücük bırakıp geri çekildi.

"Madem iyisin, bugün içinde daha da iyi olacaksın."

Sarıya çalan kaşlar çatıldı. "O ne demek öyle?"

Hermione Draco'nun yanından kalktı. Aşağı eğilip yatağın altına elini uzattı, çıkardığı patenleri Draco'nun yanında açılan boşluğa koydu. Yere oturup kollarını Draco'nun dizine koydu ve başını da kollarının üstüne yerleştirdi.

"Bugün buz pateni yapmaya gideceğiz."

Draco'nun yüzüne renk gelir gibi oldu. "S-sen ciddi misin?"

"Evet, gayet ciddiyim."

"İzin verirler mi? Ya başın derde girerse. Hermione, bu çok riskli olur."

"Merak etme, Draco. İzin alacağım için sıkıntı olmayacak."

Draco şüpheye düştü. Emin olmayan bir yüz ifadesiyle söylendi. "Emin misin sevgilim?"

Hermione gülümsedi, başını salladı. Ayağa kalkıp patenleri biraz kenara itti ve Draco'nun yanına oturdu.

"Sadece biraz kafanı dağıtmanı istiyorum. Biliyorsun ki bana verilen sürenin dolmasına ve kurul toplamama az kaldı. Biraz kafamız dağılsın istedim."

Draco, Hermione'nin masumluğuna kıkırdadı. Sağ elinin parmaklarını içe katlayıp işaret parmağıyla yanağını okşadı.

"Peki. Madem sen öyle diyorsun meleğim...tamam. Gidelim. Ama bu bileğimdeki yoncalar ne olacak? Hastaneden çıkmamı zorlaştırmaz mı?"

Hermione heyecanla. "Onu hallederiz, merak etme."

☆*☆*☆*☆*☆*☆*☆*☆*☆

•✧•UNDERSTANDİNG THE SEA•✧• Dramione [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin