ÜA 1.BÖLÜM

11.6K 222 30
                                    

DÜZENLENDİ ✔️
Sezenin karakterini değiştirdim yeni karakterini multimedia da bulabilirsiniz, keyifli okumalar...

Yüzüme çarpan ılık rüzgarla, tekrar gözlerimi masmavi denize çevirdim. İzmirdeki son saatlerimdi özleyecekmiydim? Kesinlikle evet, belki anıları olmasa bile Derin'i Naz'ı ve Utkuyu özleyeceğimden emindim. Çocukluğumdan beri hep bir arada kardeş gibi büyüdük. Ama farklı bir şehre taşınmam onlarla görüşmeyeceğim anlamına gelmiyor sonuçta. Elimde kalan son simit parçasını kuşlara attıktan sonra evime doğru yürüdüm. Ah İzmir kuşlarını özleyeceğim, yavaş adımlarla eve ilerledim. Son kez en az 10 senedir orda olan salıncağıma baktım babam bizi terkettikten sonra bir daha hiç binmemiştim. Eğer şimdi binmezsem ne zaman bineceğim ki. Yavaşça salıncağa oturdum, hafifçe sallanmaya başladım. Gözlerimi kapatıp etraftaki çocuk seslerini dinledim. Sert bir cisme çarpmamla gözlerimi açıp önümde duran mavi gözlü çocuğa baktım.
"Sen kimsin?" eve bakarak cevap verdi.
"Bu eve taşınıyoruz." kafamı salladım ve annemin kapıdan çıkmasıyla o tarafa baktım. Bir kadın ve adam vardı sanırım evin yeni sahipleri olmalıydı. Annem anahtarı uzattıktan sonra bahçeden çıktık.
"Acele etmezsek geç kalacağız." Eliyle boş taksiyi durduran anneme baktım. Taksiye binip sırtımı koltuğa yasladım.
"Anne." Sorumla bana döndü.
"Efendim tatlım."
"Sonuçta daha evlenmediniz ve bence taşınmamız doğru değil."
"Bak Sezen bu konuyu daha önce çok kez konuştuk. 3 gün sonra düğün olacağı için hiçbir sorun yok birtanem." Gülümsedi. "Söylemeyi unuttum Hakan'ın oğlu var. Senden bir yaş büyükmüş, iyi bir çocuk gibi bence anlaşırsınız." Telefonunda oyun oynamaya devam etti. Üvey abi demek iyi anlaşırız, umarım.
-
Üvey babam olucak adamın konforlu arabasına bindim. Yolculuk biraz yormuştu, eve gittiğimde ağrı kesici içersem birşey olacağını sanmıyorum. Camdan görkemli İstanbul'u izledim, İzmir'den kesinlikle farklıydı büyük bir yerdi. Bizimkilerle mesajlaştım, telefona daldığımdan geldiğimizi bile fark etmemiştim. Sakin bir yolculuk olmuştu. Arabadan inip yeni evime baktım. Güzel bir evdi lükstü ama saray gibi değildi, normal havuzu olan ideal bir villaydı. Bahçesi büyüktü ama yinede abartılacak kadar değildi. "İçeriye geçmiyormusun?" Annemin lafıyla düşüncelerimden sıyrıldım. İçeri bir adım attım etrafı inceledim. İki katlıydı tahminimce çatı katıda vardı. "Odan en üst katta dinlendikten sonra evi gezebilirsin, eğer bir şey olursa Hakan Abi diye seslenmen yeterli Berk yukarıdadır zaten." Sakince yukarıya çıktım, 2 tane oda vardı rastgele birisine girdim. Etrafta göz gezdirdim simsiyahtı. Benim odam olamaz diye düşündüm. Tam çıkacakken ıslak bir şeye çarptım. Kafamı yukarıya kaldırdığımda iki çift kahverenginin en güzel tonunda olan gözle karşılaştım. Yüzünü inceledim yakışıklıydı, tam o anda sadece belinde havlu olduğunu anladım. Hızla ellerimi gözümün üstüne koydum, burnuma yaklaşan sabun kokusundan bana doğru geldiğini hissediyordum. Sırtım duvara değene kadar geriledim. Ellerimi gözümden çekti, ifadesiz bir biçimde bana baktı.
"Bir daha seni bu odada görmeyeyim Bücür." konuşurken dudaklarından çıkan her nefes boğazımın düğümlenmensine sebep olmuştu. Sadece başımı sallayabilmiştim. Kulağıma yaklaştı "Şimdi odana git." hemen odadan çıkıp kendi odama ilerledim. Kapıyı kapatıp kendimi yatağa attım. Tavanı izlerken düşünmeye başladım. Az önce ne olmuştu, gördüğüm kişi tanrımıydı ilahmıydı. Üvey abim olduğu kesindi üveyde olsa abim sonuçta o gözle bakmam yanlış ama, her kızı etkileyecek yüz hatları var. En ilgimi çeken ifadesiz suratındaki sert bakışa sahip olan gözleri. İç çektim, kendine gel Sezen o senin üvey abin. Evet üvey abim kendime gelmeliyim. Biraz daha tavanımla bakıştıktan sonra acıktığımı fark ettim. Birşeyler atıştırmak için mutfağa indim, koltukta uzanıyordu. "Annemler nerde?" sorumla bana döndü. "Düğün için mekan bakmaya gittiler." başımı sallayıp karşısındaki koltuğa oturdum. Beni takmayarak televizyona bakmaya devam etti. Bende fırsattan ziyade onun kusursuz yüzünü inceledim. Çok mükemmeldi, fazla mükemmel. Kafasını bana çevirince göz göze geldik. Utanarak yüzümü başka tarafa çevirdim. Kıpkırmızı olduğumu yüzümdeki sıcak histen anlıyordum. Gözleri biraz yüzümde gezindi, sanırım o an nefesimi tutmaktan ölücektim. Bu hissettiğim aşk değildi sadece çok yakışıklı ve bu heyecanlanmama sebep oluyor. Ukalaca sırıtıp televizyona bakmaya devam etti. Kafamı koltuğun sırtlığına dayayıp gözlerimi kapadım, uykum gelmişti. Biraz kestirmekten zarar gelmez.
-
Kapının sesiyle uykumdan uyandım.Kafamı o tarafa çevirdim. Berk dışardan gelmişti, sallandığına göre sanırım sarhoştu. Harika 3 saat önce tanıştığım üvey abimle evdeyim. Ah tabi onun sarhoş olması ve evde yalnız olmamız dışında hiçbir birşey yok.

Üvey AbimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin