altmış yedi'

25.4K 1K 251
                                    

☆yıldızlamayı unutmayalım ☆

Yorumcukları göreyim 😳


💧

"Evime gideceğim..." dedim son bir kez daha tekrarlayarak. "Baba lütfen..."

"Ahu kızım gitmesine git ama zaten on gün sonra temelli gideceksiniz, bir süre daha burada kal." Suratımı astığımda yüzümü avuçları arasına alıp alnıma küçük bir öpücük kondurdu. "Yalnız kalmayı sevdiğini biliyorum ama baban da yaşlanıyor artık..."

"Daha gençsin." dedim inatlaşarak. Ayrıca gerçekten de yaşlı değildi. Çoğu kişiye taş çıkarır bir vücudu, yüzü vardı. Hala mahkeme salonlarına, olay yerlerine adım attığında herkes yerinde dikleşir, korkuyla birbirine bakardı. "Bana bir cici anne bile getirmedin."

"Beni başka bir kadınla daha mı paylaşmak istiyorsun?" dedi gülerek. 

Aklıma beni dışladıkları sahneler düşerken gözlerimi kapatıp sakin olmaya çalıştım. O, sadece benim babamdı ve mümkünse bekar kalmaya devam etsindi. 

"Ufakken bu kadar kıskanç değildin."

"Sevdiklerimi kimseyle paylaşmak istemiyorum." dedim çıkışarak. Kıyafetimi bile veremezdim bir başkasına, değil babamı vermek... 

"Biliyorum... Hadi çıkalım da şu alçından kurtul artık. Ceylan gibi sekiyorsun günlerdir evde." 

"Alışmıştım aslında." 

Arka arkaya babamın odasından çıkmamızla evdeki yeni çalışanlardan biri elindeki ceketle yanımıza geldi ama babam giymek yerine koluna astı. Zaten hava çok sıcaktı, bir de ceketle iyice eriyip bitecekti.

"Yaralarına da tekrar baktıralım istersen..." Sırtıma dikkatlice baktı. Yüzümdeki yaraların günlerdir makyajla kapatıyordum ama vücudumu kapatmak için çabalamamıştım çünkü alışkındım.  Önemli olan yüzümdü. Yaralı olmasını istemiyordum. 

"Oradakiler iyileşti." Yavaşça kapıyı açıp benim çıkmama yardım etti.

"Yüzüne şu boyaları sürmesen onlar da iyileşecekti. Onlara bir baktıralım." 

"Makyajımı çıkarmak istemiyorum." dedim inatla. Bahçede ileri doğru yürürken döndüğümüzde havuza girmeyi aklıma yazdım. Yaz gelmişti ama suyu anca banyodan banyoya görüyordum. Ona da çalışanlardan biri yardım ediyor, adam akıllı ıslanamıyordum bile.

"Doktor kontrol ederken çıkarmak zorunda kalacaksın." 

"Of!"

"Bazen hala ergen bir kızım olduğunu unutuyorum." dediğinde arabanın yanına varmıştık. Adımlarımız ağır çekimde duraksadı çünkü Emre bahçe girişinde duruyordu. "Geceleri senin odana geldiğini fark etmiyorum mu sanıyor bu küçük velet?"

"Küçük değil."

"Ne?" Babam anlamadığını belli edercesine bana baktı ama kafamı sallayıp "Yok bir şey." diye mırıldandım. "Bir şey söylemek için gelmiştir, gider şimdi."

"Evladım?" diye bağırdı babam ileri doğru. Ardından arka kapıyı açtı. Emre'nin mavileri yerden babama doğru kalktı. "Ne işin var burada?"

"Ben..." Gözleri bana değdiğinde babam aceleyle beni arabaya bindirip kapıyı kapattı. İçeriden gizli gizli onları izlerken Emre hızlı adımlarla babamın yanına kadar geldi. "Hastaneye yalnız gidecek sandım da yanına gelmiştim."

"Yürüyerek mi gidecektiniz?" Sert ses tonu dışarıdan ürkütücüydü belki ama benim için öyle değildi. Tam tersi bu halini daha çok seviyordum. 

YAKININDA +18 (YARI TEXTİNG) (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin