yirmi iki ❅ son *ᵐ*

4.3K 316 252
                                    





Bir yıl sonra;

"Sanmıyorum, emin misin?" Felix yatakta uzanan yarı çıplak sevgilisine baktı. Hyunjin dudaklarını büzerek telefona bakıyordu. Başını salladı be telefonu onun yüzüne doğru tuttu.

"Bak, arabayla yaklaşık bir saat sürüyormuş." Felix başını onun omzuna yasladı. Telefonu eline alırken, çıplak koluna sarıldı. "Hmm," Ekranı aşağı doğru kaydırdı ve o da dudaklarını büzdü.

"Bilmiyorum Hyun, Eiffel hemen yanıbaşımızdayken o kadar uzağa gitmek zor geliyor." Hyunjin sakince bir nefes aldı ve Felix'in diğer elini tuttu. "Bence romantik bir araba yolcuğulu olurdu," Felix gülümseyerek ona döndü ve boynundan öptü.

"Gece uyumayıp bunu araştırdın değil mi?" Gözleri onun gözlerine kayarken, Hyunjin omzunu silkti ve dudaklarına bir öpücük kondurdu. "Uzun zamandır birlikte denize gitmiyoruz. Bir de Paris'teyken, güzel olur diye düşünmüştüm."

Felix dudaklarına öpücük kondurdu. Hyunjin gülümsedi ve yatağın başlığına yaslı olan sırtını aşağı doğru kaydırdı. Felix ise yavaşça kayarak göğsüne uzandı. "Peki, akşama doğru çıksak?" Parmakları Hyunjin'in karnında kayarken usulca sordu ve başını ona döndürdü. "Hâlâ yorgun hissediyorum."

Hyunjin yeniden birleştirdi dudaklarını. Felix gülümseyerek geri çekildi. "Bu kadar yorulacağını tahmin etmemiştim sevgilim."

"Sabaha doğru uyuduk Hyunjin... Sen yorgun değilsin herhalde?" Hyunjin sakin bir nefes alıp dudaklarını şapırdattı. "Tamam tamam, hadi dinlenelim biraz daha."

Felix başını sallayıp gözlerini kapattı. "Bekle, Chan hyunga mesaj atacağım araba ayarlaması için." Felix yeniden başını salladı. Hyunjin telefonla uğraşırken gözlerini kapattı ve kollarını ona sardı. Mükemmel derecede huzurlu hissediyordu.

Birkaç hafta önce yarışma için gelmişlerdi ve finale çıkmadan önceki son haftalarıydı. Bu yüzden Paris'in en güzel yerlerini gezmek için plan yapmışlardı ama Hyunjin'in birden deniz teklifini ortaya sunması plansızdı, bu yüzden araya sıkıştırabilirlerdi.

***

Felix yolu izlemekten sıkılmıştı. Uzun yolda araba kullanmamıyordu, bu yüzden Hyunjin arabayı kullanıyordu. Koltukta yan dönerek Hyunjin'e baktı. "Ne kadar kaldı?" Hyunjin ona kısa bir bakış attı ve yeniden yola döndü.

"Yirmi dakika? Sanırım? Öyle umuyorum..." Son cümlesini mırıldanarak söyleyince Felix kıkırdadı ve elini onun yanağına atarak okşadı. "Güneş batmak üzere," dedi sesi yavaşça solarken.

"Gün batımında sevişebiliriz." Hyunjin sırıtarak söyleyiliğinde Felix kahkaha attı ve yumruk yaptığı eliyle omzuna vurdu. "Asıl amacın buydu değil mi Hwang Hyunjin!"

Hyunjin şaşırmış rolü yaparak yola bakmaya devam etti. "Aman tanrım! Beni yakaladın Lee Felix!" Felix daha da kahkaha atarken Hyunjin bir saniyeliğine ona bakıp gülümsedi ve geri yola döndü.

"Yani sevişmek değil de, suyun altında öpüşmek isterdim." Felix bir süre düşünerek ses çıkardı. "Hmm, denenebilir ama su yutma ihtimalimiz yüksek sevgilim." Hyunjin dudaklarını büzerek başını salladı.

buz kırağı | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin