yangın yeri

77.5K 1.3K 104
                                    

Üzerimde yer edinen yorgunluk adımlarımı zayıflamış, zor bela kendimi bana ayrılan yatağa atmıştım.

Olanlar o kadar tuhaf geliyordu ki bana bazen başkasının hayatından rol çalmışım gibi geliyordu. Şu an bulunduğum durum benim kurduğum düzenden ya da hayatımdan baya uzaktı.

Her şey bir anda oldu . Nasıl buraya kadar taşındı olaylar hâlâ anlamış değilim. Uraz bey hayatıma dokunduğu anda her şey tepetaklak olmuştu. Kim bilir benimle ilgili ne gibi düşünceleri vardı adamın. Asla ondan kurtulamayacağım gibi düşünceler beynimi kurcalarken içimde bitmeyen sıkıntı çığ gibi büyüyordu . Bu adamın benden ne istediğini hiç bilmiyordum. Ama bildiğim bir şey varsa da kurtulmak kolay olmayacaktı. Belki canını sıktığım an ya da istediğini vermedigimde hiç istemediğim sonuçlarla karşılaşabilirdim. Belki öldürdü belki de aileme zarar verirdi. Bu yüzden bu kadar diken üstündeydim ya . Aileme zarar gelecek diye ödüm kopuyor , onların adını anmamaya çalışıyordum. Hele ki bulunduğum ortamda asla kullanmasam iyi ederdim.

Tüm düşünceler kafamı çöplüğe dönüştürdüğü zaman diliminde yorgunluktan en sonunda bulunduğum yerde uyuyakalmıştım.

Uyandığımda saat baya geç olmuştu. Hızlıca kalkıp odada bulunan banyoya doğru yöneldim. Yüzümü su çarpıp kendime gelmem için .

Aynadaki yansımam bile perişan bir haldeydi. Daha fazla vakit kaybetmeden kendimi toparladık tam sonra odadan ayrıldım.

Sessiz adımlarla koridordan ilerleyip bir yandan da etrafı göz gezdirmeyi unutmayarak en son merdivenin başına kadar geldim. Hâlâ bir ses seda yoktu . Ürkütücü bir havası vardı bulunduğum durumun. Belki son yaşadıklarımdan dolayı bilmiyorum ama zaten bu evde asla kendimi güvende hissetmemiştim. Hele ki Uraz beyin yanındayken tedirginlik yapıştığı boğazımı serbest bırakmayarak nefes almamı zorlaştırıyordu resmen .

Merdivenden de inip temkinli adımlarla solana giriş yapmıştım ama hâlâ kimse gözükmüyordu . Belli ki akşam olmuş hâlâ beyefendi gelmemişti .

Biraz daha salonun ortasına doğru koltuklara ulaşmak için adımladım. Arkamdan gelen tıkırtı sesi ile adımlarım sekteye uğrayıp hızlıca bakışlarımı sessin geldiği tarafa çevirdim .

Yukarıda merdivenlerden inen bedeni görmemle gene aynı tedirginlik tüm bedenimi hızlı bir şekilde kuşatmıştı. Demekki gelmişti beyefendi. Keşke odamdan çıkmasaydım.

Gözleri direkt benim üzerimde olduğu için ne yapacağımı bilemedim ilkin daha sonra ortada dikilmenin pek anlamı olmadığını bildiğimden gidip koltukalara oturarak önüme başka yöne döndüm . Hatta direkt bakışlarım bahçeye doğru kaydı . Sesler kulağıma gelmesine rağmen bakışlarımı onun tarafına çevirmedim.

Keşke erdem burda olsaydı en azından ortam biraz daha yumuşardı. Ama maalesef ne istedim ki bugüne kadar oldu da bu eksik kaldı .

Adım sesleri uzaklaşmasıyla merak edip belli etmemeye çalışarak ona baktım.

Arkası dönük bana karşı tek kelime etmeden mutfağa girmişti.
Fırsat buydu hemen kalkıp gitmem lazımdı yoksa bir daha o burdayken ayağa bile kalkamazdım.
Aklıma değişik değişik düşünceler gelip aklımı kurcalayınca stresim biraz daha katlanıyordu.

TUTKUNUN ESİRİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin