B-19

4.7K 414 219
                                    

Yüzümdeki kocaman gülümsemeyle sırtımdaki çantamı sıkıca kavradım.

Bahçedekiler her seferinde onlara ezici ve alaycı bakışlar atmama alışık oldukları için bu halimi fazlasıyla garipsemiş ve bana tuhaf tuhaf bakmaktan çekinmemişti, okulun içine giresiye kadar göz göze geldiğim, bana tiksinircesine bakan herkese kocaman gülümsedim. Mutluydum, hemde çok...

Koridordan geçerken bir kızın tökezlemesiyle önüme düşen çikolatasına baktım, affalayarak bakışlarını bana çevirdiği suratı, benim olduğumu farketmesiyle panikleyerek yere eğilmesine neden olmuştu, tam uzanıp almışken arkadan birisinin itmesiyle bu sefer çikolatasıyla beraber kendini yerde bulmuştu.

Kaşlarım bu olayla birlikte derince çatıldı.

Okulda bu kadar pislik kişiler varken Ömer'in bana ilk yazışında söylediği sözler aklıma geldi, ne acınasıydı ama..

Yavaşça gözleri dolu dolu olmuş kıza yaklaştım ve elimi uzattım, herkes gibi o da elime şaşkın bakışlar attı ve ardından tereddüt ile beni süzdü, ona bu sabahtan beri herkese yaptığım gibi kocaman gülümsedim, yeniden attığı tereddütlü bakışlarla birlikte bu sefer ısrarcı bir şekilde oynattım elimi.

Derin bir nefes aldı ve minik elini ellerimin arasına bıraktı.

Yardım ederek kaldırdığım kızla birlikte uğultu başlamış ve bu benim gülümsememin büyümesine yol açmıştı. "İyisin değil mi?" Diye sordum onu endişeli gözlerimle süzerek.

Gözlerinden geçen anlayamadığım bir bakışla bana baktı ve yavaşça beni kafasıyla onayladı, derin bir nefes aldım "Peki o zaman, kendine dikkat et" deyip göz kırptıktan sonra sınıfımın kapısına doğru yol aldım.

Tam girecektim ki köşede beni izleyen bir çift göze ilişti gözlerim ardından aklıma gelen fikirle sınıfa girmekten vazgeçtim ve içim içime sığmıyarak onun yanına heyecanla gittim. Şaşkın bakışlarının altında bileğinden tuttuğum gibi etraftakileri umursamadan dışarıya doğru sürükledim onu.

"Arya iyi mi-" lafını tamamlamasına izin vermeden hızlıca ona döndüm ve parmaklarımın üzerinde yükselerek ensesinden onu kendime çekip dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Şaşkınlıkla kasılan bedeni, ilk birkaç dakika ne olduğunu algılayamamış ardından ise onun dudaklarının üzerinde ahenkle dans eden dudaklarıma kayıtsız kalmayarak bana karşılık vermişti.

Onun bir eli sıkıca yanağımı kavramış, diğer eli sımsıkı belime dolanmıştı ben ise iki elimide ensesinde birleştirmiştim, bahçenin ortasında birbimizi tüketircesine öpüşmemizi bölen, ciğerlerimin nefes için sızlamasıydı.

Yavaşça onun dudaklarından koptuğumda hızlı hızlı aldığımız nefeslerimiz birbirine karışıyor, aldığım derin nefeslerden şişen göğsüm onun göğüslerine sürtüyor, bu belimdeki elinin sıklaşmasına neden oluyordu.

İçtenlikle gülümseyerek fısıldadım "Bugün bizim olsun mu?" Yavaşça gülüşüme kaydı bakışları bir an afallasada tekrar gözlerime baktı.

"Olsun" dedi beni şaşırtıp sorgulamayarak. Memnunca yanağına bir öpücük kondurdum.

...

Babam: Arya bu ne demek oluyor?!

Babam: Okuldan bir serseriyle sürtmek için dışarılara çıkmak ne demek, sen ne yaptığını sanıyorsun?!!!

Babam: Hemen eve gidiyorsun akşam seninle görüşeceğim!

Arya çevrimiçi

Görüldü

Babam: Hemen!

Arya: Biliyor musun?

Arya: Canın cehenneme :)

Babam yazıyor

Babam: Eve geldiğinde neler olacağını biliyorsun değil mi kızım?

(Babam kişisini engellediniz)

Gülümseyerek Ömer'e döndüm, kaşlarını çatmış sinirle telefonuma bakıyordu, elimin içindeki elini sıktım ve bakışlarının bana dönmesini sağladım, hızlıca dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum.

"Bugün bizim günümüz, unuttun mu?" Dedim kıkırdayarak.

"Arya sana bir şey mi yapıyor, ya da yapıyorlar o son mesaj neydi?" Dedi, ona dönüp kınayıcı bir bakış attım. "Çok sıkıcısın Ömer, sana az önce ne söylediğimi duymadın mı, eğer iki dakika içerisinde o atlı karıncaya binmezsek seni burada sap gibi bırakırım" dedim.

Derin bir nefes aldı ve bana ayak uydurdu "Daha önce atlı karıncaya da mı binmedin yavrum, şimdi şu çocukça şeye bineceğiz" dedi hoşnutsuz sesiyle, yüzümdeki sırıtışı arttırıp ona döndüm.

"Ben daha önce hiç lunaparka gelmedim" dedim, gözlerindeki bütün duvarlar yıkılırken, onu çekiştirmeye başlamadan önce tek yaptığı şey, derince yutkunmak olmuştu.

...

Dizimde uyuyakalan kişiye döndürdüm bakışlarımı.

Film izlerken yorgunlukla kapanmıştı gözleri, bütün gün onunla eğlenmiş küçükken hevesle yapmak istediğim çoğu şeyi yapmıştım.

Yavaşça derin bir nefes alıp koltuğun başlığına yasladım kafamı ve bütün gün yüzümden eksik etmediğim gülüşümü yavaşça soldurdum.

Yarın büyük gündü...

Kaldırdığım kafamla birlikte Ömer'in yüzüne çevirdim gözlerimi, yavaşça saçlarını okşayıp yumuşak tutamların elimden kayıp gitmesini izledim bir süre.

Ardından yavaşça ona yaklaşıp alnına dudaklarımı derince bastırdım.

"Özür dilerim"

...

BENCİLSİN / Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin