Merhaba~~
1k'ya doğru gidiyoruz ve bu beni çook heyecanlandırıyor. Daha onuncu bölümü atmadan 1k'ya ulaşacağım ilk kurgum, bu kurgum... bu yüzden çokça heyecanlıyım.Her neyse, bölüm hakkında söylemem gerekenler var.
Bölümün sonuna doğru bir iki cümlelik
tanrıya karşı bir isyan var. Eğer dininize çok bağlı, tanrınıza karşı büyük bir koruma içgüdüsüne sahipseniz sizi rahatsız edebilir. Çok takılmamanızı rica ediyorum.İyi okumalar<3
•••
Saat akşam altıya daha yeni vurmasına rağmen kararmaya başlayan havayı izliyordum. Aslında erkenden bu kadar kararmasının sebebi kara bulutlardı. Bulutlar uzun süredir biriktirdiği yağmur damlalarını yer yüzüne bırakıyordu. Sığındığım klinikten çıksam yağmur damlaları canımı bile acıtırdı; O kadar güçlü yağıyordu.
Bugünü mü bulmuştu sahiden?
Seanstan çıkar çıkmaz yağmaya başlamıştı ve ben kliniğe kapalı kalmıştım.
Bu klinikte tek bir psikolog yoktu. Dört psikolog beraber çalışıyordu ve bu yüzden bir hastaneye benziyordu. Ayrıca çokta hastası vardı, benimle birlikte yağmurun dinmesini bekleyen insanlar vardı. Bazıları ise klinikten çıkıp koşarak arabalarına biniyorlardı.
Tabii benim bir arabam ve motorsikletim olmadığı için kliniğe kapalı kalmıştım. Baktığım hava durumuna göre yağmur yarın sabaha kadar yağmaya devam edecekti. Taksi çağırmayı düşünmüştüm fakat buraya gelen tek bir taksi bile bulamamıştım.
Ne yapacağımı ben de bilmiyordum. Yeterince yorgun olduğum için öylece omzumu cama yaslamış yağan yağmuru izliyordum.
Tek bir çarem vardı, o da Taehyung'u aramak ve beni buradan alması için rica etmekti. Dün yaşananlardan dolayı kendimi ona karşı daha samimi ve rahat hissediyordum. Aramızdaki mesafe azalmış ve bir şeyler ortaya çıkmış gibi hissediyordum. Eminim ki o da böyle hissediyordu.
Fakat yine de arayıp beni almasını istemeye çekiniyordum işte. İşlerinin olduğunu biliyordum.
Ben bunları düşünmeye devam ederken bir anda telefonumun zil sesi kulağıma vardığında etrafıma baktım. Birkaç kişi bana bakıp yeniden önüne döndü. Hemen telefonumu cebimden çıkardım, arayan kişinin Taehyung olmasıyla sevinçle gülümsedim. Aramayı hemen yanıtlayıp hızla telefonu kulağıma yasladım.
"Alo, Jeongguk?"
İsmimi dün geceden sonra ilk defa ağzından duyduğumda derin bir nefes aldım. Bugün hiç dersimiz yoktu ve hiç görüşmemiştik. Ve onu neredeyse hiç görememiştim. Hep aynı saate denk gelmeyen sınıflarla dersi vardı.
Ve ben onu çok özlemiştim.
"Profesör?" Diye mırıldandığımda arkadan gelen araba seslerini duydum. Büyük ihtimalle dışarıda ve arabasındaydı. Tahmin ettiğim gibi işlerini hallediyor olmalıydı.
"Seans bitti mi?" Diye sorduğunda sanki görebilecekmiş gibi kafamı salladım.
"Yirmi dakika önce falan bitti."
"Eve geçtin mi? Çok yağmur yağıyor, hiçbir taksinin oraya geleceğini düşünmüyorum." Dediğinde heyecanla insanların doluştuğu koridorda yürümeye başladım.
"Evet maalesef hiçbir taksi gelmiyor. Hâlâ klinikteyim ve yağmurun dinmesini bekliyorum."
Birkaç saniye boyunca cevap vermedi, dudaklarıma eziyet etmeye başladım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
RL | Taekook
Teen FictionPsikoloji alanı okuyan Jeon Jeongguk, proje ödevinde genç profesörüne psikolojik rahatsızlığını anlatmıştı. Bunun sonuçlarının onu hiç tahmin etmeyeceği kadar derin bir ilişkiye sürükleyeceğinden habersizdi. ••• Aşkımı hissettireceğim sana, Karanlığ...