❅
Hyunjin emin adımlarlar yolunda ilerlerken yüzüne koyduğu gülücüğü bozmadı. Bittiğiniz zaman bir anda mutluluk patlaması yaşardınız ya, tam da o modun içindeydi yürürken. Yüzünde anlamsız bir gülücük vardı.
Yıllardır kendi evi gibi geldiği evin kapısının önünde durdu ve beklemeden kapıyı çaldı. Kapı birkaç saniye sonra açılınca yüzündeki gülücüğü genişletti. "Hyunjin," Orta yaşlı kadın birkaç saniye durup ardından sevinçle kollarını uzun çocuğa doladı.
"Merhaba Lina teyzeciğim," Diyerek sarıldı ona. İçinde garip bir neşe vardı. Kadın onun sırtını okşayarak geri çekildi ve ellerini kavradı. "Çok özlemişim seni, Felix işleri var diyince de aramadım. Çok iyi oldu geldiğin." Kadın sevinçle söyledi. Hyunjin utangaçça omzunu silkti ve gülümsedi.
"Öyle oldu," Felix'in olanları anlatmamış olduğu onu biraz rahatlatmıştı. "Gelsene içeri, Felix birkaç saate gelecek. O gelene kadar bir şeyler yer sohbet ederiz." Hyunjin omzunu silkti ve başını salladı. "Ben onu değil sizi görmeye gelmiştim Lina teyzeciğim. Ama sorun değil, beklerim."
Kadın neşeyle gülümserken Hyunjin'in ellerini bıraktı ve içeri davet etti. Hyunjin içeri girerken etrafına bakındı. Hâlâ aynıydı her yer, Felix'in babası öldükten sonra anneleri zor dönemler geçirmişti, bu yüzden birkaç eşya yıllardır aynı yerde duruyordu. Hatta koridordaki bir tablo Felix'in babasının astığı günden beri yerinden çok çıkarılmamıştı. Bayan Lee'nin ona özenle baktığını tahmin ediyordu Hyunjin.
İçeri girdi ve kibar bir şekilde kadını takip etti. Felix'in annesi onun içeri oturmasını söyleyerek mutfağa gitti. Hyunjin salona geçti ve kanepeye oturdu sakin bir şekilde. Etrafını inceledi, hâlâ aynıydı. Felix'in odası biraz uzaktan görünüyordu.
Oraya kısa bir bakış attı ve ellerini dizlerine koydu. Kadın elinde tepsiyle içeri girdi ve orta sehpanın üzerine çay ve kurabiye koydu. Ardından onun dizini okşayarak sevinçle konuşmaya başladı. "Bu yıl ilk kez garip bir şekilde birinci oldunuz hm?" Hyunjin çekingence başını salladı ve çay bardağını eline aldı. "Evet teyzeciğim, biraz öyle oldu. Ama yine de iyiydik değil mi?" Kibarlığını koruyarak sorunca kadın gülümsedi ve başını salladı.
"Elbette canım, siz her zaman iyisiniz."
Bir süre daha böyle sohbet ettiler. Hyunjin çayını bitirmek üzereydi. "Aslında," dedi çekingence. Kadın ona ilgiyle bakmaya devam ediyordu. "Size önemli bir şey söylemem lazım Lina teyzeciğim."
Felix'in annesi ilgiyle başını salladı ve konuşmasını bekledi. "Biliyorsunuz Felix ile yıllardır çok yakınız," Hyunjin bir süre duraksadı ve yeniden devam etti. "Belki bu garibinize gidebilir ama, ben onu çok seviyorum."
Kadın başını salladı ve elini Hyunjin'in elinin üzerine koydu. "Elbette oğlum, o da seni çok seviyor." Dedi gülümseyerek. Hyunjin gergince gülümseyip başını eğdi.
"Biliyorum, ama... öyle değil. Yani fazlaca seviyorum, sizin eşinizi sevdiğiniz gibi." Kadın bir süre Hyunjin'in yüzüne baktı ve gözlerini kapatarak sakince bir nefes aldı.
"Şimdi," dedi dudaklarını ıslatarak. Oturuşunu dikleştirdi ve Hyunjin'e biraz daha yaklaştı. "Yani, sen diyorsun ki Felix'e aşığım?" Hyunjin yeniden gergince gülümsedi ve başını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
buz kırağı | hyunlix
Fanfiction霧氷 Bu bir totemdi, her yarışmadan önce bedenlerini ve ruhlarını birleştirirlerdi. hyunlix#3 29.4.22 hyunlix#10 1.5.22 13.9.21 / 31.12.21