Okuduğunuz tarihi buraya alabilirim...
KALP BOŞLUĞU
İçindeki sıkıntıyı bir türlü dışarı atamıyordu. Neydi bu sol tarafındaki ağrı? Bu boşluk nasıl dolacaktı? Nasıl dolabilirdi? Bu boşluk ruhuna akan yolda sızıntı veriyordu. İçine içine yayılıyordu. Anlamıyordu. Anlayamıyordu. Anlamayı istiyor muydu ki? Her zaman yaptığını yaptı ve boş verdi. Belki de tek ihtiyacı olan şey zamandı. Zaman her şeye iyi gelirdi ya boşlukları da doldurur muydu?
Karşındaki ufak çocuğun gözlerinin esiriydi. Gözleri göğü anımsatıyordu. Bulutsuz bir gökyüzünü...
Çocuk ona dik dik bakan kızdan korkarak gözlerini kaçırdı. Kız, uzun süre çocuğa baktığını fark edememişti. Onu korkuttuğu için kendini suçlu hissetti. Suçluluk duygusu ile kızaran yanaklarını elleri ile kapadı. Ellerini yüzünden indirirken çocukların yeni bir oyuna başladıklarını gördü. Birbirlerini küçük adımlarla yakalamaya çalışıyorlardı. Onların neşeli kahkahası ona o kadar iyi geliyordu ki kahkahalar zihninde bir melodi oluşturuyor ve ruhunun kısa bir süre içinde olsa dinlendiğini hissedebiliyordu.
Bu park ona iyi geliyordu. Yaşayamadıklarını yaşamış gibi hissettiriyordu. Oturduğu bankın üstündeki poşete uzandı. İçindeki çikolatalar yenmeyi bekliyorlardı. Ayağa kalktı ve parkın ortasına doğru yürüdü. Neşeyle oynayan çocuklara sesleneceği sırada, tek başına salıncakta oturan küçük bir kızı fark etti. Herkes oynarken o neden orada öylece duruyordu? Küçük kızın gözleri dolu doluydu ve etrafı inceliyordu. Salıncak o kadar yavaştı ki orada oturan biri olmasa rüzgarın salladığını düşünebilirdi kız. Adımlarının yönünü değiştirdi ve küçük kızın salıncağının hemen önünde durdu. Ve onu korkutmamak için yavaşça yere eğildi kız. Küçük kız şaşkındı ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Dolu gözleri ile karşısındaki kendinden yaşça büyük olan kıza bakıyordu.
Gözleri ile bir şeyler anlatmaya çalışıyordu sanki. Dolu gözlerle karşı karşıya gelen kız ne kadar da masum olduğunu düşündü. Kim bilir neden bu kadar üzgündü. Yalnızdı, hiç arkadaşı yok muydu? Elindeki poşete uzandı ve bir çikolata çıkartıp küçük kıza uzattı. Şaşıran küçük, çikolatayı görünce istemsizce dudaklarının kıvrıldığını bile fark etmemişti. Minik bir hediye ile ne kadar da mutlu olmuştu öyle? Gülümsemeye devam ederek çikolataya uzandı. Ve onu kızdan aldı. Bu mutluluğu gören kız tüm çikolataları küçük kıza uzattı.
"Sende birilerini küçük bir şey ile mutlu et olur mu?"
Küçük kız kafasını salladı poşeti aldı ve salıncaktan çıkıp koşarak çocukların oynadığı tarafa gitti. Tek tek herkese bir çikolata uzatıp bir şeyler söylüyordu.
Küçüğü mutlu etmenin verdiği sevinci tüm ruhunda hissetti kız. Kalbindeki boşluğun hissi azalmıştı, bu his kısa sürede olsa kapanmasını sağlamıştı boşluğun, belki de kız ilacını bulmuştu.
Yazar elindeki kalemi bırakıp gülümsedi. Kendi ruhunu yansıtan bir şeyler yazmak ona iyi hissettiriyordu. Hayalinde de olsa küçük bir kızı yalnız bırakmamıştı. Sırada ise gerçek vardı. Gerçek, hayalleri yaşatacaktı. Boşluğu yok etmek için ayaklandı. Ama boşluk onda değil, dışardakilerdeydi...
04.11.2021
- S.
YOU ARE READING
K̶A̶R̶A̶L̶A̶N̶M̶I̶Ş̶ ̶H̶A̶Y̶A̶T̶L̶A̶R̶
Short StoryBir yazarın ruhunun derinliklerinden size ulaşacak hikayeler... Okuyunca hüzünlenip hem de mutlu olmak mı? Bir ruhta yaşanan onlarca hikaye için sayfaları aralamaya hazır mısınız...