❦ KULÜPTEKİ STRİPTİZCİLERİM / BÖLÜM ●31●

29.9K 7.4K 1.9K
                                    

Hellö 💦


A

nlamlandıramadığım garip bir duygu ile cebelleşiyordum o an, aynanın karşısında bir prenses gibi oturuyordum. Boynumda, ömrüm boyunca hayal edemeyeceğim bir kolye, üzerimde ise çoğu insanın 3 aylık kirasının toplamı olan pahalı bir elbise. Ayakkabılarımı hesaba bile katmıyordum... Bunların hepsini barındırdığı bir dünya içerisinde insanlar ne yapıyordu? Normal aile kavramı onlarda oluşmuş muydu? Mesela Müzeyyen Hanım ya da Ercüment Bey'in evlilikleri olması gerektiği gibi miydi? Dışarıdan öyle görünüyordu ama ben bu ailede dışarıdan hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığının garantisini bizzat almıştım.

İçime oturan sıkıntıya karşılık, parmaklarımı kolyenin üzerinden çektim ve elbisemin eteklerini düzeltip ayağa kalktım. Dönüp ona baktığımda ne döndüğünü anlamak istercesine yüzüme baktığını görmem, yine onun ne kadar zeki olduğu gerçeğini gözlerimin önüne seriyordu.

"Hadi gidelim artık. Misafirlerini daha fazla bekletmeyelim." dediğimde uzatmadan başını onaylar anlamda salladı ve etrafına bakındı.

"Üzerine ceket olarak ne alacaksın? Antalya soğumaya başladı." dediğinde bir an bunu düşünmediğim için ceketlerimin olduğu dolabıma baktım. Vural ise seçmediğimi anlamış gibi dolabın önünde durdu ve sürgüsünü yana kaydırıp içerisindeki ceketlere benimle birlikte bakmaya başladı. Tam üzerime yine siyah bir ceket almak için hamle yapıyordum ki o uzandı ve aralarından tıpkı pantolonu gibi bej renginde olan bir ceket seçti.

"Bu güzel olacaktır." dediğinde bana uzatmış, giymem için merakla yüzüme bakıyordu.

Tuhafıma gitti. Daha önce giyeceklerimi seçmediğinden miydi bu yoksa geldiğinden beri tuhaf davranmasından mıydı çözememiştim. Ama ceketi elinden alıp denerken büyük bir ilgiyle beni izlemesi rahatsız olmama neden olmuştu.

Çok garipti. Onunla sevişirken dünyadaki en özgür insan gibi hissederken onunla temasta bulunmadığım o zaman diliminde ona kendimi bir türlü uyduramıyordum.

Ceket gerçekten de güzel olmuştu. Beğendiğimi söyleyip beklentisini karşıladığımda da bundan mutlu bir şekilde odadan çıkmıştı. Peşinden giden ben, aklımda bir sürü soru işareti ile çelişirken aşağıdaki insanların karşısına o şekilde çıkmam dikkatlerden kaçmamıştı.

"İkiniz de çok şık olmuşsunuz." diyen Tuğba beğeniyle kardeşi ve bana baktıktan sonrasında hızlıca beni baştan aşağı süzmüştü.

"Üzerindeki elbise Prada'nın geçen sezonunun elbisesi değil mi anne?" diye sormasına karşın Müzeyyen Hanım'a otomatikman bakmıştım. Dikkatle elbisemi inceleyen kadınsa omuz silkip başını onaylar anlamda sallamıştı.

"Olabilir. Elbiseler alınalı oldu çünkü." dediğinde Tuğba onaylanmanın verdiği zaferle bana dönmüştü.

"Bunlara dikkat etmelisin Ayza. Özellikle de müşterilerle buluşmaya gittiğinde. Onlar, böyle şeyleri takip ederler." demesi ile birlikte şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırır olmuştum. Tanrım! Neyden bahsediyordu bu kadın? Ne yani, elbise geçen sezondan diye giyilmemeli miydi?

"Ama boynundaki kolyeye bayıldım. Geçen gittiğinizde aldınız herhâlde. Güzel bir seçim olmuş. Bu dönem baya moda oldu." demesiyle bir an ne diyeceğimi şaşırmıştım. Elim otomatikman kolyeme giderken dönüp Vural'a baktım. Muhabbetten sıkılmış gibi saatine bakıyordu.

"Hayır, aslında bunu Vural bugün aldı sanırım. Hediye..." dedim saçma bir şekilde ve bir anda şaşıran aile halkına karşılık gözlerim Yavuz'la kesişti. Kaşları çatılmıştı. Bundan hoşnut olmamış bir şekilde yerinde kımıldanırken gözlerini benden kaçırıp başka yere bakmaya odaklanmıştı. Tuğba ise duydukları ile bir an kaşlarını çatsa da ardından kardeşine dönmüş ve alaycı bir şekilde konuşmuştu.

Deliler Ağlamaz KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin