buz kırağı | hyunlix

on beş

❅

Noterin kararıyla oylar açıklanmak üzereydi. Jürilerin ve izlemeye gelen seyircilerin oyları toplanmış ve ortalaması alınmıştı.

Felix, Hyunjin'in elini sıkıca kavrıyordu. Kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Gösterilerini mükemmel bir şekilde bitirmişlerdi. Felix başta yaptığını kavrayamasa da Hyunjin'in dediği gibi kendini kanıtlamıştı. Bu yüzdem rahatlamıştı biraz olsun.

"Evet, yarışmacıları ortaya alalım." Sunucunun sesi alanı doldurunca, Rus takımda alana ilerledi. Adamın yüzünde iğrenç bir sırıtış vardı. Felix onlara bakmayı kesti ve Hyunjin'in elini tutarak alana kaydı.

Hyunjin arkasından kaydı sakince. Sunucu bir süre bir şeyler söyledi ve elindeki kağıda baktı yeniden. Gerici bir andı, Hyunjin büyüklerin olduğu tarafa baktı. Chan onu kaşlarını çattı ve içeri giren polisleri gösterdi.

Felix, Hyunjin'in baktığı tarafa dönünce polisleri gördü ve bakışlarını Hyunjin'in baktığı yere kaydırdı. "Birincilerimiz,"

"Rus takımı oluyor ve Kore takımının yıllardır elinden kaptırmadığı birinciliği kapıyor!" Adam heyecanla konuşunca seyircilerin bazıları sevinirken bazıları sessiz kalmıştı.

"Durun!" Polisin rahat sesi alanı doldurunca herkes bu defa onlara döndü. Andrew ve Catherine'in bakışları da oraya döndü. Fakat yüzlerinde endişe vardı.

"İşledikleri suçtan dolayı, Rus takımını tutuklamak zorunda kalıyoruz." Ana jürilerden biri polisin yanında emin bir şekilde duruyordu. Az önce bunun hakkında konuşmuş olmalılardı.

"Suçları ise, Kore takımından Lee Felix'in patenini çalarak yeri belirlenemeyen bir yere saklamışlardır. Sorguladığımız otel görevlisi bunu onun aracılığıyla yaptıklarını ve ona rüşvet teklif etmişlerdir. Buna aracı olan kayak sporcusu James Allen ise suça dahil olmuştur. Bu nedenle lisanları iptal edilmiş ve jürinin kararıyla yarışmadan men edilmişlerdir."

Bu... Ciddi anlamda beklenmedikti. Hyunjin şaşkınca Felix'e döndü. Felix yanında duran, yüzlerinden kesinlikle her şeyi belli eden takıma baktı. Yaptıkları, adiceydi. Hal etmişlerdi.

Gerisi de kısacık sürdü sanki, madalyaları taktılar ve herkes tarafından tebrik edildiler. Çok uzun olmayan bir süre sonra herkes alanı boşaltmıştı.

Felix, onun olmayan ve Changbin'in birkaç saat önce yeni aldığı patenleri, çıkarırken Hyunjin'e baktı. Düşünceli bir şekilde oturuyordu. Sevinmemiş miydi birinci olduklarına..?

"Hyun," Felix bağcığı çözdükten sonra ona baktı, Hyunjin dalgın bir şekilde ona döndü. "İyisin değil mi?" Hyunjin başını salladı sadece.

Saçlarını geri taradı ve üzerindeki montun fermuarını çekti. Felix hâlâ ona bakıyordu. "Çocuklar," Chan polislerle karakola gitmişti. Changbin ise son işleri hallediyordu. "Birinci olan sporcular için kutlama yapılacakmış. Katılmanız gerekiyor," Felix itiraz etmek için ağzını açtığında Changbin onu eliyle durdurdu ve devam etti.

"Biliyorum, yorgunsunuz. Sadece bir saat, sonrasında yatıp yarın sabah Kore'ye döneceğiz." Hyunjin başını salladı sessizce. Aklı karmaşıktı.

Felix ona baktı ve başını salladı. Hyunjin'de garip bir şey vardı. Bunu göz ardı etti ve kalın çoraplarını giyerek terliğini ayağına geçirdi. Ne kadar otele gidip dinlenmek istese de partiye gitmeleri gerekiyordu.

***

"Gerçekten sevindi mi emin değilim," Felix üzerine giydiği kalın gömleğin kollarını düzeltirken konuştu. Changbin onu almak için gelmişti ama o hâlâ yatakta mayıştığı için tekmeleyerek yataktan indirmişti onu. Felix en sonunda söylenerek yerden kalkmış ve giyinmeye başlamıştı.