11

4.8K 549 96
                                    

*iyi okumalar

Rutin olan hayatıma, yeni bir rutin ekleyecektim. Artık her öglen kızlardan ayrılıp konferans salonundaki tuvalete gitmem gerekiyordu. Zil çalınca 'tek dumanlayacağım.' Diye çıkmıştım sınıftan. Gerçek ise, Leva ile buna karar vermiş olmamızdı. Dün geldiğimizde ettiğimiz muhabbet ikimizi de o kadar sarmıştı ki buna devam edelim demiştik. Bu yüzden her öğlen buluşmaya karar vermiştik. Dün geldiğim yere, Leva yine benden önce gelmişti. Bunu kilitli kapıdan anlamıştım. Kapıyı çaldığımda kilidi çevrildi.

Kapıyı iterken "Selam" diyerek içeri girdim.

Gülümseyerek o da "Selam!" dedi.

Kapşonunun kafasında olmaması beni de gülümsetti. Sabahki tenefüslerde onu görmüştüm. Kapalı kızlar gibiydi. Kapıyı kilitleyip, sırtımı kapıya yasladım.

"Sabahtan beri sigara içmedim. Bu tenefüs abinin paketini bitirmeye niyetliyim."

Cebimden paketi çıkarınca "Yemek yedin mi?" diye sordu.

Kafamı salladım. Ikı onceki tenefüste Mahmut bana hamburger ısmarlamıştı. Elimdeki paketle ona hava atıp 'sen bir kere getirmedin bundan kardeşine. Zengin olacaksın bir de.' diye gercek dışı trip atmıştım. O da tribimi ciddiye alıp bana hamburger getirmişti. 'Paketi bitir. Yenisini alacağım sana.' diye bir krallıkta yapmıştı. Ondan marlboroyu sömürecektim.

Leva "Ben daha yemedim. Birlikte yeriz diye düşünmüştüm." deyip elindeki beslenme çantasını kaldırdı. Dünun iadesini yapıyorduk demek ki. Gözlerim elindekinde gezindi. Mavi, arabalı beslenme çantasıyla gulmeye başladım. O da gülüp "Hiç gülme, benim değil." dedi.

Kaşlarımı kaldırıp "Kimin?" dedim.

Omuz silkip "Bilmiyorum. Evde buldum." dedi.

O evde yabancı olduğu aklıma gelince sorgulamadım. Paketi cebime koyup "Yiyebiliriz." dedim.

"Burda değil. Yine salona geçelim mi?" diye sordu.

"Olur."

Birlitke kabinden çıkıp, konferans salonuna ilerledik. Dünki yerimize oturduktan sonra çantayı açtı. Gördüğüm dört parça but ve pilavla ıslık çaldım.

"Bunları aşırdın mı?"

"Evet. Ev baya kalabalık, dün bunlardan bize ayırcam diye çok zorlandım. Ondan yalayıp yutmak zorundasın."

Bu dediğinr kahkaha attım. Tavuk butunun birini peçeteyle tutup bana uzattı. Alıp, büyük bir ısırık kopardım. Soğumuş olmasına rağmen güzel gelen tavukla kaşlarımı kaldırdım. Belki de yemek değil de, yemek yenilen ortamdan dolayı bu kadar lezzetliydi.

"Kim yaptı bunu?"

"Kız kardeşim. Al, sana kaşık da getirdim."

Pilav ve tavuğu hızlı şekilde yedik. O açtı ama ben karın tokluğuna midemi şişirmiştim.

"Kardeşinin ellerine sağlık. Efsane bir şeydi. Sıra bana geçti sanırım. Yarın bunun üstüne çıkmam lazım."

Islak mendilin içinden alıp, bana da uzattı. Geçenki pis pis parmak yalamalarımızdan sonra, önlemli gelmişti.

"Getirmesen de olur. Ben getiririm."

Omuz silkerken "Sorun değil. Hem bizim ev kalabalık değil aşırmak kolay olur." dedim.

Annemden direkt istesem de yapardı. Ben yemekten anlamadığımdan mutfağa fazla girmezdim. Elim lezzetliydi, her yaptığım güzel olurdu ama birinin önime tarif koyması gerekiyordu. Annem tarifi verirken kendi yaptığından, bana sıra gelmezdi.

Tek İçimlik Sigara (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin