11. Bölüm

66.5K 3K 138
                                    

"Bekliyorum," demişti Zorlu Cuma akşamüzeri genç kadın telefonu açar açmaz. Zeynep daha yeni bir toplantıdan çıkmış ve masasını toparlamaya bile fırsat bulamamışken okuldan kaçmaya hazırlanan bir liseli gibi telaşla eşyalarını kaptığı gibi aşağıya indi. Zorlu arabada onu beklerken Melek'in son anda ona ilettiği bilgiyi düşünüyordu. Murat'ın bir türlü elde edemediği kadının Zeynep olması tüm olan biteni daha anlamlı kılmaya başlamıştı. Hiç şüphesiz adam kendine zor bir hedef seçmişti. Zorlu'nun onu bu hedeften uzaklaştırması gerekiyordu. Sadece Zeynep'i kendi elde ettiği için değil aynı zamanda hiçbir koşulda Murat'ın başarıya ulaşamayacağını bildiği için de... Onun öğrettiği yöntemler yüzde doksan dokuz işe yarasa da yüzde birlik ihtimal her zaman mevcuttu. O küçük yüzde dilimini de Zeynep gibi sıradışı kadınlar oluşturuyordu. İstisna denecek türde akıllı, çekici ve zor elde edilen. Zaten bu yüzden istisnaydılar ve bu tip kadınları ancak Zorlu gibi tecrübeli erkekler elde edebilirdi. Zeynep elinde çanta ile binanın girişinde belirdiğinde kendi ile bir kez daha gurur duydu. Ömrü boyunca bundan daha büyük bir başarısı olmamıştı.

"Ee nereye gideceğimizi artık söyler misin?" diye sordu genç kadın her zamanki gibi şirketten biraz ileride park etmiş arabaya bindiğinde.

"Seni kaçırmayı, deniz, güneş ve aşkımla tedavi edene kadar alıkoymayı planlıyorum."

"Öyle mi? Peki hastalığım nedir?" diye sordu Zeynep neşeli bir şekilde emniyet kemerini bağlarken.

"İşkoliksin daha ne olsun! Ve senin hayatın güzelliklerinden nasibini alamıyor olman beni çok üzüyor."

"Hmm deniz, güneş ve aşkından bahsediyorsun sanırım..."

"Onlar ve diğerleri. Yavaş yavaş keşfedeceksin. Bir anda yüksek doza maruz kalman tehlikeli olabilir." Zeynep sesli bir kahkaha attığında eğlendiği her halinden belliydi.

"Kimsin sen? Bir çeşit aşk doktoru falan mı?" Zorlu'nun yüzünde yamuk bir gülüş belirdi.

"Ne kadar haklı olduğunu bir bilsen. Bu haftasonu senin için pek çok açıdan şaşırtıcı olacak." Umarım hepsini hoş karşılarsın diye geçirdi içinden. Bu romantik haftasonunu bozacak herhangi bir girişimde bulunmaktan çekiniyor olsa da ilk fırsatta işinden bahsetmesi gerektiğinin farkındaydı. Ama bunu oraya varana kadar yapmayacaktı. Havaalanına varıp arabayı otoparka park ettiklerinde Zeynep de baskılarını arttırmıştı. "Hadi ama söylesene nereye gidiyoruz?"

"Bodrum'a... Daha uzağa kaçırmayı planlamıştım ama gözünü korkutmak istemedim," dedi karşıdan karşıya geçerlerken doğal bir biçimde Zeynep'in elini tutarak. "Ve Bodrum'un yakın olduğuna karar verdin öyle mi? Şehirlerarası bir plan yapacağını düşünmemiştim. Şu dakika gitmeyeceğimi söylesem ne yapacaksın?" Zorlu bir iki adım geri çekilip gözlerini kısarak onu baştan aşağıya süzdü. "Ne var? Ne oldu?"

"Seni omzuma atıp götürmenin mümkün olup olmayacağını kestirmeye çalışıyorum."

"Ve?"

"Aslında son derece kolay olabilirdi, eğer daha uzun bir etek giymiş olsaydın. Ama bu şekilde senin baştan çıkarıcı kalçalarını gözler önüne sermemek için çok çabalamam gerekecek." "Kalçalarımın baştan çıkarıcı olduğunu mu düşünüyorsun?" diye sordu Zeynep sırıtarak.

"Eteğinin çok kısa olduğunu düşünüyorum. İş yerinde bu şekilde giymenin nedeni erkek çalışanları motive mi etmek sevgilim?" Ondan "sevgilim" kelimesini her duyuşunda olduğu gibi bir kez daha Zeynep'in içini tatlı bir ılıklık kaplamıştı.

"Eteğim dizüstü, çok da kısa değil."

Onu elinden tutup tekrar yürümeye başlarken Zorlu bir yandan da damarına basmaya devam etti. "Dizaltının nesi var?"

Beni Buna ZorlamaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin