on üç *ᵐ*

3.9K 334 276
                                    





"Hemen hızlıca bir şey sormam gerek," Felix kapısında dikilen James'e baktı ve bir süre düşündü. Otele geleli yarım saat bile olmamıştı, üzerini değişip saçının boyanması için aşağı inecekken James gelmişti. Yarın için Hyunjin'e sürpriz yapmak istiyordu.

"Pekala," Sakince konuştu ve başını salladı. James içeriye doğru baktı ve gülümsedi. Bakışlarında soru sorar bir hâl vardı. Felix sakince yutkundu ve kapıyı daha da araladı. Diğeri içeri girdi, böyle olunca bazen hevesi kaçıyormuş gibi hissediyordu. Bunu düşünmemeye çalıştı.

James ayaktayken ona döndü. "Bacakların ağrıyınca aldığın bir hap ya da sürdüğün bir krem var mı? Gün boyu antrenman yaptım ve benim kullandıklarım işe yaramıyor." Sakince konuşunca Felix başını salladı.

"Var tabii ki, bekle getireyim. Ama kendine dikkat etmeliydin," Felix geri geri banyoya doğru yürürken konuştu. Banyoya girdiğinde, James'in sesini duydu. "Evet, haklısın!"

Bir süre sessiz kaldı ve ilacı aramaya başladı. Birkaç dakika geçince yatağının yanındaki komidinde olduğu geldi aklına. Diğer çocuktan garip bir şekilde ses çıkmıyordu. Felix önce ona ardından yatağının yanı başında duran patenlerine baktı. Bunu alışkanlık haline getirmişti, gözleri direkt patenlerine giderdi her seferinde.

Komidinde ilerledi ve çekmeceyi açarak hapı çıkardı. "İşte, umarım bu daha iyi gelir." Uzattı ve gülümsemeye devam etti. James dudaklarını büzerek başını salladı. Garip bir şekilde, sessizdi ve tavırları bir anlığına değişmiş gibiydi.

"İyisin değil mi? Solgun görünüyorsun." James başını salladı ve gülümsedi. "İyiyim Felix, teşekkür ederim. Yarın yarışmada başarılar." Dedi usulca. Felix başını salladı ve teşekkür etti.

Ona kapıya kadar eşlik etti. Kapıyı açtı ve dışarı çıkınca gülümsedi. "Sonra görüşürüz," James sakince elini sallarken söyledi. Felix gülümsedi ve başını salladı. Diğer çocuğun arkasını dönüp gidişini izledi, ondan biraz uzakta olan otel görevlisi ise elindeki temizlik arabasını itiyordu, bakışları kısa bir süreliğine kesişti fakat Felix geri çekilerek kapısını kapattı. İçine yayılan ürpertiyi göz ardı etti ve yatağının üzerindeki telefonuna ilerledi.

Rehbere girdi ve Changbin'i aradı. "Hyung, geliyorum aşağı." Changbin'in onaylayan mırıltıları kulağına dolunca başını salladı. Telefonu kapattı ve üzerine ceketini giydi. Aklında güzel bir renk vardı, eski heyecanı yeniden bedenini sardı.

***

Dakikalardır kendine bakıyordu, ciddi anlamda güzel olmuştu. Hatta bir o kadar seksi bile duruyordu. Aynadan kendine bakmayı kesip yatağına ilerledi. Gece yarısı olmak üzereydi. Boyama işlemi sandığından uzun sürmüştü. Biraz yorgun hissediyordu.

Yatağına girdi ve ısınmak için ayaklarını oynattı. Soğuk bazen uyutmazdı ve Felix bundan nefret etmeye başlamıştı. Oda sıcaktı ama, yeteri kadar sıcak hissedemiyordu. Yatağından kalktı ve kapıya doğru ilerledi. Belki de sarılarak uyumak daha iyi olabilirdi, tabii Hyunjin'de kabul ederse...

Ayaklarını sürterek kapıya ilerledi. Omuzları düşüktü ve üzerinde uyku mamurluğu vardı. Kapıyı düşünmeden açtığında, karşısında kapıyı çalmak için hazırlanan Hyunjin'i görmeyi beklemiyordu.

buz kırağı | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin