❅
Felix bedenini esnetiyordu. Hyunjin henüz gelmemişti. Finale bir haftadan az bir süre kalmıştı. Açıkçası Felix hâlâ endişeli hissediyordu. Olan şeyler, onu değiştirmişti. Bazenleri kendini anlamlandıramıyordu.
Yere sürten keskin metalin sesi kulaklarına ulaşırken, yüzüne çarpan soğuk hava saçlarını uçuruyordu. Sakince bir nefes alarak gözlerini kapattı. Kulaklarına dolan melodi rahatlamasını sağlıyordu.
Kollarını yana doğru açtı ve bedenini döndürmek için hamle yaptı. Soğuk hava tenine değdikçe daha fazlası için çabaladı. Bu seviyordu.
Gözlerini açtığında, onu gördü. Yine onu izliyordu. Ayaktaydı ve sırtını duvara yaslamıştı. Üzerindeki bol hoodienin yakası aşağı kaymıştı ve beyaz tenini gözler önüne seriyordu. Kollarını önünde bağlamıştı ve saçlarından birkaç tutam gözlerinin önüne dökülmüştü.
Sadece birkaç saniye, öylesine uzun gelmişti ki... Felix kendini yavaşça durdururken ona doğru ilerledi. "Çok fazla uyuyorsun," dedi alandan çıkıp çantasına doğru ilerlerken. Oturaklardan birine oturdu ve çantasından suyunu çıkararak birkaç yudum aldı.
Hyunjin ona doğru ilerledi ve elindeki patenlerini yere bırakarak yanına oturdu. "Uyumayı sevdiğimi biliyorsun." dedi hafifçe gülerek. Bu sırada patenlerinin bağcıklarını açtı.
Felix kısa bir süreliğine ona baktı. Sözünü tuttuğunu umuyordu, çünkü tanıdığı Hyunjin bunu yapardı. Ona birkaç gece önce yaşadığı şeyden bahsetmek istiyordu. Ama bunun için henüz emin değildi.
"Biliyorum, ama antrenmanlarımızın olduğu zaman çok uyumamalısın." Hyunjin bir patenini giydi ve ona döndü. Bakışları sorgulayıcıydı.
"Şu an burada olduğuma göre, bir sorun var mı?" Felix dudaklarını ıslattı. Gözleri birbirinde geziniyordu. "Var, bir saat geç başlamış olacağız. Üzerine ısınmadın bile." Hyunjin derin bir nefes alarak güldü. Bu daha çok kendini kontrol etmek için yaptığı bir gülücüktü. Diğer patenini de giydi.
"Üzgünüm, başlayalım mı?" Ona bakmadan ayağa kalktı ve alana girdi. Felix arkasından ona baktı. Bedenini esnetiyordu, içinde büyüyen anlatma isteği giderek büyüdü.
Sakince ayağa kalktı ve onun yanına gitmek için alana girdi. Hyunjin saçlarını geride topladı ve ona döndü. Gözleri birbirini bulmadı. "Hyunglar bir saat içinde gelir. O zamana kadar biraz alıştırma yapalım." dedi Felix.
Hyunjin bir şey söylemeden başını salladı. Başta koreografideki basit hareketleri yaptılar. Aralarında en ufak konuşma bile geçmedi. Hyunjin sanki programlanmış gibi yapıyordu hareketlerini.
Yaklaşık yarım saat geçtiğinde Felix derin bir nefes alarak ona döndü. Hyunjin bir şey söylemeden ona baktı. "Duyguyu hissedemiyorum," dedi. Hyunjin dudaklarını ıslattı ve bedenini dikleştirdi. "Ben de," diye yanıtladı onu.
Felix gözlerini bayarak önüne döndü ve çıkışa doğru ilerledi. Hyunjin nötr olduğunda, oldukça sinir bozucu oluyordu. "Ne diye böyle yapıyorsun ki şimdi?" Felix başındaki bandajı çıkarıp dışarı fırlatırken söyledi. Hyunjin ona doğru yaklaştı.
"Ne yapıyormuşum?" Felix sakin kalmaya çalışarak derin bir nefes aldı. "Bilmiyormuş gibi davranma bir de." dedi. Sesindeki sinir yavaşça her zerresine yayılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
buz kırağı | hyunlix
Fanfiction霧氷 Bu bir totemdi, her yarışmadan önce bedenlerini ve ruhlarını birleştirirlerdi. hyunlix#3 29.4.22 hyunlix#10 1.5.22 13.9.21 / 31.12.21