sekiz

2.8K 341 39
                                    




Yumuşak yatağın içinde, sıcacık bir şekildeyken araladı gözlerini. Başta gözünün önüne gelen sadece birkaç kırmızı tutamdı. Gözlerini birkaç kez kırpıp açtı. Kolları ince bele daha da sıkı sarıldı ve kırmızı tutamlara doğru derin bir nefes aldı. Gözlerini yeniden kapattı ve bir süre öylece kaldı.

Birbirine karışmış bacakları öylesine huzurlu hissettiriyordu ki, Hyunjin bu ana sıkışmak istedi. Güneş henüz doğmaya başlamıştı, havada hâlâ karanlık bir taraf vardı. Dışarıdaki soğuk gözle görülür seviyede belli ediyordu kendini.

Hyunjin saatin sabahın ilk saatleri olduğunu tahmin edebiliyordu. Bedeni bu saatlerde uyanmaya alışmıştı. Ellerinin üzerinde hissedince yutkundu sakince. Felix parmaklarını onun parmaklarının arasından geçirdi.

Felix sakince bir nefes aldı. Hyunjin, onun açıkta kalan boynuna güzel birkaç öpücük kondurdu. Felix'in güzel bir şekilde gülümsediğini hissedebiliyordu. Yanılmadığını, diğeri ona gülümseyerek dönünce anladı. Felix ona güzel bir şekilde gülümsedi, kollarını beline doladı ve başını göğsüne sakladı.

"Günaydın," Dedi Hyunjin. Sesi daha kalın çıkmıştı. Felix başını iyice onun göğsüne yasladı. "Henüz çok erken." Dedi gülümsemeye devam ederek.

Hyunjin onun sırtını okşadı ve saçlarına güzel öpücükler kondurdu. Kendine engel olamıyordu.

"Pekala," Dedi. Belki de onu izlemek daha güzel olabilirdi. Elleri yavaşça sırtını okşamaya devam etti. Gözlerini kapatmadı ve bir elini saçlarına çıkardı. Bir süre öylece sessizce geçti. Ardından Felix yeniden kıpırdanmaya başladı.

Başını kaldırarak ona baktı. Gözleri yarı açılıyordu. Hyunjin bakışlarını ona indirdi. "Neden uyumuyorsun?" Hyunjin onun gözünün önüne gelen saçı arkaya itti. "Böyle daha iyi dinleniyorum." Felix uykulu bir şekilde kıkırdadı ve ona doğru yaklaştı.

Başını Hyunjin'in yastığına koydu. Burunları birbirine değiyordu. Hyunjin gözlerini kapattı, Felix zaten çoktan kapatmıştı. Böyle doğal anlar kalbini feci şekilde sıkıştırıyordu.

Felix, dudaklarına tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu. Burunlarını birbirine değdirdi usulca. Hyunjin onun nefesini dudaklarında hissedebiliyordu. Felix elini onun yanağına çıkardı ve usul bir şekilde okşadı. Ardından sakince bir öpücük daha kondurdu.

"Uyumaya çalış, beni izleyerek dinlenemezsin," Felix gözleri kapalıyken konuştu. Hyunjin bir şey söylemeden yutkundu ve gözlerini sıkıca yumdu.

Bedenleri çok yakındı. Birbirlerinin sıcaklıklarını hissedebiliyorlardı. Üzerilerindeki yorganın ağırlığı müthiş hissettiriyordu. Sanki bir yere saklanmışlardı. Burada onları kimse rahatsız edemezdi. "Felix," Dedi Hyunjin usulca.

Felix hmlayarak onayladı onu. "Seni haketmiyorum." Felix gözlerini açarak ona baktı ve başını biraz geriye çekti. Hyunjin gözlerini yavaşça araladı. "Ne demek istiyorsun?" Dedi usulca.

Hyunjin omzunu silkti. "Özür dilerim, yaptıklarım kendimi bu kadar iğrenç hissettirirken senin nasıl hissettiğini tahmin bile edem–" Felix ona sıkıca sarıldı.

"Sus," Hyunjin gözlerini kapattı ve kollarını ona dolarken sakince bir nefes aldı. "Sensiz benim bir hiç olduğumu unutma. Senin de bensiz. Olan çoktan oldu. Eğer yeniden yapmazsan bunun bir sorun çıkaracağını düşünmüyorum. Bu yüzden, geçmişi geçmişte bırak."

buz kırağı | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin