11- ÇOCUKLA ÇOCUK OLMAK

56.6K 5.3K 3.7K
                                    

"Caner!" annem mutfaktan bağırınca babama sardığım sigarayı kenara bırakıp ayağa kalktım. Sobanın içinde yanan odunların sesi odanın içinde yankılanıyordu.

Sıcak odadan çıkıp soğuğa geçtiğimde ürpermiştim. Mutfağa geçip yemek hazırlayan türbanı yarıya kadar düşmüş anneme baktım. Geldiğimi bile fark etmeden hâlâ domatesleri doğruyordu.

"Caner!" diye bağırdı tekrardan.

"He?" bağırdığımda korkuyla bana döndü. Gözleri iri iri olmuştu.

"Mayana sıçayım senin oğlan," dediğinde sırttım. "Ödümü kopardın!"

O önüne dönerken ben de tezgahın üzerinde ki kuru dutlardan bir avuç alıp ikişer ikişer ağzıma attım.

"Kardeşlerini çağır, terliyorlar hasta olacaklar." elindeki bıçak ile mutfağın camını gösterdi, daha doğrusu dışarıda otnayan kardeşlerimi.

O küçük kızın olayı olduktan sonra mahalleli bize eskisi kadar karışmıyordu, aslında hiç karışmıyorlardı çünkü yüzleri yoktu.

"Ana bırak oynasınlar, zaten uzun süredir çıkmıyorlardı."

"Hasta olurlarsa okula gidemezler."

"Merak etme sen, onlar bu soğuğa alışıklar..." bir avuç daha dut alıp annemin söylenmelerinin arasında mutfaktan çıkıp dış kapıya yöneldim. Hırkamı ve ayakkabımı giyinip dışarı çıktığımda dışarısının içeriden daha sıcak olduğunu fark ettim.

Kapıyı kapatıp dışarıda oyun oynayan çocuklara baktım. Hem mahalleli hem de kardeşlerim aynı yerde farklı oyunlar oynuyordu. Bizimkiler şişeyi büküp top yapmışlarken, diğer çocukların elinde daha güzel bir top vardı.

Kardeşlerimin yanına gittiğimde Zeynel beni görünce kıpkırmızı olmuş yanakları ile koşarak yanıma geldi. Ter içinde kalmıştı.

"Abi, acıktım." dedi belime sarılıp. Avucumda tuttuğum kuru dutu ona uzattığım ilk elime baktı sonra da küçük avucunu açtı.

"Anne yemek yapıyor, bekle biraz." dedim dutun birazını onun avucuna koyarken. Kafasını salladı ve dutun birini anında ağzına attı.

"Gelin bakayım." diye seslendim diğer ikiliye, Berzan kutuyu sürükleye sürükleye yanıma geldi. İkisi de anında avuçlarını açmıştı. Tüm dutu ikisinin avucuna koyduğumda onların dikkati duta kaymışken Berzan'ın ayağında ki kutuyu seri bir hamlede aldım.

"Abi!" diye bağırmaya başladıklarında sırıtarak kendi yaptıkları kaleye ilerledim ve kutuyu ayakkabımın ucu ile kaleye gönderdim. Kutu iki taşın arasından geçtiğinde yumruğumu sıkıp sol kolumu kaldırdım.

"Sayılmaz bu!" dedi Zeynel çatık kaşları ile. Anında hepsi yanımda bitti.

"Zeynel benimle, siz ikiniz." dediğimde üçü gülerek birbirlerine baktı. Onlar ile oynadığım için aşırı mutlu olmuşlardı.

Zeynel yanıma geldiğinde diğer ikisi de kutuyu aldı. Birbirlerine pas atarken bilerek kötü oynuyordum ama bu halimle bile kutu sürekli benim ayağımdaydı. Kutuyu Zeynel'e attığımda o küçücük ayağıyla iki taşın arasına gönderdi.

Gülerek bana koştuğunda ona sarıldım ama o sırada mahallede ki diğer çocuklara kaydı gözüm. Hepsi oynamayı bırakmış hevesle bize bakıyordu. Sanırım ilk defa büyük birinin çocuklar ile oyun oynadığını görmüşlerdi.

Zeynel boynumdan ayrıldığında Kürşat'ın kardeşi Savaş'a baktım ve bir elimi belime koydum. Diğerini ona doğru tutup 'gel' anlamında bir işaret yaptım.

MEMLEKETSİZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin