❦ DERİMİN ALTINDAKİ KARINCALAR /BÖLÜM ●26●

26.9K 11.9K 632
                                    

Hellö 💦

Ne diyeceğimi bilemedim. Dilim damağım kurumuş, uzuvlarımda garip bir baskıyla karşı karşıya kalmıştım. Bir erkeğin, kadına karşı böyle konuşması, vücudunda garip hissiyatlar yaratacağını hiçbir zaman öğrenmemiştim ve tanrım, normalde buna sinirlenecek olan ben, şu an oturmuş ona çatık kaşlarımın altından bakmaktan başka bir şey yapmıyordum.

Refleks olarak göğüslerime dokunduğumda ne demek istediğini anlamıştım. Meme uçlarım bir düğme gibi sertleşmişti ve gerçekten de tişörtümü zorluyordu. Ah! Sutyen giymeyecek zamanı bulmuştum tam da iyi mi?

"Üşüdüm." dedim hemen aklıma gelen ilk detayla çünkü meme uçlarımı ancak üşüdüğümde sertleşmiş halde bulurdum.

Dudakları yavaşça yukarı kıvrıldı. Onun beyaz teninin üzerine çöken bu izdiham, ruhumu yerinden sarsacak kadar hoş geliyordu göze.

"O zaman daha sıkı giyinmelisin." dedi ve yavaşça yerinde hareketlenip doğruldu. Onun bu hareketine karşılık meme uçlarıma geri inmesi için içten emirler yağdırmaya çalışıyordum ama bunun düğmesi yoktu ki kapatayım.

Yerinden kalktı ama yorgun olduğu her halinden belli oluyordu. Omuzları hafif çökmüş, vücudu, sanki kendisini taşımak istemiyor gibi bitkin görünüyordu. Gideceğini anladığımda ise kendime sonradan kızacağım bir şey yapıp konuştum.

"Odam yapıldı mı?"

Şirketteki odamdan bahsediyordum. Hoş, oraya bir kere gitmiş, bir daha da gitmeye niyetlenmemiştim ama ona başka soracak sorum yokmuş gibi gelmişti.

Duraksadı ve bana baktı. Sanki amacımı anlamış gibi şaşırmıştı.

"Hala yapım aşamasında ama biz o otelin çalışma alanını kapatmayı düşünüyoruz. Sezon kapanıyor. Bu yüzden şirket ofisine geçeceğiz." dediğinde bir an duraksadım. Ne yani, orayı boşuna mu yapıyorlardı?

"Buradan anladığım kadarıyla ben yine çalışmayacağım." dediğimde gözlerini sanki kapalıymış gibi görünecek kadar kısıp bana baktı.

"O günkü bayılmandan sonra çalışacağını düşünmemiştim."

Aslında ben de oraya gitmek istemiyordum. Onun hayatına fazladan dahil olmaktan ziyade, evde en azından kendim gibi davranabiliyordum.

"Benim yerime düşünmeyi alışkanlık haline getiriyorsun."

"Senin için birçok şeyi alışkanlık haline getirdim." dediğinde bu sefer ben ona kaşlarımı çatarak baktım.

"Mesela?"

"Eve erken geliyorum."

"Geç gelsen bana iyilik yapacağını bildiğin için mi?" diyerek dudaklarıma yapmacık bir gülümseme yerleştirdiğim o an sanki artık yine sinirlenmeye başlamıştı. Yoğunluktan düşmüş olan omuzları gerilmiş, bedeni daha dik bir hal almış, çatıkları ise birleşecek kadar ortada V halini almıştı.

"Ayza." dedi ve bedenini tamamen bana çevirip konuşmaya devam etti.

"Söylesene kendinle daha ne kadar çelişkiye düşmeyi düşünüyorsun?"

Bunu beklemeyen bedenim, bozguna uğramış gibi ürpermişti. Bir an anlamaz halde gözlerimi kırpıştırmış, ardından ne cevap vereceğimi bilmediğim için dudaklarımı iki kere açıp kapamak zorunda kalmıştım.

"Ben..." diyerek absürt bir halde kekelememe karşın öne doğru iki adım attı ve bana yakınlaşmışken daha sert konuşmaya başladı.

"Bana baktığında ne diyeceğini bilmiyorsan susmayı dene." dedi ama onun bu tavrı beni daha da sinirlendirmişti.

Deliler Ağlamaz KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin