yedi

2.7K 345 110
                                    



"Dur! Müziği durdur!" Chan'ın gür sesi salonda yankılanınca görevli müziği durdurdu. Changbin şaşkın bir şekilde Chan'a bakarken ikili onlara döndü. Chan bir şey demeden eliyle yanlarına çağırdı onları.

Felix bir şey söylemeden yanına doğru kaydı büyük olanın. Hyunjin ise hemen arkasından yetişti ona. "Bu ne?" Dedi Chan. Sesindeki sinir tonu belli oluyordu.

"Çocuklar, bu işin böyle yürümeyeceğini biliyorsunuz. Daha fazla uyum içinde olmalısınız, ki bu bildiğiniz bir şey. Final için çalışıyoruz farkındasınız değil mi?" Felix başını salladı ve gözlerini kaçırdı. Hyunjin önüne düşen saçını kulağının arkasına aldı ve başını salladı.

Büyük olan sakince bir nefes aldı. "Pekala, anlaşılan güzel bir şekilde dinlenememişsiniz. Bugün dinlenin, yarın baştan başlıyoruz." Felix başını salladı yeniden sessiz kalarak.

Dışarı çıkarak patenlerini çıkarmak için oturdu. Hyunjin büyük olana baktı. Onu sinirli görmek en korktuğu şeydi. O da bir şey demeden çıktı ve patenlerini çıkarmak için eğildi.

Felix çoktan çıkardığı patenlerini eline aldı ve onlara döndü. "Ben gidiyorum." Hyunjin ona kısa bir bakış attı. Normalde hep beraber giderlerdi odalarına. Sessiz kaldı ve işine geri döndü.

Bir an önce toparlanmaları gerekiyordu.

***

Felix yatağının içinde oturmuştu, dizlerini kendine çekmiş ve kollarını dolamıştı. Sessizce oturuyordu. Işık kapalıydı, ne yapacağını bilmiyordu sadece düşünüyordu.

Otel odasının büyük camından içeri giren Rusya'nın ışıklı gecesinin bir parçası aydınlatıyordu odayı. Bazen hayatın nedenini sorgulan anlar olurdu ya, tam da o andaydı.

Neden buradaydı? Ne için çabalıyordu? Duyguları neydi? Ne hissediyordu? Ya da bir şey hissetmiyor, hissizleşmiş miydi..?

Sakince bir nefes aldı ve başını dizlerine yasaldı. Dudaklarını ısırdı. Ne olursun olsun Hyunjin ile arasına böyle bir mesafe koymamalıydı. Sakince yatağından inmek için hamle yaptı.

Tam o sırada telefonu çalmaya başladı. Komidinin üzerindeki telefonunu eline aldı ve aramayı açtı. "Heyoo, nasılsın bakalım Bbokie?~" Minho neşeli sesiyle sorunca Felix kıkırdadı.

"İyiyim sevgili hyungum. Sen nasılsın?" Sonunu uzatarak söylediğinde Minho'nun gülümsediğini biliyordu. "İyiyim, sen iyi olduğundan emin misin? Sesin gergin geliyor?" Bir anda ciddileşince Felix kıkırdadı.

"Cidden iyiyim hyung. Sadece aklım birkaç şeye takıldı. Halledeceğim ama, sıkıntı yok. Neler yaptın bugün?" Elini bacağının arasına koyarken omzularını gerdi.

"Sıradan şeyler. Felix, bir derdin olduğunda bana anlatacağına söz vermiştik. En son ne olduğunu hatırlıyorsun değil mi? İki hafta seni toparlamaya çalışmıştım." Felix kıkırdadı ve kendini yatağa attı.

"Beni neden bu kadar iyi tanıyorsun..?" Sesi titreyerek çıktı ve burnu sızladı. Hyunjin'le sevgili değillerdi. Ya da aralarında ciddi bir şey yoktu, yani neden böyle boşluktaymış gibi hissettiğini bilmiyordu.

buz kırağı | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin