beş

3.3K 360 141
                                    



Hyunjin dikildiği kapının önünde sakince bir nefes daha aldı. Biraz gergin hissediyordu, ciddi konuşmalar onu oldukça geriyordu. Öyle ki, finale çıkmış olmalarına bile sevinemiyordu.

Ve elbette, rakipleri de Rus takımıydı. Ama Hyunjin onları yenmenin basit olacağını düşünüyordu.

Daha fazla beklemedi ve odamın kapısını usulca çaldıktan sonra birkaç saniye bekledi. Başı yere eğikti. Açılan kapıyla başını kaldırdı ve karşısındaki büyüğüne baktı. Chan ona gülümsedi ve eliyle işaret ederek içeri çağırdı. "Gel bakalım,"

Hyunjin biraz tereddüt etse de girdi içeri. Sonuçta bundan kaçışı yoktu. Chan yatağının yanınaki koltuğa oturdu ve küçük olanın yanına oturmasını bekledi. Hyunjin saçlarını geriye taradı ve onun yanına oturdu.

Chan kendine doldurduğu alkolü gösterdi. "İçer misin?" Hyunjin elini yana salladı ve ona gülümsedi. "Sevmediğimi biliyorsun."

Chan başını salladı ve arkasına yaslandı. Elindeki bardaktan bir yudum aldı ve bardağı yanında tuttu. "Ee," Yüzündeki gülücüğüle ona döndü.

Hyunjin hoodiesinin kollarını iyice çekerek ellerinin kaybolmasını sağladı. Sessiz kaldı. "Ben mi sorayım, yoksa sen ben sormadan anlatmaya başlar mısın?"

Hyunjin ona baktı ve dudaklarını büzdü. "Neyi..?" Chan dudaklarını birbirine bastırdı ve elindeki bardağı düzgün bir yere koyarak bedenini ona döndürdü. "Bak Hyunjin, normal bir zamanda olsaydık bu beni asla ilgilendirmezdi ama bu bir partner oyunu, anlıyorsun değil mi?"

Hyunjin sessiz kaldı. Dudaklarını dişledi ve büyük olana bakmadı. "Bunları biliyorsun, takım arkadaşının ya da senin dikkatini dağıtacak şeyler yapmaktan kaçınmalısın. Özellikle bu bir cinsel ilişkiyse."

"Kafamı dağıtıyordum..." Sesi kaybolarak konuştu. Chan yutkundu ve arkasına yaslandı. "Kafanı meşgul eden nedir o zaman?"

Hyunjin derin bir nefes aldı. Başını eğdi iyice. "İmkansız olan bir şey," Sesi kayboldu yeniden. Chan onun elini kavradı.

"Söyle bana, hiçbir şey imkansız değildir." Hyunjin başını yana salladı. Yutkundu. "Yıllardır imkansız, ulaşılmayacak bir şey hyung. Böylesi daha iyi, başkalarıyla geçiştirmek daha iyi," Chan onun elini okşadı.

"Kaç yıl oldu?" Chan bir şeylerin farkındaydı ama bunu konduramıyordu. Hyunjin başını kaldırmadı. "Beş," Hyunjin sakince bir nefes aldı. Zamanın gerçekliği içini acıttı. Bunu hiç sesli düşünmemişti. "Ona bu kadar erken kapılacağımı bilmiyordum." Omzunu silkti ve dudaklarını dişledi. İkisi de kimden bahsettiğini biliyordu.

Ağlamaktan yorulmuştu. Bu yüzden ağlamadı yine. Yüzünde solgun bir duygu vardı. "Umarım beni anlarsın. Zaten bırakacağım. Final için bunu yapmam gerek. Tek hedefimiz bu sonuçta. Özür dilerim."

Chan başını salladı. Hep merak ettiği şeyin cevabı belirli bir hâl almaya başlamıştı. "Peki, lütfen daha fazla o kadınla yan yana gelme. Tek amacı sevişmek değil. Birinciliği istiyorlar." Hyunjin başını salladı.

"Merak etme hyung. Bir daha yanına gitmeyeceğim."

Chan başını salladı ve ona sarılmak için hamle yaptı. Hyunjin sıcak bir şekilde gülümsedi ve ona karşılık verdi. Böyle anlara bayılıyordu.

buz kırağı | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin