Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Yapabileceklerinin sınırını çizme, genişlet her defasında o çizgiyi. Taşa takıldığında kalemin kırılabilir. Tamir et. Sonra yine çiz o sınırları. Ucunda uçurumu bulunca dur. Bakma aşağıya. Bakarsan korkarsın belki, geri dönmek için geç olup olmadığını kontrol edersin. O yüzden kapat gözlerini ve atla. Korkma, aşağıda cehennem kazıkları var. Kirlenmiş bedenine saplansınlar. Kan kayalıkların arasına süzülsün. Sıcak güneş cesedini ısıtsın. İşte o zaman huzur toprağın derinlerinde akacak. Kuruyan damarlarına dolacak ve ruhun yeryüzüne yükselecek. Ölümün ardından yaşam bu toprakların üstüne doğacak. Tüm bedeller acıdır ancak yaşamak kutsal ve kıymetlidir. " Kağıdın rengi solmaya başladı. Yazılar silik hâle gelmişti. Küf ve rutubet kokusuna karışan fare dışkısının kokusu sağlıklı düşünmeme engel oluyordu. Derin bir nefesin ardından sayfayı çevirdim. Sayfanın arasında çürüyen bir tahtakurusu dışında sayfa soluk rengiyle benimle dalga geçiyordu. Sayfaya renk veren böceğe doğru üfledim, uçup yatağın ucuna savruldu. Bir sonraki sayfayı çevirdim, o da boştu. Hızlıca diğer sayfaları çevirdim. Sona doğru eğri büğrü bir şekilde yazılmış yazılar görünce durdum. Birkaç satırdan ibaretti.
"Gümüşü parıldayan kılıçtan, altını ışıldayan taçtan, gece doğar aydan. Gün batımı ile gün doğumu arasında bir kral bu toprakların üstünde yürüyor. Selamla onu. Benim için. Çünkü gelecek onun eliyle değişecek. Selamla onu. Benim için. Çünkü ateş onunla sönecek."
Doktor arkama geçti, yüzümün etrafını saran saçlarımı usulca arkaya çekti,bir tokayla ensemde sıkı bir topuz haline getirdi. Eskiden karısına ait olduğunu söylediği beyaz rengi bir şalı başıma örttü. Düşmemesi için iğnelerle sağlamlaştırdı."Artık kimse saçının rengini bilemeyecek." Gülümseyerek karşıma oturdu. "Şimdi rahat rahat krallığı gidebilirsiniz. Ancak önce saray muhafızları ordu kumandanları hakkınızda onaylanmış bir pusula çıkarması gerekiyor. Bu sayede saraya girerken sorun yaşamazsınız. Ama iki gece mahzende tutulacaksınız. Kralın huzuruna çıkmaya hazırlayacaklar sizi."
"Bu çok saçma. Ne gerek var böyle bir şeye?" Tavrımın kibarlıktan uzaktan yakından alakası yoktu.
Hafifçe omuzlarını oynattı. "Sarayın güvenlik konusunda hassas ilerleyen bir hiyerarşik düzeni vardır. Askerler gibi kuşanır, askerler gibi kralın karşısına çıkarılırsınız. Karşılama salonunda kral fazla vakit geçirmez. Genelde sarayın ana kulesinde yer alan gizli odasında geçirir zamanını çoğunu. Sarayın girişi altı bin,içinden ise on bin muhafız bulunuyor. En ufak bir tehditvari harekete size hiç acımazlar. Bu konuda çok dikkatli olun. Ayrıca bir konuda uyarmam gerekiyor. Kral önemli misafirleri dışında kimseyi karşılamak için odasından çıkmaz. Onun yerine hem saray muhafızları lordu, hem de tahtın bir sonraki varisi olan sevgili damadı sizi karşılayacaktır. Kendisi çok katı ve serttir. Anthony'e fazla konuşmaması hakkında biraz uyarıda bulunmam gerekiyor. Hanımlara karşı son derece kibardır. O yüzden mümkün oldukça sen konuş. Anthony'yi tehlikeye atamayız. Herkesin kehanetlerden haberi var. O bir tehdit onlar için."
