17.Bölüm: "En Aydınlık Yer"

18.2K 2.7K 3.5K
                                    

Keyifli okumalar. 🤜🏻

Lütfen oy vermeyi ihmal etmeyin. ^^

 ^^

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

17.Bölüm: ''En Aydınlık Yer"

Uyanmak için uyanmışım gibi bir gün.

Esneyerek tüm paspallığımla gözlerimi açtım ve yan dönüp aynamla bakıştım ve tabii ki ona orta parmağımı gösterdim. ''Uyandığımda gördüğüm ilk şey kendim olduğu için bir orta parmağı hak ettin sen de hadi!''

Ayaklarımı yorganımın altından çıkarıp parmaklarımı kıpırdattım ve biraz yatakta oyalanarak nihayetinde kalktım. Çarpılmış gibi karışan saçlarımı düzeltme gereği duymadan ayaklandım ve direkt lavaboya giderek yüzümü gözümü yıkadım. Aşağıda kattan çok ses gelmiyordu, tüm ahali uyuyor olmalıydı.

Odama geri dönerek telefonuma baktım. Hiçbir halt yoktu gördüğüm gibi, şaşardım zaten olsa.

Telefonu bırakıp gözlerimi kısarak penceremin önüne gittim ve perdemi sıyırdım. ''Demek Yekta beyefendi benim penceremi gözetliyormuş... Az değilsin la sen çakal.'' Dudağımın kenarını kıvırıp gülümsediğimde pencere önünden çekileceğim vakit bir şey oldu ve evlerinin önünde kırmızı küçük bir araba belirdi. Kaşlarımı çatarak olduğum yerden ayrılmadan arabayı izledim.

İçinden orta yaşlı bir kadın ve genç bir kız çıktı.

Ellerinde çanta ve hediye paketleri vardı.

''Siz kimsiniz be?'' dedim kendi kendime söylenerek.

Merakım iyice arttığında genç kız uzun ve siyah saçlarını savurarak kucağına aldığı paketlerle Yekta'larının bahçe kapısından içeri girdi. Arkasındaki kadın da onu takip etti, muhtemelen annesiydi.

Az sonra ikisi de kapının önünde durdu ve Nilüfer Hanım kadını kapıyı aralayarak beyaz ışığı görmüş gibi gözlerini ve ağzını epeyce açarak büyük bir sevinçle ikisine sarıldı.

Gülüşmeler meydana gelirken arkalarından Yekta belirdi. Yekta da tebessümle önce kadına gülümsedi ardından genç kıza sarıldı.

''Hayda!'' dedim kıskanırken. Ay kıskandım mı şu an? Evet!

Genç kız Yekta'ya sıkıca sarıldığında daha doğrusu Yekta'nın da kolları onu iyice kavradığında yüzümü ekşiterek, ''Boyun posun devrilsin lan zibidi,'' diye tükürdüm. ''İki dakika boş bırakmaya gelmiyor!''

Gülüşmeler ve selamlaşmaların ardından kapı kapandı, hep birlikte içeri girdiler.

''Ee?'' dedim mal gibi kalakaldığımda. ''Nerede bu filmin devamı?''

Biraz daha bekleyip ümidimi yitirdikten sonra üzerime düzgün bir şeyler geçirdim, yatağımı da toplayıp ablamın odasına damladım. Odası boştu çünkü kendisi her zaman olduğu gibi duştaydı. Onun odasından çıkıp direkt aşağıya indim. Annem dışında kimse yoktu o da mutfakta poğaça pişiriyordu. Mis gibi hamur kokusu burnuma şenlik yaşattığında parmak uçlarımda yükselip annemin yanağına bir öpücük kondurdum. ''Günaydınlar anam kadını.''

GÜNDÜZ GÜNCELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin