Doğum günün kutlu olsuğuğuğuğun yeni yılın mutlu olsuğuğuğuğun. Seni mi kıracaktım kız doğum günün kutlu olsun muck...
Bu bölümü irem0nur0'a ithaf ediyorum.
Oh yandan yandan 104K olmuşuz. Oturmaya mı geldik kalkın göbek atalım djhfdhb Altmış yetmiş seksen oh oh yandan hfvmhgv
YAZAR ANLATIMIYLA
Efsun Hanım kendini suçluyordu. Mira'sını kızını koruyamamıştı. Kocası olacak psikopat onu kaçırmıştı. İlk duyduğunda inanamamış sonra da dayanamamış bayılmıştı. Mira ile konuşmadan içi rahat etmemişti. Mira her şey yolunda dese de inanmıyordu. Mira'sı çok merhametliydi canı yansa bile karşısındaki üzülmesin diye mutlu rolü yapardı.
Nuray Hanım Efsun'un yanına gelmişti ama Efsun o kadar dalmıştı ki onu fark etmemişti bile. Nuray Hanım ona seslenince irkildi.
''Efendim abla?''
''Gel tatlım kahve içelim şöyle karşılıklı. Mira'yı da görüntülü ararız.''
Efsun onaylayıp ayağa kalktı. Nuray Hanım Efsun'un halini gördükçe üzülüyordu. Ona hiç bir zaman kin besleyememişti. Yaşadıkları hiç kolay değildi. Küçük yaşına rağmen. Kendisi de çok acı çekmişti. Murat'ın Çınar'ı aldır demesi, boşanmaları, Murat'ın çocukları yanına almayı bırak düşünmemesi, yaşadıkları derken dayanamamış erken doğum yapmıştı. Çınar'ın erken doğması, Arslan ve ikizler, belli bir düzen oturtmaya çalışması çok zamanını almıştı. Bir ara kendini bile kaybetmişti. Ne olursa olsun pes etmemiş çocukları için yaşamıştı. Her şeyi düzene koyunca olanları düşünmeye anca zamanı olmuştu. Geçen zamanda da ne kini kalmıştı ne öfkesi geriye kalan tek şey hayal kırıklığıydı.
Kahvesini içerken yanına gelen Çınar'a sarıldı. Affetmişti onu. Nasıl affetmesin ki! Yavrusu canı yaptığı bir hatada onu silecek değildi. Yaptığı için pişmandı Çınar ama Nuray Hanım biliyordu ki Çınar bunları yaparken kötü düşünmemişti. Saftı biraz Çınar. Çocukken ne kadar hem anne hem baba olmaya çalışsa da çocukları baba hasreti ile büyümüştü. Çınar'ın saçını koklayıp öptü. Çınar da iyice annesine sokuldu. Evdekilerin hepsi düşünceliydi. Dünkü olanlardan sonra derin bir sessizlik vardı.
Efsun Hanım Çınar ve Nuray Hanıma bakıp derin bir nefes çekti. Onları öyle görünce vicdan azabı çekiyordu. Belki de Murat'a inanmasa bunlar olmayacaktı. Ona güvenmeseydi olmazdı belki tüm bu olanlar. Ama gençti hatalar yapabilirdi. Sonra aklına Mira geldi. İyi ki dedi iyi ki Murat'a inanmışım. Kızı için her şeyi yapardı. Mira'nın yanına gitmek istemişti ama bir şey yapamayacağını biliyordu. Murat inat ettiği zaman her şeyi yapardı. Oraya gitmesi demek her şeyin daha kötü olması demekti. O yüzden olanları öğrenir öğrenmez Aydın'ı aramıştı. Şansına Ankara'ya ziyaret için zaten Türkiye'ye gelmişlerdi. Onları göndermişti.
Aydın'ı severdi Mira'ya abilik yapmıştı küçüklüklerinden bu yana. Kendi çocuğu gibi görürdü Aydın'ı da Ayça'yı da. Mira kendisini dinlemese bile o ikiliye hayır diyemezdi. Mira kendisi üzülmesin diye hep içinde yaşardı. Küçükken biri ona sataşsa annem üzülür diye söylemez kendi kendine planlar yapardı. Miniğinin küçüklüğü aklına gelince tebessüm etti. Aydın ile küçükken tanışmış kısa zamanda kardeş gibi olmuşlardı. Aydın okula başlayınca inat etmiş ben de gitmek istiyorum diye yapmadığını bırakmamıştı. Sırf Aydın ile okula gidebilmek için erken başlamıştı okula.
Efsun Hanım ne kadar istese de okuyamamış hep içinde bir ukde kalmıştı. Bu yüzden Mira'nın okumasına asla karşı çıkmamış yaşı küçük olsa bile okula gitmesine destek olmuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVİM
HumorNe abi mi? Ben yasak bir aşkın meyvesiydim. Ya da kaldırılmış bir kadının son umudu. Annem, güzel annem. Babam olacak adam kandırmıştı onu. Yıllarca bir yalana inandım. Bir peri masalına. Ama sonunda ne prens geldi ne de kız mutlu oldu. Üç abim...