Bölüm 3. Yabancı- partⅡ

258 39 97
                                    

Keyifli okumalar.

Medyada: Stray Kids - Wolfgang

Not: Görseller temsili amaçlıdır.

Not: Görseller temsili amaçlıdır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Öğlene doğru uyandım. Kızlar gitmişti. Bacaklarımı ve kollarımı olabildiğince açarak yatakta gerinirken babamın alt kattan bağıran sesiyle doğruldum.

"Amie... Amie, hala uyuyor musun?"

Yataktan fırladım ve dönen başımla yalpalayarak birkaç adım attım. Kapıyı açıp, "Geliyorum." diye bağırdım.

Hipotansiyonun etkileri geçtiğinde odadan çıkmıştım bile. Banyodaki işlerimi bitirip aşağı indim. Babam oturma odasında bulmaca çözüyordu. Sean ortalıkta yoktu ve Huan da yine yemek tarifi kitabına gömülmüştü. Umarım sonu lavaboda biten türler pişirmez diye düşünmekten kendimi alamadım.

"Herkese günaydın." Bir fincan çay almak için mutfağa yöneldim. Babam da arkamdan geldi.

"Biraz acele et canım. Çalışmamızı yapalım daha sonra benim de çalışmam gerekiyor, hastaneye gideceğim."

"Tamam, baba." dedim. Çayımı aldım ve hızlıca içmeye başladım.

Babam önemli bir şey olmadığı sürece hafta sonları çalışmazdı. Ne olmuştu acaba? Çayımı içip bahçeye çıktım ve evin arka tarafına geçtim. Yüksek bahçe duvarının hemen önüne kurulmuş masa ve sandalyelerin olduğu tarafta bir sandalyede oturan babam, beni görünce ayaklandı. Geniş bahçenin ortasına gelerek durdu ve karşısına geçmemi işaret etti.

On iki yaşımdan beri her cumartesi aksatmadan bana savaş sanatları öğretmeye çalışıyordu. Kendimi korumayı öğrenmem gerektiğini söylemişti: "Her ebeveyn çocuğuna kendini savunmayı öğretmeli." derdi. Kendisi de ailesinden öğrendiğini söylemişti. Büyükannem ve büyükbabamı hiç görmedim, babam yirmili yaşlarındayken bir trafik kazasında ikisi de ölmüş. Babam sık sık düşüncelere dalar ve sessizleşirdi. Annesiyle babasını mı düşünüyor diye çoğu zaman merak etmişimdir.

Savaş sanatlarını ilk öğrenmeye başladığımda ilginç olduğunu düşündüğümden heyecanlanıyordum ama son zamanlarda o kadar da heyecanlı bir uğraş olmadığını fark etmeye başladım. Yumruklarım ya da tekmelerim çok güçlü değildi. Babamın belirlediği, temelinde fiziksel ve zihinsel olarak güçlenmeyi hedefleyen bir programımız vardı. Teknikleri iyi öğrenmiştim ama sonuçta insandım; üstelik zayıf, güçsüz bir kızdım. Şöyle iri yarı, güçlü bir erkek karşısında ne gibi bir şansım olabilirdi ki?

Yaklaşık bir saat kadar çalıştıktan sonra babam hastaneye gitmek için evden çıktı. Ben de bir görünüp bir kaybolan güneşin tadını çıkarmak için çimlerin üzerine uzandım. Başımın arkasına koyduğum kollarım uyuşuncaya kadar temiz havayı içime çekerek bir süre yattım.

Hafta sonu olabileceği en sıradan ve sıkıcı haliyle geçti. Kızlarla sadece telefonla görüştük çünkü yapılmayı bekleyen bir ton ödevim vardı. Tabii, kızların da öyle. Haziranın on ikisinde okul bitiyordu ve lisenin bitiyor olmasına çok seviniyordum.

AMİE - Gecenin GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin