°17

2.7K 303 288
                                    


BEOMGYU;

Elimi tutmuş yürürken olduğu yerde zıplayan Hyeri'ye baktım. Sürekli nereye gittiğimizi ve ne zaman varacağımızı sorup duruyordu.

"Nereye gidiyoruz?" Dedi tekrar. Kuzenim olmasa yolun ortasında bırakabilirdim.

Tek katlı müstakil bir evin önünde durunca Hyeri "ama burada park yok" demişti hüsranla.

"Evet park yok, ama seninle oynayabilecek bir abi var." Dedim üstümden atma çabasıyla.

Evin kapısına yaklaşıp zile bastık. İçerden zile basınca bir gürültü kopmuştu. Yerimde sıçrayıp kaşlarımı çattım. Yanlış yere mi geldik yoksa?

Kapı hızla açılmıştı. Taehyun üstüme atlamış ve bana sarılmıştı. Tek elim ile Hyeri'nin elini tuttuğum için tek kolumla karşılık verdim. Herhalde hala Hyeri'yi görmemişti.

Geriye çekilip bana gülümserken gözü Hyeri'ye kaydı ve "bu bizim çocuğumuz mu yoksa?" Demişti kocaman açtığı gözleriyle.

Omzundan hafifçe ittirip içeri girdim. Benimle birlikte Hyeri de girmişti. Elimi bırakmış, Küçük elleri ile tişörtümün eteğini tutuyordu.

"Biz sevişmedik Taehyun." Dedim bıkkınca. "Yani sevişirsek böyle bir kızımız mı olacak?" Neyi zorladığına dair bir gram fikrim yoktu.

"Sevişmek mi istiyorsun?" Dedim kıkırdayıp. "Hayır, bir çocuğumuz olsun istiyorum." Dedi. Gözlerini Hyeri'ye indirmiş ve Hyeri'yi incelemeye başlamıştı.

"Aynı sonuca varıyor."

Hyeri, Taehyun'u tanımadığı için arkama geçmiş bacaklarımın arasından Taehyun'a bakıyordu. Bu duruma kıkırdadım.

Taehyun dizlerinin üzerinde eğilmiş ve arkama saklanan Hyeri'ye elini uzatıp "sana çikolata vermemi ister misin?" Demişti.

Hyeri benden izin ister gibi gözüme bakmış kendisine gülümseyince Taehyun'un elini tutmuştu çekinerek.

Onlar tahminen mutfağa giderken bende arkalarından ilerledim. Taehyun buzdolabından bir çikolata çıkarıp Hyeri'ye uzatmıştı. Hyeri eline almış etrafını süzmüştü.

Ocağı görünce "bittik biz." Dedim. Taehyun anlamayarak bana bakarken, Hyeri Taehyun'un elini bırakıp elindeki çikolatasıyla ocağa koşmuş ve fırının kapağını açmıştı.

Taehyun ne yaptığıni anlamadığı için merakla kendisine bakıyordu. "Bu fırın çalışıyor mu?" Dedi Hyeri masumca. Fırtına öncesi sessizlikti Hyeri'nin yaptığı.

Taehyun konuşacakken öne atlayıp "hayır, çalışmıyor o. Değil mi abisi?" Dedim Taehyun'a kaş göz yaparak.

Taehyun ağzı açık bir şekilde bana bakıyordu, "sanırım, yani evet. Evet çalışmıyor." Dedi.

"Yani kurabiye yapamayacak mıyız?" Hayır. Taehyun o bakışlara kanmazdı.
Yani umarım kanmazdı.

"Sen kurabiye yapmak mı istiyorsun?" Dedi Taehyun kaşlarını kaldırıp Hyeri'ye gülümserken. Kanmıştı.

Hyeri kafasını sallamış ve Taehyun Hyeri'ye yaklaşıp onu kucağına almıştı. Hyeri'yi evimizdeki ocak bozuk diye kandırmıştım ama sanırım bu sefer kurtuluşumuz olmayacaktı.

"O zaman seninle kurabiye yapalım mı?" Hyeri tekrar kafasını sallarken bu işe karışmamak için mutfağın kenarına konulmuş yuvarlak masaya ilerleyip oturdum.

Onlar malzemeleri çıkarmaya başlarken bende çıkacak olan kaos için kendimi hazırlıyordum.

***

"Hayır ben pasta da yapmak istiyorum." Diye bağıran Hyeri ile yüzümü buruşturdum. Cidden cırtlak bir sesi vardı.

Üstelik daha 6 yaşındaydı. İleride sesini düşünemiyordum bile.

Mutfak savaş alanı gibiydi. Yerde düşüp kırılan yumurtalar, tezgaha dökülmüş süt paketi, etrafta uçuşan jn tanecikleri ve daha nicesi.

Eğleniyorlardı. Kahkahalar eksik olmuyordu. Bende oturduğum yerden onları izliyordum. Taehyun yorulduğunu söyleyip durmaya başladığından beri mutfaka kıyamet kopuyordu.

Bir sürü kurabiye yapmışlardı. Oturduğum sandalyede şuan onları izleyip sıcak kurabiyeleri tadıyordum.

Hem malzeme bitmiş hem de üstleri hep un olmuştu ama Hyeri daha fazlasını istiyordu. Taehyun ise onu ikna etmeye çalışıyordu.

"Pasta da yapacağız" diye bağırdı Hyeri. Taehyun, tezgahta oturan Hyeri'nin elini tutmuş ve "ama çok yoruldum Hyeri." Demişti dudaklarını büzerek.

Ben onu uyarmıştım. Beni dinlemeyen o idi.

Hyeri ağlamaya başlayınca devreye ben girdim. Elimdeki kurabiyeyi tabağa bırakıp elimi çırptım. Tezgahta oturup ağlayan ve onu susturmak için uğraşan Taehyun'a yaklaştım. Hyeri'yi kucağıma almadan önce önlüğü çıkardım.

"Hyeri, bak malzemeler bitmiş. Pastayı ne ile yapacağız? Gidip malzemeleri tamamlamazsak pasta çok kötü olur." Dedim. Konuşmaya başladığımdan itibaren susup beni dinlemişti.

"O zaman gidip malzemeleri alalım." Dedi ayaklarını sallarken. "Ama önce uyku." Dedim sesimi otoriter tutmaya özen göstererek.

Hyeri dudaklarını büzüp ağlayacak gibi olduğunda "eğer uyumazsan pasta yapmak yok." Dedim. "O zaman hemen uyumalıyım." Demişti kucağımdan inerken. İçeriye koşturunca Yerdeki yumurtalara basmamaya dikkat ederek peşinden gittim.

Oturma odası olduğunu düşündüğüm yere girmiş ve koltuğa uzanmıştı. Gülümseyip yanağına kocaman bir öpücük kondurup "güzelce uyu." Dedim. Kafasını sallayıp gözlerini kapatmıştı.

Mutfağa gitmek için yanından ayrıldığımda derin nefes alışını duydum. Mutfağa girip etrafı toplayan Taehyun'a baktım. Dudaklarımı dudaklarıma bastırıp "özür dilerim. Benim yüzümden düştüğün şu duruma bak." Dedim pişmanlıkla.

Yeri silmeyi bitirip doğrulmuş ve bana bakmıştı inanmayarak. "Saçmalama istersen." Demişti.

Etrafı toplamasına yardım etmek için yanına yaklaşıp arkasından sarıldım. Kafamı sırtına koyup "senden çok güzel bir baba olur." Dedim kurabiye yaparken ki anları aklıma gelirken.

Güldüğünü işittim. Kollarımın arasında hareketlenince kollarımı gevşetip bana dönmesine izin verdim. Yüzümü ellerinin arasına almış ve dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı.

Bu ani hareketinden dolayı dişi dudağıma çarpmıştı. Üst dudağım taşıp burnu ile dudağı arasındaki yeri ıslatmıştı.

Öpüşmeyi derinleştirmek için ellerimi omuzuna koyup kendime çektim. Alt dudağımı ısırınca inledim.

İnlememin arasına başka bir ses karışınca dudaklarımızı ayırıp mutfağın girişine baktım.

Hyeri şaşkınca bize bakıyor ve ne yaptığımızı anlamaya çalışıyordu.

"Bu yaptığınız nedir? Yani dudaklarınızla yaptığınız?"

BÖLÜM SONU

not: Taehyun seme 😊

Eva-

Foreign / taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin