Otuz altı

84.9K 5.1K 4.3K
                                    

Evet, kapak değişti çoğunuz sevmemiş olabilirsiniz fakat bir süre bu kalacak. Ardından eskiye dönüş yaparım ya da yeni bir kapak.

Medya: Demir Barutçu

🍒

"Baran kadının surat ifadesini görmeliydin. Erkek görmüş rahibeler gibiydi. Hoş rahibe kulaklarının uzun süre sonra ilk kez küfür duyduğuna bile yemin edebilirim. Abarttıklarını düşünüyordum ama kadın tam olarak 70'lerden kalma fosilleşmiş bir kraliyet üyesi gibi duruyordu. Demir ve Adal için üzülüyorum, eminim onların kellesini uçurmak için emir vermiştir bile."

Ölümsüz kadın Elizabeth'in çakma Türk versiyonu gibiydi. O tek bir beyaz telin olmadığı kestane rengi kahverengi saçlarının özenle ensesisinde toplanmış hali gözlerimin önünden gitmiyordu. Annem gibi yine koyu kahverengi gözleri vardı. Boyu benden birkaç santim uzundu. Oldukça ince ve fit bir vücudu vardı. Ne kullanıyordu bilmiyorum ama yaşlılıktan fosilleşmiş tenini çok iyi gizliyordu. Ve çok güzel bir kadındı. Hayır, dışarıda görsem annemi kadının annesi sanardım.

Yemin ederim kendisine anneanne dedirttirmemekte çok haklıymış. Lan zaten diyemezdim ki. Kadının yanında ben daha çok anneanneydim. Çok korkutucu!

Telefonun diğer ucundan Baran'ın gülüşü duyuldu "En azından yaşlanmayan, kültürlü bir anneannen var. Bunun tadını çıkarmalısın. Ne kadar senden hoşlanmayacak olsa da." Saçlarımı taramayı keserek aynanın yanına sabitlediğim telefona çevirdim bakışlarımı. Yatağına yayılmış gülerek beni izliyordu puşt herif.

"O kadını bal gibi de kafalayacağım tamam mı? Bir kere bu iş benim Adanalı damarımı attırdı bile. Lale hanımefendi anneannem beni sevecek, bitti." Ne kadar çok az umudum olsa da.

Arkama dönerek yatağın üstünde ki tokalarımı almaya gittim "Niye bu kadar taktın kafaya? Ailenin diğer bireylerini de gördün mü? Şu kuzenler, teyze dayı falan. Ayrıca görüş alanımdan çıkma." Yatağın üstünden siyah lastiğim alarak tekrar telefonun görüş alanına girdim.

"Çünkü gamzeli, bu evde ki herkes ki sende dahil o kadının beni sevmeyeceğini iddia ediyor. Bense mükemmel hanımefendi kişiliğimle gayette etkileyeceğime inancım tam. Diğer aile bireylerine gelirsek kapıda ki rezilliğimizden sonra Adal ve Demir'i kurbanlık koyun gibi bırakıp arkama bakmadan odama doğru son hızda kaçtığım için hiçbirini göremedim." Tarakla tekrardan saçımı tarayarak yine kameraya döndüm "Saçlarımı öreyim mi?"

Gülümsedi "Ör."

"O zaman açık kalmaya devam edecek." Dedim şirince gülümseyerek. Güldü "Böyle yapacağını biliyordum aptal, açık saç daha çok yakışıyor." Yalandan kaşlarımı çattım. Elimi yumruk yaparak telefonun kamerasına doğru uzattım "Bana bak gamzeli yelloz, sen kime aptal diyorsun? Saçını başını yolarım senin!"

Gamzelerini göstererek gülmeye devam etti "Bu hareketler, bu sözler size hiç yakışmıyor hanımefendi?" Dedi imayla kaşlarını kaldırarak. "Bu imaları size yedireceğim." Diye homurdanarak kameranın dibinden geri çekildim.

Tokaları masanın üzerine bırakarak önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Masanın üzerinden en sevdiğim ve her zaman kullandığım çikolata esanslı parfümü elime aldım. Bu şeyi sonsuza kadar koklayabilirdim. Çok ağır değildi. O kadar güzel ki, zehirlenmeyeceğimi bilsem ağzıma boca ederdim. Çünkü tadı tam çikolata gibi olmasa da o hissi veriyordu, denemiştim de... Ne? Beni yargılamayın. Çikolata krizi tuttuğunda yememek nasıl bir his bilir misiniz?

"Dinle, sırf o kadına ya da diğerlerine kendini sevdireceksin diye başka biri gibi davranmana gerek yok, Kayra. Bunu takıntı haline getirme. Bıraksana kızım, seni sen olduğun için sevmeyecekse hiç sevmesin."

𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin