Bölüm 1

98 12 135
                                    

!Dikkat!
Bu hikaye, kan, şiddet ve kötü örnek oluşturabilecek içerikler içermektedir.
(Fazla olmamakla birlikte bazı kısımlarda olacaktır)
Bu uyarıyı dikkate alarak okuyunuz
╌╌╌╌╌╌╌╌╌╌╌╌╌╌╌╌╌╌

"Yine mi?" diye sordu geri dönüşüp balkon merdiveninden inen kıza bakarken. Onun pembe sandalyesine oturmuş, Sass'le birlikte konuşuyorlardı o gelene kadar.

Gelen Marinette'ti.

"Yokluğumda bir sorun çıkmadı, değil mi?" diye sordu.

"Hayır, hayır her şey gayet normaldi. Ah, tabi, annen ve baban bir sürü şeyi tatmam için getirdiler. Yeni bir tarif üzerinde çalışıyorlarmış."

Gözlerini devirdi Marinette. Her zamanki ebeveynlerim diye düşündü.

"Sen neler yaptın? Bir şey bulabildin mi?"

Olumsuz anlamda başını salladı. Mavi gözlerini onunkilere dikti. Başaramayacağız diyordu içinden. Aylardır deniyorlardı. Hedeflerine ulaşamamışlardı.

"Ne düşündüğünü biliyorum." dedi Luka. "Ama pes etmenin sırası olmadığını biliyorsun, şimdi pes edersek bir daha toparlanamayız, hem de bu kadar yol katetmişken..."

"Biliyorum." dedi kısaca Mari. Pes etme lüksleri olmadığını biliyordu. Ama her seferinde daha da fazla yıpranıyordu ve gittikçe gücünün azaldığını hissediyordu.

"Her zamanki yere gidelim mi?" diye teklifte bulundu Luka. Marinette'in ne düşündüğünü tahmin edebiliyordu. Kafasını biraz dağıtmaya ihtiyacı vardı.

Her zamanki yer aslında parktı. Marinette'in evinin önündeki park. Ne zaman bunalsalar, bitkin düşseler ya da umutsuzluğa kapılsalar oraya giderlerdi. Bazen birer kahve alır, başka şeylerden söz ederlerdi. Üstlendiği görevlerinin yanında, sürdürmeleri gereken sosyal hayatları da vardı. Mari 17 taşında, Luka'ysa ondan 1 yaş büyüktü. Sürekli beraber çalışıyorlardı, her anlamda.

Okulları farklıydı, ancak okuldan sonra hep beraber takılırlardı. Okul projelerinden özel etkinliklere kadar, her şeyleri beraberdi.

Mucizelerle ilgili görevleri yüzünden de bu durum  binevi mecburiyet haline geliyordu. Luka neredeyse günün tamamını Marinette'in evinde geçiriyordu.

Bundan şikayet ettiği söylenemezdi, aksine memnundu bu durumdan. Paris'in en iyi fırıncısının evindeydi sonuçta. Her zaman Sass'e vermek için çeşit çeşit ürün vardı. Ayrıca kendisi de bu lezzetlerden yararlanmıyor değildi.

Beraber bu kadar fazla zaman geçirdikleri için görenler onların çıktıklarını düşünüyorlardı, en başta da Marinette'in annesiyle babası. Bunun için Luka'ya özel ilgi gösteriyorlardı çoğunlukla.

Ama doğrusu şu ki, durum hiç de onların sandığı gibi değildi. Onlar iki yakın dosttu, hepsi bu. Sevgiliykenki ilişkileri sürmemişti, sonra ayrılmışlardı.

Bu konuda ikisi de birbirine anlayışlı davranıyordu. Yalnız bazen Luka, Marinette'i güldürmek -veya gıcık etmek- için bilerek imalı sözler söylüyordu. Genellikle gülüp geçiyordu Marinette bunlara, ciddi olmadığını biliyordu ve bu yüzden rahattı.

**

Luka'nın teklifini görmezden gelerek uzunca bir kağıdı açtı ve masanın üzerine serdi Marinette. Masanın tamamını kaplıyordu...

"Eee, bir şey anlatmadın?" dedi Luka kağıda doğru eğilirken. Uzun zamandır üzerinde çalıştıkları bir haritaydı bu.

Yakınında duruyordu Marinette'in, hemen yanında. Marinette yüzünü çevirmeden, sadece haritaya bakarak konuşmaya başladı:

Ai ajuns la finalul capitolelor publicate.

⏰ Ultima actualizare: Jul 14, 2022 ⏰

Adaugă această povestire la Biblioteca ta pentru a primi notificări despre capitolele noi!

Sekizinci BoyutUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum