Selamün aleyküm
Nasılsınız bakalım?
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
✨
Karanlıktı geçtiğimiz yollar ama hep umut doluydu.
Geçtiğimiz her köşe başında,dar sokaklarda... sokak lambası aramakla geçti ömrümüz.
Yeri geldiğinde kaçacak bir yerin olmadığında yine dönüp dolaşıp sığındığın yerin adıydı sokak.
Canı yanmadan ağlamazmış ya insan, bizim canımız o kadar çok yandı ki, canımızın acısına ağlamayı unuttuk.
...
Yine günlerden bir iş günüydü, bu kaçırdığım bilmem kaçıncı otobüsten sonra artık otobüse binmekten vazgeçmiştim.
Yürüsek ne olacak ki, alışığız koymaz bize... hem yürümek iyidir. Sıkıntını alır. İşe gidince azıcık azar işitirsin ama onunda bir çaresi var.tak kulaklığı kulağına aç oradan bir şarkı, patron başında söylensin dursun. Sağ olsun benim patron Melih abiyi de susturmak pek mümkün değildir. Ama ben bilmem mi onun o kızmalarını... Bi de bıyık altından gülmeleri yok mu?Bi gülmesi var zaten, bir de gülerken bi yukarı,bi aşağı sallanan koca göbeği.
Hem benim öyle dediğime bakmayın siz.. iyidir Melih abi, oda olmazsa kim sokakta yaşayan üstü başı kire bulanmış bir insana iş verirdi ki!
Melih abi aslında benim için bi abiden çok, babaydı da. O gün, evden kaçtığım gece Melih abiyle yolumuz karşılaşmasaydı. Her şey belkide benim için çok daha kötü olurdu. 15 yaşındaydım evden kaçtığımda..o günün hikayesi çok uzun. Ondan önce benim anlatmam gereken daha çok hikayem var.
Melih abi, tamirhanede çalışan bir usta, bende yanında çalışan eleman. Adamın durumu belli, benim için hep daha fazlasını yapmak istese de onunda elinden bir şey gelmiyordu.
Bana haftalık 50tl veriyordu fakat bu para sadece bizim karnımızı doyurmaya yetiyordu.Biz kim miyiz? Biz ayrı ayrı evlerde büyüyen...Aynı kaderi yaşayan üç kardeşiz. Kan kardeşi değiliz ama can kardeşiyiz... Evden kaçtığım o gece, yolum sadece Melih abi ile değil, onlarla da kesişmişti. Ali ile Bade. Canlarım benim, can yoldaşlarım... Kader arkadaşlarım. Ali'yle o gece sokağın birinde üstüm başım perişan bir halde karşılaştım.
Belki benim yaptığım, kimine göre cahillikti... Kimine göre yanlıştı ama bana göre, bize göre çaresizlikti. Hiç bir insan rahat olduğu yerden kaçmazdı.
Belki benim bu kaçışım benim sonum olacaktı...Belki başıma kötü şeyler gelecekti ama şu da vardı ki. Benim kaldığım ev, sokaktan daha kötüydü. Sokakta bir insanın başına gelebilecek her şey eğer o evde biraz daha kalsaydım. Benimde başıma gelecekti.
Zaten evden kaçtığım geceyi o gece yaşadıklarımı,bir ömür unutamayacaktım.
Melih abinin,"Mihra kızım, hadi gel dürüm ekmekler soğuyor." diye bana seslenmesiyle, tamir etmek için altına girdiğim arabanın altından çıkıyordum ki,yine değişmez bir kural gibi kafamı arabaya çarpmıştım.
Kafayı oraya buraya vura vura beyin hücrem kalmadı.
"Ah be kızım yine mi kafanı vurdun? Yav çocuğum niye acele ediyorsun bu kadar? Akşama daha çok var. Bitiririz. Ha bu gün bitmedi. Bırak kalsın, yarın erken gelirsin..." derken, o biraz zor gibisinden gülümsüyordu.
Bu konuda benim bir kabahatim yoktu ki, yaşamak için öyle bir yer bulmuştuk ki oradan otobüse yürümek için 1 saat yol çekiyordum. Ama olsun, bu defa ki inşaati bulana kadar çok uğraşmıştık. Hem burası Bade için güvenliydi. En azından Ali ile ben işte iken gözümüz arkada kalmıyor... Bir nevi kalmıyordu. Aslında ikimizinde aklı hep evdeydi. Bir gün eve gittiğimiz de Bade'yi sağlam bulamayacağız diye yüreğimiz ağzımızda eve gidiyorduk.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehirli Çember (Askıya Alındı)
ActionSiz hiç ölümün soğuk nefesini ensenizde hissettiniz mi?Ben hissediyorum şu an...kafama dayanmış bir silah, arkamda heybetli bir adam.. Nefes alışverişlerim hızlanmıştı.Ölümümü hiç böyle hayal etmemiştim. Sokağın bir köşesinde soğuktan donarak ölür...