21.ʙöʟüᴍ:"ᴋıʀıᴋ sᴀᴠᴀşçı"

Start from the beginning
                                    

"Neden gönderdi seni buraya?"

"Biraz önlem almamızı istedi ama bence gereksiz endişe yapıyor. Karşımda bir şansın olmadığını söylememe rağmen sana bir ziyaret yapmam konusunda ısrarcıydı. Mesela ben şimdi silahımı çıkarıp bacağına sıksam ne yapabilirsin ki?" diye benimle aklınca alay ederken dudaklarımı sinirli bir şekilde ısırmakla meşguldüm. Bu laflarına kanmayacaktım, asla.

"Hiç sanmıyorum, o zayıf kalbin avucumun içindeyken pek bir şey yapamazsın," diyerek ona ilerlemeye başladığımda konuşmaya devam ediyordum. "Beni sakın kışkırtmayın."

Bakışları sinirli bir hâl alınca sabrının sınırlarında olduğunu anladım. Bende bundan zevk alarak asla beklemeyeceği bir harekette bulundum ve dolabın üstüne çıkıp kafasına sert bir tekme savurdum. Bu çıkışım onu diğer tarafta ki duvara doğru yuvarlanmasını sağladığı anda onun tarafına geçerek dolabın üzerinden indim.

Onun az önce durduğu yerde beklerken iç çekip konuşmaya kaldığım yerden devam ettim. "Bak işte, tam olarak bundan bahsediyordum, lütfen bu yaptıklarımı da liderine ilet olur mu?" derken kadının birden yerdeki bedenini kaldırıp yüzüme savurduğu yumrukla sözlerim yarıda kesildi. Yüzümde hissettiğim acıyı şuana kadar hiç hissetmediğime emindim.

Ağzımda hissettiğim kanın metalik tadı midemi fazlasıyla bulandırmıştı. Buna rağmen yere düşmediğim için epey şanslı sayılırdım diyecekken karnıma aldığım darbeyle kafamı sivri bir şeye çarptım.

Acıyla yüzümü buruşturduğumda bana yukarıdan bakması onu daha iyi görmemi sağladı. "Galiba bunu iletmeyi daha çok isterim," deyince kanayan dudaklarımdan bir kahkaha döküverdim. "Çok çabuk karar vermeseydin." Kıvrılan bacağımı bacak arasına isabet ettirdiğimde bağrışı odada yüksek bir yankı yaptı. Ben de hiç beklemeden geri ayağa kalktığımda eğik duran bedenini dolabın üzerine doğru sertçe itekledim.

Aldığı darbeyle gözlerinin yaşarmasına rağmen hiç beklemeden yüzünü dolaba bastırıp kolunu sırtına doğru ters çevirdim. "Sizinle uğraşmak artık ayrı bir zevk veriyor biliyor musun?" dediğim anda dudaklarından kuvvetli bir çığlık daha koptu. Kolundaki baskımı her geçen saniye artırmama rağmen artık onunda bir şeyler yapmasını istediğimi fark ediyordum. Damalarımdaki gezen adrenalin zevk vermeye başlamıştı.

"Bir daha düşünmeni tavsiye ederim." Diz kapağıma arkası dönükken sert bir tekme atınca acı içinde geri çekilmek zorunda kaldım. O sıra ağzımda biriken kanı da yere tükürmüştüm. Bir şey yapmamı beklemeden karnıma doğru tekrar bir darbe daha indirdiğinde sertçe yere düştüm.

Sinirin ve hırsın verdiği cesaretle bedenimi yukarı kaldırıp çenesine yumruk attığım anda bu onu kısa bir an sersemletti. Ben de bunu fırsata çevirip direkt ayağa kalktım. Hala bir elim karnımdayken diğer elimi de ona doğru doğrulttuğumda yapacağım şeyi anlamış gibi nefes nefese yüzüme baktı. Sanki artık pes ettiğinin o da farkındaydı, ama gücümü kullanmadan önce konuşmadan edemedim.

"Neden silahını kullanmadın? Oysaki hazırlıklı görünüyordun," dediğimde yüzünde çirkin bir sırıtış ortaya çıktı.

"Bunun için," dedi ve yüzüme sert bir cisim savurdu. Bende aceleyle kendimi dolabın diğer tarafına atarken reflekslerimin sayesinde son anda hızlı davranabildim. Beni kıl payı sıyırıp geçen bıçak neyse ki duvara çarpıp düştü. Yerde dizlerimin üzerinde dururken soluklarımı kontrolde tutmaya çalışıyordum.

Aniden ayağa kalkıp düzensiz kalp atışlarını zihnimde bir araya getirdiğimde gözleri büyümeye başladı. Ardından elleri acıyla boğazını tutarken ona gram acımıyordum çünkü bunu baştan beri hak etmişti. Yüzü mosmor olmaya başladığında artık tamamen nefes almasını engelliyordum.

KALP KIRICI: FEVTWhere stories live. Discover now