aramızdaki ve ardımızdaki

210 28 6
                                    

unutulmuş gibiyim. öyle çok gitmişim ki artık kendimde bile değilim. hiçbir şey, hiç kimse özel hissettirmiyor. okuduğum kitaplar, kurduğum hayaller, bir gün birilerine söyleme umuduyla biriktirdiğim onca söz, sanki hepsi çöpe atılmak için buruşturulmuş kağıt gibi. her an her şey önemini yitiriyor. detayları için saatlerce uğraştığım resimler, yakıp ciğerime zehrini doldurmadan söndürdüğüm sigaralar, sararmış parmak uçlarım, yenmiş tırnaklarım, yamuk kesimli saçlarım, yanımda tutmak için iyi davrandığım insanlar, samimiyetsiz sevgi sözcükleri, kırıp tekrar tekrar birleştirdiğim kalpler, bir kaç kalori fazladan vermek için kendimi kusturduğum anlar, bir yerlerde kabul görmek, ait olmak için kendimden verdiğim parçalar, git gide kendime yabancı oluşum. hepsi silik. ne için yaşadığımı bilmiyorum. birilerinin aklına hiç düşüyor muyum bilmiyorum. çektiğim bunca acının, kafama sıkmamak için direndiğim gecelerin, yalnızlığıma arkadaş edecek kimsemin kalmamasının, kavgamın ne önemi var bilmiyorum. yazdığım şeylerin basitliği gözlerimi dolduruyor. hayatta hiçbir şey başaramamış, hiçbir yer görmemiş, hiç insan sevmemiş ve hiç kimse tarafından sevilmemiş biriyim. kimsenin elini tutmadığı, dağılmış parçalarını onaracak şekilde sarılmadığı, evine bile gelme zahmetinde bulunmadığı zavallının tekiyim ve bu asla değişmeyecek. tanrı'nın boş zamanlarında karaladığı bir kitaptan ibaretim. değersiz ve özenilmemiş. hepsi bu.

onyediağustos-

birileri ve gürültüleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin