❦ BÖLÜM -7-

793K 1.1K 41
                                    

Hellö 💦

Odasına geçip geri kalan işlerini sinirle yapmaya çalışırken bir yandan da odaya gelip abisine baskı uygulamayı planlayan Demre'yi dizginlemeye çalışıyordu. Kız deliydi.

Gönderen: Demre
- Az önce Göktuğ geldi. Seni sordu.

Gelen mesajla tek kaşını kaldırarak ekrana bakan Hamra merakla parmaklarını klavyede dolandırdı.

Gönderilen: Demre
- Ne dedin?

Gönderen: Demre
- Abimin seni salmadığını söyledim elbette. Üzülmüş gibiydi. Garibim yemeğini almış gelmiş masaya. Bu seni unutamamış bak ben sana söylüyorum.

Gönderilen: Demre
- Abartma Demre.  O benden ayrıldı hatırlatırım.

Gönderen: Demre
- Benim yüzümden ayrıldınız. Yanlış bir anlaşılma yüzünden...

Genç kadın, en yakın arkadaşının mesajlarını görmezden gelip kapısının tıklatılmasıyla başını kaldırıp gelene baktı. Güvenlik, elinde poşetle kendisine bakıyordu.

"Hamra Hanım, bunu siz sipariş vermişsiniz. Çalıştığınız söylenince getirdim." diyen genç adamla Hamra bir an şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı ve hemen ardından tatlı bir şekilde gülümseyerek adama baktı.

"Ah, teşekkür ederim. Masanın üzerine koyabilir misin?" dediğinde genç adam karşısındaki güzel kadından aldığı gülümsemeye içtenlikle karşılık verdi. Aslında böyle bir jest genelde yapmazdı ama bu kadını görmek için bir bahaneydi. Ne de olsa geldiğinden beri bütün şirketin ilgisini anında üzerine çekmişti ve öğle yemeği için arkadaşıyla vardiyaları değiştirmişti ama kapıda duran arkadaşı Hamra'nın yemeğinin ofisine çıkacağını söylediğinde bütün planları altüst olmuştu.

Patronlarının ne kadar katı olduğunu elbette biliyordu ama bu çelimsiz kadının gözlerindeki ışık, altından kalkacağını söylercesine parıldıyordu.

Güvenlik, elindeki yemek poşetini masaya koyduğunda Hamra ona teşekkür ederek gitmesini izledi. Ardından gidip salata kutularına baktı. Bu yemeğin o iri yarı adama yetmesi imkânsızdı ama kime neydi? Adamın boğazını da düşünecek değildi ya? Şimdi aşağıda olup ne güzel Demre ile dedikodu yapabilir, bu ketum adamın yanından rahat bir şekilde kurtulabilirdi.

Kendi salatasını aldı ve masasının üzerine koydu diğer salata kutusunu ise alıp patronunun kapısını gergin bir şekilde tıklattı.

Ahzal, Hamra'nın direkt kendi odasına açılan kapısından gelen sese karşılık merakla başını kaldırdı. Onun orada olduğunu kısa süre içerisinde tamamen unutmuştu.

"Gel!"

Genç kadın içeri girdiğinde düz bir yüzle elinde anlam veremediği bir kutuyla kendisine gelirken gördü. Diğer elinde ise plastik çatal yer alıyordu.

Hamra, elindeki kutuyu masaya koyarken konuştu.

"Kendi yediğimden söylememi istemiştiniz. Benden başka istediğiniz bir şey var mı?" dediğinde Ahzal kaşlarını çattı ve önüne koyulmuş kutunun içine göz attı. Tam da o sırada gözlerine ilişen salata ile şaşkınlıkla ayakta dikilen kadına bakmadan edemedi. Gerçekten de kendisine salata mı getirmişti bu kadın?

"Sen öğlen bununla mı doyuyorsun?" dediğinde Hamra tam da istediği gibi karşındaki adamı sinir edebildiğini fark edince istemsiz rahatladı. Adamın sert tavırlarının falan şu an bir önemi yoktu çünkü karşısındaki adam, sırf huysuzluğu yüzünden kendisini öğle yemeğine göndermemişti.

KIRMIZI KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin