46.

2.8K 199 94
                                    

Arda odadan ayrıldıktan üç saat sonra iki adam beni çözmüş,başka bir odaya getirmişti. Odaya girene kadar gördüğüm her şeyi aklımda tutmaya çalışmıştım. Kaçarken yolları azda olsa bilmem bana avantaj sağlayabilirdi.

Yeni getirildiğim oda diğerine göre daha moderndi. Siyah yatak,iki yanında komodin,bir dolap vardı. Oda tamamen siyah ve beyaz ile döşeliydi. Duvardaki yılan motifi burada da vardı. Odayı kabalama incelemeyi bırakıp çekmeceleri kurcalamaya başladığımda ulaşabildiğim tek şey boşluktu. Dolu olmasını beklemiyordum ancak umudumu yitirmemiştim.
Siyaha boyanmış camlar onlarca kilitle kapatılmışken ses çıkarmadan çıkamazdım.

250.saniyeye geldiğimde oflayarak saymayı bıraktım. Bileklerimdeki ve avucumdaki bandaja bir bakış atıp yatağa uzandım Arkadaşlarım nasıldı acaba... Umarım beni bulurlardı. Aksel bensiz uyuyamazdı ki,şu an zombi gibi geziyordu kesin.

Sağıma döndüğümde içeri giren Arda ile gözgöze gelmiştik. Yerimde doğrulduğumda üzerine sıçramış kan lekeleri yüzümün buruşmasına sebep oldu. Beni gördüğünde kıvrılan dudakları ile adımlarını hızlandırmış ve dibime girmişti. Aşırı yakın bedeninden uzaklaşmak için yana kaydığımda umursamayıp yaklaştı.
Tekrar kaydığımda yatağın başlığına değen omzumla aniden ayağa kalktım.

"Benden uzak dur."

"Ama.." deyip dudaklarını büzdüğünde gözlerimi devirdim. Odanın en uzak köşesine gidip oturduğumda iki dakika sonra kalkıp yanıma gelmişti.

"Siktir git." dediğimde çenemi tutup başımı duvara yasladı.

"Benden kaçmayı kes Eflâ." deyip dudaklarını boynuma bastırdı. Omzundan onu itmeye çalıştığımda dişlerini geçirmişti. Acıyla dudaklarımı dişledim.

"Bırak beni amcık" şiddetle itmemden dolayı kalçasının düşen bedeni kısa süreli şaşkınlık yaşamıştı. Aniden gülmeye başlayan adama korkuyla baktım. Cidden hiç iyi değildi bu adam.

Elini alnına yaslayıp soluklandıktan sonra buz gibi olan ifadesiyle ayağa kalktı. Üzerini çırpıp kolumu yakaladığında kolumu çekmeye çalıştım. Parmaklarını derime geçirecekmiş gibi sıkıca koluma bastırdığında hızla brni de ayağa kaldırdı.

"Bu şekilde olmayacak sevgilim. Sanırım akıllanman için ufak cezalara ihtiyacımız var." dedi.

"Ne yapacaksın?" dediğimde gülümsedi.

"İyi uykular." deyip elini kaldırdı.
Ne yapacağını anladığımda hızla bana doğru gelen eli yakaladım. Kolunu büküp sırtıyla buluşturduğumda diğer eliyle saçımdan yakalamıştı. Kel kalacaktım bu piç yüzünden...

"Bu haşin hallerin beni tahrik etmiyor değil ama sıktın artık." kolunu kurtarıp başımı duvara çarptığında şakağımdaki sızı gözlerimi karartmıştı.

"İki güldük diye senin gibi birisi üstün olduğuna inanmış galiba." alaylı sesiyle konuşup yüzümü yere çarptığında ağzımdan kaçan çığlık onu hoşnut etmişti.

"Evet böyle... Daha çok bağır."

Sızlayan saç diplerim ve kan içinde kalmış yüzümü umursamadan beni duvara vurduğunda belimden sırtıma doğru yayılan acıyla gözlerim kaymıştı. Gözlerimi kapattığımda beni belimden kavrayarak kucağına aldı. Birkaç hışırtının ardından yumuşak yatakla buluşan bedenimle put gibi yatmaya devam ettim.

"Burada kal,ilk yardım çantasını getireceğim." derken dudağımdan akan kanı silmişti.

Gözlerimi dahi açamazken benden cevap bekleyen mal adam sonunda konuşamadığımı anlayıp odadan çıktığında yerimde doğruldum. Beni haşat ettiğine inandırdığım için gururla gülümsedim.

Gözlerime akan kanları yaralarıma dokunmadan silip aralı kapıya ilerledim. Kapıyı biraz daha aralayıp kafamı uzattığımda iki koruma olduğunu gördüm. İçime dolan sinir ellerimi titretirken adamlardan kurtuşamayacağımı çoktan anlamıştım. Hadi ama iki katım kadar iki adam vardı karşımda. Yalnızca biri bir tane vursa yarısı boşa giderdi.

"Oh be." diyen adamla tekrar kafamı kapıdan çıkardığımda saatine baktığını gördüm.

"Hadi gidelim," diğerinin dediğiyle devirdaim olarak çalıştıklarını anlamıştım.

Silahını kontrol edip olduğum tarafa bakan koruma ile içeriye girdiğimde elimi göğsüme koydum.Ucuz atlatmıştım.

Uzaklaşan adım sesleriyle odadan çıktığımda kısıtlı bir zamanımın olduğunun farkındaydım. Geldiğim odadan buraya kadar tam üç farklı koridor vardı. Birinin çıkışa ulaştığını,gelen ışık huzmesinden ve rüzgarın seyrinden anlamıştım. Umarım doğru anlamışımdır yoksa kıymaya çevirirdi bu çatlak beni.

Olabildiğinde sessiz ve hızlı adımlarla eskiden bulunduğum odaya doğru yürümeye başladım.  O kadar stresliydim ki nefeslerim tekliyordu. Salgılanan adrenalinden dolayı terleyen vücudum bana pek yardımcı olmuyordu çünkü perişan haldeydim. Güzel yüzümde en az yirmi yara vardı. Morluklardan bahsetmiyorum bile...

Üç koridora açılan yere geldiğimde hücrelerime kadar hissettiğim mutlulukla kıkırdadım. Sonunda kurtulacaktım. Adım attığım gibi tutulan omzumla yine kursağımda kalan duygular anama bacıma giydirirken beni tutan kişiye döndüm.

"Nereye böyle güzelim?" dedi Arda otuz iki diş sırıtırken.

"Ahahah... geziyordum." deyip yutkundum.

"Ah öyle mi? Söyleseydin ben gezdirirdim." dediğinde yediği için sevinçle devam ettim.

"Yorul-" Omzumu kavrayan elini şah damarıma bastırdığında dizlerimin üzerime çökmüştüm.

"Dalga mı geçiyorsun lan sen benimle?!" bağırtısı koridorda yankılanırken elini itmeye çalıştım. Orospu evladı kerpeten gibi ele sahipti.

"İyilikte yaramıyor." diye homurdandım.

"Seni öldüremeyecek kadar aptal olabilirim ama unutma Eflâ,acıdan ölmeyi dilecek hale de getirebilirim." sert sesine karşılık sırıttığımda kaşları çatılmıştı.

"Yarrak yaparsın." dediğim gibi patlayan silah sesleri kulağıma ulaştığında huzurla kapattım gözlerimi.

Hoş geldin sevgilim.

**
Za HOŞ GELDİN GÖTÜNÜ YEDİPİM

Sınır:
35 oy
70 yorum

EFLÂ ➳ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin