Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
conan gray, heather
Bu kadar çabuk fark etmemesi gerekiyordu. Eskiden ne güzel görünmezdim onun için, aptal bir yanlış anlaşılmanın gözünü açtığını düşünmek istemiyorum.
Çünkü sanırım, beni düşlerimdeki gibi büyülü görsün istiyorum.
♫
Sonbaharı romantize etmeyi çok severdim.
Öyle ki daha yaz bitmeden sonbaharla ilgili sosyal medyada karşıma çıkan ne varsa beğenir, bana bu mevsimi hatırlatan şarkılardan oluşan bir çalma listesi hazırlar ve yılın sadece bu zamanında okuyabileceğim kitapları listelerdim.
Sıcak havalardan bunaldığımda dışarıda yağmurun yağdığı bir güz akşamında olmayı ve battaniyenin altına girip Coraline izlemeyi dilerdim. O günün gelmesini iple çekerdim.
Ancak sonbahar gerçekten geldiğinde istediklerimin çok azını yapabilirdim.
Üstelik sonbaharı o kadar sevmezdim bile.
Bu mevsim renkleriyle güzeldi; iç mekanlarda olduğum, üşümediğim ve avuçlarımda bitki çayı dolu bir kupa tuttuğum sürece.
Ve her sonbahar geldiğinde, sevdiğimin aslında bu mevsim değil de bu mevsime dair şeyler olduğunu fark ederdim.
Yine aynı süreçten geçmiştim ve eminim ki seneye yaz geldiğinde tekrar sonbahar gelsin diye bekleyecektim.
İstikrarlı olduğum tek konu bitmemesini istemekti çünkü bu, kış geldiği için daha çok üşüyeceğim anlamına gelirdi.
Korkunun ecele faydası yoktu tabii.
Günler geçmiş, kasım ayını ortalamıştık. Hava artık iyiden iyiye soğumuştu ve halimden hiç memnun değildim. Soğuk havalardan, yapraksız ağaçlardan ve götümün donmasından hiç hoşlanmazdım. Tam bir ilkbahar insanıydım; o cıvıltıyı, yeşilliği, havanın sıcak ama çok sıcak olmadığı muhteşem ayarı çok severdim.
Şimdi ölüm sezonuna giriyor gibiydim.
Ancak ironik bir şekilde, o kadar da depresif değildim.
Aradan iki hafta geçmişti ve biraz olsun düzelmiştim. Zira önümde hiç şakaya gelmeyecek bir sınav olduğunun bilincindeydim.
Kendime sıkı bir çalışma planı hazırlamış, Damla'yı da yanıma alarak test kitaplarının arasında yaşamaya başlamıştım. Okuldan sonra etütlere kalmış, yapamadığım soruların çözümü için öğretmenlerin kapısına dayanmıştım.