↬ ryomen sukuna

3.1K 119 40
                                        

uyarı: angst.
yorum yapmayı ve bölüme oy vermeyi unutmayın!

🎲

⊱ cursing a curse

Ömür boyu süren bir aşk.

Bin yıllık bir romantizm.

Şimdilerde, Sukuna'yı asla iki kez düşündürmeyerek, olaylara dikkatsizce bakış açısı sunmasını sağlayan ifadelerdi bunlar. Onu dalgaya alan ve böyle bir aptallığa burnunu sokan ilişkilere dair idealist görüşleriydi onu uzaklaştıran. Asla inanamayacağı bu şeyleri, eskiden duysa gülerdi.

Şimdi ona ne oluyordu, buna gerçekten inanmaya mı başlamıştı?

Sukuna, Yuji'den meydanın ortasında ve şimdi olduğu yerde durmasını istemek zorundaydı. Çünkü kafasındaki birinci sesin o yumuşak tonlaması, ikinciyi dinlemeye meyilli hissettiriyordu.

O, asla kibar biri olmadı ve çoğu zaman Yuji'ye normalinden daha fazla, hatta eziyet çektirecek kadar baş ağrısına neden oldu. Hep bir aşağılama, hep bir küçümseme ile dalga geçtiği bu adamı, sessizlikle karşılıyordu, hem de birdenbire. Çünkü şu anda, bir şeyler farklı hissettiriyordu, o artık bir şeyler hissediyordu ve şayet Yuji, onun bu sessizliğini ve bunun nedenini merak etmediğini söylerse yalan söylemiş olurdu.

Sessizlik, sadece Yuji'nin isteğini dinlediğinde Sukuna'nın ona sunduğu bir şeydi. Aklından her ne geçiyorsa, bu, seni izlerken arka plana geçiyordu ve içine hapsolduğu bu bedenin yönetimini Yuji'ye devrediyordu. Çünkü o, seni izlemekle meşgul oluyordu.

Her zamanki soğukkanlılığını bir kenara atmak için kullandığın, cazibeli bir gülümsemeye sahipsin; onun yanında uyuyakaldığın her gece teninde ve senin yüzünde hissettiği o tatlı, sıcak ve tıpatıp aynı gülümseme. Aynı yüze sahipsin, herkesin ve Sukuna için var olduğunun kanıtı olan o gözlere... Yani o, cidden sensin.

O dudakların, onun hatırladığı kadar yumuşak mı? Hâlâ aynı şekilde gülüyor musun; gülüşün, yine eskisi gibi, bulaşıcı mı? Eskisi gibi yine baş parmağını yanağında gezdirip kalbinin atışını hissetmek için kafasını senin göğsüne koymasına izin verir miydin? Sesin yıllar öncekiyle aynı mı çıkıyordu, onun adını anma şeklindeki aynı nazik özlemi mi taşıyordun hâlâ?

Sukuna, onun —Yuji'nin— durmayıp yürüdüğünü fark ettiğinde kalbinin deli gibi attığını hissediyordu. Bunu bir tek sen yapabilirsin zaten, onun kalbini bir yarıştaymışcasına attıran tek kişi olarak. Vücudunu ele geçirse onu tanır mıydın? Onu aynı şekilde sever miydin?

Senden sonra bir süre geçti. Upuzun bir süre. Sayamadığı kadar çok, bitmek bilmeyen bir süre.

Son nefesini verdiğin andan itibaren bir sürü kadın ve diğer zevkler senin yerini aldı ama hiçbiri, eskisi kadar, seninle olduğu zaman kadar tatminlik ve zevk veremedi. Hiçbir zaman.

Bir şeyi ikinci kez düşünmemesini sağlayacak ve eskisi gibi onun aklını kaybettirecek bir kişi varsa, o da yine sen olacaksın ve bir kez daha, onun nezdindeki değerini kanıtlayacaksın.

Sadece on adım ileridesin ve birazdan, yine yan yana olacaksınız; aynı bin yıl önce olduğunuz gibi.

Sekiz adım kaldı. Sukuna, sen uyumaya çalışırken ya da seninle dışarıdayken, dalgın bir şekilde bileğinde yan yatmış sekiz rakamını izlediğini ve hep o rakamın olduğu dövmeni öptüğünü hatırlıyordu. Çünkü sonsuzluk, sendin; çünkü sonsuzluk, senin açıklamandı.

Altı. Ruh eşlerinin var olup olmadığını merak etmeye başladı ve eğer cidden böyle bir şey varsa, onunki sen olmalısın.

Beş. Sukuna artık doğru düşünemiyor, ona gittikçe daha çok yaklaşıyorsun. Ne yapması gerekiyor? Kendini açıklamalı mı? Kimliğini, yeni bedenini, sana ifşa mı etmeli?

Dört. Düşünceleri boşuna ve gereksiz geliyor. Çünkü senin karşında o, her zaman korkak bir adamdı.

Üç. "Yeni yıl nasıl başlarsa öyle geçer," klişesinde, birbirinize vereceğiniz yeni yıl öpücüğü için geri sayımı ne kadar heyecanlı saydığını hatırlıyor.

İki. Onun yanaklarını iki eline alıp "Biz ikimiz, her zaman ve sonsuza kadar," dediğini hatırlıyor.

Bir. Vücudunun üzerinde gezinirken dizlerinin üzerine düştüğünü hatırlıyor. O lanetli anıyı.

Sıfır.

Tek kelime etmeden, yanından geçmene izin veriyor.

Aynı kokuyu alıyor senden, şu anda tek düşünebildiği buydu. Bir şeylere inanmayıp onları saçma buldukça, olayın ta kendisi karşısına çıkıyor ve her zaman onu haksızlığa uğratıyor. Reenkarnasyona da inanmazdı, fakat yine ve yine sen, onun düşüncelerini çürütmeyi başardın. Şimdi onun reenkarnasyona inanmasının tek sebebi, sen daha önce onun karşısında ölmüştün ve bunun başka bir açıklaması olamazdı.

Parçalanmış cesedin, onun beynine kazınmış, kafasından atabilmek ya da o görüntüyü silebilmek gibi bir lüksü yok. Sana ilk aşık olduğunda, ölümün onun adına verilmişti. Sukuna kendini gösterirse ve sen ya da o, tekrar aşık olursa; her şeyin aynı şekilde biteceğini biliyor.

Bunu yapmak zorunda.

Nasıl biterse bitsin, senin hayatın da trajik bir şekilde bitecek.

Bunu tekrar yaşamana izin verirse seni gerçekten sevdiğini söyleyebilir mi? Kendini boğan duyguları yüzünden, senin yine vahşice katledilmeni göze alabilir mi? Asıl sevgi hangisi? Senin yaşayıp, kendinin bu bilinmezlik ve tarifsiz duygular yüzünden yavaş yavaş erimesi mi; yoksa mutlu anılarınıza birkaç şey daha eklemek için senin ömrünü kısaltma cesareti mi?

Aşk onun sözlüğünde artık yok. Aşk, artık Sukuna'yı kendisi yapan labirentte, senin adını taşıyan kitapta, eski bir raftaki eski bir albümün içindeki fotoğrafınızda ve Sukuna'nın senden sonra akıttığı gözyaşlarında saklı. Tam da şu anda, sana dokunmayacağına ve kendini göstermeyeceğine karar verdi, bu kararı vermesi ne kadar zor olsa da.

Ömür boyu süren bir aşk.

Bin yıllık bir romantizm.

Ama buna izin vermeyecek. Tek bildiği, aşkın istisnasız her zaman trajik bir sonla iç içe geçtiği ve her zaman iki kişiden ikisini de nasıl yavaş yavaş bitirdiği. Akılcı ve mantıklı davranmayı, bunun, senin iyiliğin için olduğunu söylemeyi ne kadar diline pelesenk etse de, gerçek şu ki; aynı kalp ağrısını iki kez hissetmemeyi tercih ediyor. Çünkü bir daha yaşarsa, bu acıyı kaldıramayacağını biliyor.

Bu ani karar değişimleri onu bitirmek üzereyken kafası o kadar karışık ve dolu ki, ne yapacağını kendisi de kestiremiyor. Ya yapar, ya yapmaz. Ama doğru karar nedir, asıl sevgiyi nasıl gösterebilir, vereceği karardan pişman olmaması için ne yapmalı, tesellisi ne olur? Bu tip soruların cevaplarını alamadan kesin bir karara varılır mı, kendince hayır.

O, tüm lanetlerin kralı. Onun bir kez daha aşka düşmesine ve sana tutulmasına izin verirse, yine lanetlenir.

Ve lanetlenmek istiyor mu? Senin yanında kendini kaybederse sen yine onu sever misin?

Bunu kestiremiyor.

Ama içindeki aşk öylesine büyük ki, tekrar lanetlenmeye dünden razı olduğunu dile getiriyor. Yanına doğru koşarken, kendinden çok emin ve Yuji ile yer değiştirdi.

O, tüm lanetlerin kralı. Onun bir kez daha aşka düşmesine ve sana tutulmasına izin verirse, yine lanetlenir.

"Merhaba."

🎲

jujutsu kaisen one-shotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin