29-Tekli Koltuk

6.6K 647 84
                                    

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Dün yine söylenmelerim ile içini sıktım-"

"Çağlar." Adil'in uyarı dolu sesiyle başını öne eğdi. "Mavişim.. İçimi sıkmadın, hayatını ve hislerini
bana anlatman neden içimi sıksın? " Adil mavi saçları okşadıktan sonra çocuğun çenesini tutarak başını kaldırdı.

"O zaman sende anlat.. Hiçbir şey anlatmıyorsun. " Dedi Çağlar. Adil çenesini kaşıdıktan sonra "Anlatacak çok bir şeyim yok ki.. Annem, abim gibi tıp okumamı istiyordu, sanat ile ilgilenmem hoşuna gitmiyordu ama babam çok destekledi beni.Maddi durumumuz çok iyi..Bu biraz narsist gibi bir cümle oldu..Her ne kadar kendim idare edebileceğimi söylesem de babam destek oluyor. Burası eski evimiz, ailem Fransa'da yaşıyor. Bir zamanlar bende oradaydım ama yalnız olmayı sevdiğim için buraya geri döndüm. Sakin bir çocuktum,sosyal becerilerim iyi olmadığı için arkadaşım olmadı genelde. Yusuf ile orkestrada ortak arkadaş aracılığı ile tanıştık, Ergun ise mahallenin abisi olarak takılıyordu etrafta..O şekilde küçüklükten arkadaşız. Kamera karşısına geçmek veya insanlar tarafından tanınmak, ilgi görmek istemediğim için sanatımı çok fazla öne çıkartmıyorum." Dedi.

Çağlar, Adil'in ilk defa bu kadar uzun konuşması ile şaşırırken bir yandan sevdiği adam hakkında bir şeyler öğrenebilmenin mutluluğunu yaşıyordu.

"Çok konuşmayı sevmem Çağlar ama seninle konuşmayı seviyorum. Birilerinim karışında keman çalmayı sevmem ama sırf sen izle diye orkestrayı kabul ettim.. Birileri ile yaşamayı sevmem, yatağımı paylaşmayı da aynı şekilde ama senin varlığın bana huzur veriyor. Yalnız bir adamım ama sen güldüğün zaman, konuştuğun zaman, yanımda olduğun zaman yalnız hissetmiyorum. " Adil konuşmasının sonunda ne olduğunu anlayamadan elinden ve belinden tutulmuş dimdik halde, yere az bir mesafe kala, kendisini yatmış halde buldu ve tekrar ne olduğunu anlayamadan dudağına konan öpücüğün hemen arkasından ,geriden doğruldu vücudu.

"Aşk adam! " Diye bağırdı Çağlar. Duyduğu şeyler o kadar mutlu etmişti ki onu sıkıca sarıldı, afallamış kalmış adama. "Seviyorum seni be! "

Adil gözlerini kırpıştırarak kendisine gelirken gülerek kollarını, yanakları pembeleşmiş ve kalbi güm güm atan çocuğa sardı. "Ben de seni seviyorum mavişim. "

"Mavişin miyim gerçekten? " Diyerek kıkıdadı Çağlar. "Öylesin.. Aklıma bir şey geldi biliyor musun-Tabii nereden bileceksin klıma gelen şeyi ama neyse.. Keman çalarken gözlerimi kapattığımda, aklıma masmavi bir gökyüzü geldi..Sonra senin saçlarını düşündüm, başını çevirmişsin ve bulutlara bakıyorsun ama o bulutlar senin saçlarının üzerine gelmiş-Ne dediğimi anlayabildin mi? " Adilin heyecanlı heyecanlı anlattığı şeyler ile şaşkınlıkla irileşti mavi gözleri.. Gördüğü tablodan-Daja doğrusu zaten Adil'e ait olan tablodan bahsediyordu.

"Evet.. Anladım. Hem de çok iyi anladım. " Dedi Çağlar gülümserken. Bugün, burada olarak Adil'e ilham olmuştu ama gerçek geçmişte, nasıl ilham olmayı başarmıştı hiç bilmiyordu doğrusu.. Belki rüyasında görmüştü Adil, belki gökyüzünü izlerken düşünmüştü, belki de hayal etmişti sadece ama Çağlar burada olarak ,adama ilham olmanın gururu yaşıyordu ister istemez.

SAUDADE (BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin