22. Tanıdı Tenim Ellerini

6.3K 435 305
                                    

-Bence bu başlık final başlığı olmalıydı ya...

Dilenci değilim ama yorumu bana çok görmeyin bee.

Bölümü EllaSkyy ithaf ediyorum. 😘😘

Kâh üzülüp sinirleneceğiniz kâh mutlu olacağınız bir bölüm sunar.

Uyarı: Cinsellik  vardır. (+18)
__________

Şafak ve Gökhan yemeğini yedikten sonra salona geçmişlerdi.  Kumral genç Gökhan ile vakit geçirdiği için mutlu olsa da içindeki  gerginliği de arka plana atamıyordu ne yazık ki. Çünkü sevgilisi ciddi bir konuşma yapmakta ısrarcı duruyordu.

İstemediği şeyler duyacaktı yine... Durmadan inkâr edici cümleler kurmak zorunda kalıyordu Şafak, çünkü duyduklarına katılmıyordu hiçbir şekilde.

Takıntı takıntıydı. Her insanlarda olan şeylerdi. Kendisinde bir tık daha fazlası olması ona hasta etmezdi. Ama gel gör ki ailesi, arkadaşları ve sevdiği adam tam tersini düşünüyorlardı.

Gökhan,  kumralın kasılmış yüz hatlarını inceledi, ne zaman bu konular açılsa ya alakasız konu açar ya da kaçardı. Bu sefer izin vermeyecekti.

"Sessiz durmak her şeyi halletmeyecek Şafak."  dedi Gökhan. Tedirgindi sevgilisi, görüyordu ama artık halletmeye çalışmalıydı. Sevgili olduklarında takıntıları azalacağını unut etmişti ama durumu daha da vahimleşmişti.

"Nasıl bir konuşma geleceğini biliyorum çünkü.  Takıntıların, takıntıların, takıntıların vs. vs." dedi ukala bir tavırla.

"Demek ki bir sorun teşkil ediyor ki hep gündeme geliyor Şafak." dedi.

Şafak konuyu uzatmamak adına umursamazlığına sığındı. Ama kumral genç atladığı bir şey vardı; sarışın onu sevse de umursamazlığına tahammülü yoktu. "Takıntılar benim hayatımı etkilerken sizin problem haline getirmeniz bana absürt geliyor."

Gökhan kendini tutamayarak sinirli bir şekilde kahkaha attı. "Bilsen aslında nasıl etkilendiğimizi. " Şafak ona kaşları çatık bakmaya başlarken Gökhan yapıcı bir konuşma türünün başlangıcı olmadığını anladı. Kumral ile düzgünce konuşmak için öncellikle kendini sakinleştirmeye çalıştı.

Yan yana oturuyorlardı. Gökhan ona biraz daha yaklaştı ve elini tutarak okşamaya başladı. Mavi irisleri  ellerindeydi. Dudağını yalayıp konuşmak için araladı.  "Küçük takıntıların var olması hayatımızda bir engel değildir Şafak." diyerek sakince konuya giriş yaptı.

"Her insanda takıntılar vardır. Basittir ve hayatı yönlendirecek kadar da kuvvetli değildir. Her gün yorgun beden ile yatağa giriyorsun. Ne kadar ben bu durumdan şikayetçi değilim tavırlarını bize sergilesende, sen değil biz seni karşıdan izliyoruz. Sabahın dördünde beşinde kalkıyorsun, o saatten başlıyorsun hazırlanmaya, diyorsun ya benim takıntılarım diye, bizi de kontrolün altına almaya çalışıyorsun. Hadi beni ve Cüneyt'i siktir et, fark etmiyor musun Özgür ve Ertuğrul'u. Senin hangi gün neyi giyeneceğini biliyorlar Şafak, senin totemin işe yarasın, günün iyi geçsin diye niye ilk banyoya Özgür giriyor, neden Ertuğrul ilk önce çayı ile başlamıyor kahvaltıya... Ya dün giyindiğim tişört sende kötü his uyandırdı, başımıza kötü bir şey gelecek korkusuyla tişörtü çıkarttırıp attın Şafak. Sadece sen kendi hayatını değil etrafındakileri de yönetiyorsun." Uzun konuşmasından sonra duraklayıp sevgilisini tepkisini baktı.

Ona bakmıyordu, yeri izliyordu. "Temiz olan yer temizdir, dokunulmamış yer düzenlidir. 1 saat önce temizleyip düzenlediğin yerde neden bir yamukluk, neden nokta kadar bir leke var diye tekrar yapıyorsun. Her şeyi saatine saatine yetiştiriyor,  düzenliyorsun." Akına gelen şey ile tısladı. "Sevgili olduktan bir gün sonra bana mesaj atıp , saat sekizde günaydın yaz, bir dakika geçerse sakın yazma dedin ya... Hadi bunları geçtim, konuşman da değişti Şafak, bazen dönüp dönüp aynı cümleleri ya da aynı kelimeleri tekrarlayıp duruyorsun. "

Hiç Tanımaz Tenim Ellerini Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin