4, park jimin

4.5K 654 369
                                    

- - -

4| Ama büyükannem bile benden daha çok şey biliyor.

Gloss'ta yazlar sıcak geçer ama akşamları hep serin ve güzel olur.

Mesela benzin istasyonunun iki kilometre uzağında kalan ormanın içinden geçen küçük bir yol ve o yolun sonunda neredeyse unutulan bir körfez var. Ne zaman gitsem boş bulduğum çok küçük bir körfez ama akşam olduğunda ve rüzgar estiğinde denizin kokusu öyle yoğun gelir ki kasabadaki insanların unutmadığını sadece gitmek istemediğini hatırlarım.

Ya da sadece kasabadaki insanlar duydukları efsanelere düşündüğümden daha çok inanıyor.

Ve şimdi o akşamlardan birinde; muhtemelen evimde ve yatağımda, kulağıma taktığım kulaklıklarla kucağıma bir not defteri almış olmam gerekirdi. Camımı her zamanki gibi açar ve deniz kokusunun belli belirsiz gelmesini sağlarken müzik üzerinde çalışmaya devam ederdim. Ama buradaydım. İstasyonun arkasındaki küçük kulübede, Kang'ların Busan'a iş için giderken tamire bıraktıkları arabanın altında uzanıyordum. Tamir için önümde dört koca gün vardı ve her şey fazla basit görünüyordu ama şimdi yapmak istiyordum. Müzik için ayırdığım vaktimi buna yatırıyordum.

Sanırım tam olarak itiraf edemesem de belli bir nedenim vardı.

Hoseok'un yanıma gelmesini ummam gibi ufak tefek nedenler.

Park Jimin kafamı o kadar çok meşgul ediyordu ki biraz daha buna dayanamayacağımı biliyordum. Kasabadan herhangi birine olayı sormak istemiyordum çünkü er ya da geç Hoseok bunu sorduğumu öğrenirdi. Büyükannem fazla detaya inemiyordu çünkü onun da çok fazla bilgisi yoktu. Ayrıca dedikodudan hoşlanmadığından o dönem sadece yardım etmek için az buçuk dahil olmuş, detaya inmeden çekilmişti. Şimdi geriye kalan tek seçeneğim Hoseok veya Jimin'di ki Jimin'in henüz bu konuyu konuşabilecek durumda olmadığını anlamak için üstün zeka olmaya gerek yoktu.

Bu yüzden Hoseok neden gitmediğimi sormak için gelene dek gerekirse sabaha kadar bu arabanın altında uzanabilirdim ki Hoseok'un beni çok iyi tanıdığını hesaba katarsak sormadan bile neden bu saatte gitmediğimi çok iyi bilebilirdi.

Neyse ki tahminimde yanılmadım.

Kang'ın arabasındaki sıkıntı onun savunduğunun aksine içerideydi. Bu yüzden arabanın altından çıkıp boşa harcadığım vakte aldırmadan ön kaputu açtığımda Hoseok marketin yanından bana doğru geliyordu. Buradan sadece Jimin'in kaldığı odanın küçük havalandırma penceresi görünürdü. Pencere buzlu ve gerçekten çok küçüktü. Sadece ışık yandığında kendini belli ediyordu. Onun yanında aynı şekilde lavaboya ait bir pencere daha vardı ve ikisinin de ışığı yanmıyordu.

Hoseok ona uymayacak kadar yavaş adımlarla arabaya ulaştığında ve ben ellerimi belime koyup biraz geri çekildiğimde yüzündeki o sıkıntılı ifadeyle kaputu kapattı ve güneşten kırmızısı solmuş eski model Ford Taunus'un üzerine tek seferde oturdu. Ona arabanın kendine bile hayrının olmadığını ve dikkatli olması gerektiğini söylemek istedim ama bu şekilde konuyu başka yerlere çekmekten korktum.

Sadece sustum ve elinde tuttuğu iki şişe sojuya baktım. Hoseok da benim gibi konuşmak yerine şişelerden birini bana uzattı ve nefesini sesli bir şekilde verdikten sonra kendisininkinden büyük bir yudum alıp kaputa koyarak elleriyle kendine destek verdi. Ardından gökyüzündeki tek tük yıldıza bakmak için başını yukarı kaldırıyordu.

Sessiz sedasız yanındaki boşluğu doldurup arabaya daha fazla sorun çıkartmamak için uğraşırken çoktan ağzı açılmış şişeyi dudaklarıma dayayıp Hoseok'a kıyasla daha ufak bir yudum aldım. Yutarken ona bakıyordum. "İçki ikramını neye borçluyum?" diye mırıldanırken de tepkilerini inceliyordum.

louder than bombs : yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin