Çiçekli Pencere
6. Bölüm
Kendi halimde yaşayıp gidiyorum, hep böyle oldum. Kendi halimi bile zor idare ediyorum gibime geldiğinden insanlarla dolu olmayı sevemedim. Ama onlara biraz garip geliyor bu. Beni yeni tanıyanlara hep gülüp şunu diyorum: Daha hiçbir şey görmediniz... Biraz gizemli duruyor böyle.
Eve giremiyordum bir türlü, sokakta kalakalmıştım. Çok heyecanlıydım çünkü. Üniversiteden arkadaşım Fatma tutturmuştu resimlerini internette yayalım diye. Kim neden beğensin dediysem de en sonunda teslim olmuştum ve sabahtan beri onunla uğraşıyorduk. Akşam vakti eve dönerken hala kafamda binlerce tereddüt kol geziyordu.
"Gezin gezin. Tilkilerim yine birbirine girdi. Kafamın içinde ne yapıyorsunuz bilmiyorum ama eğlenceli bir yer değil orası. Olsa bilirdim..."
"İyi akşamlar Çiçek."
Kulaklarıma sesi dolduğunda ben apartmanımızın önünde yere bakarak kendi kendime mırıldanıyordum. Kafamı kaldırdım şaşkınlıkla. Enes siyah şapkasıyla bana bakıyordu, altında bir motosiklet. Bana seslenmişti.
"Çiçek'ti, değil mi?"
Garip bakışlarımdan dolayı adımı yanlış söylediğini sandı. Hemen kafamı salladım.
"Evet Enes. İyi akşamlar, nasılsın?"
Başka şeyler söylemek istiyordum aslında. İyi akşamlar Enes, sevemediğin şeylerden bahsetmek ister misin? Hangi dağlar var dayanamadığın? Daha önce hiç sesli söylemediğin şeyleri söyler misin?
"İyiyim teşekkürler. Bu sokakta bir adres verildi ama bulamadım kayboldum, sen biliyorsundur belki."
Elime verdiği pakette yazan adrese baktım, üç apartman ötesiydi numarası. Enes kuryelik yapıyordu, safari şapkası farklı bir tarzda duruyordu kurye formasının üzerinde. Beyaz saçlarını gizlediği için kızdım.
"Kaybolmayı tanımla." dedim apartmanı elimle göstererek.
"İnsanların delirmek dediği şey olmalı."
Hiç bekletmediği cevabı hoşuma gitti çokça.
Aklını yitirmek. Aklını bulamamak. Kaybolmak.
Tımarhanelere Kayıplar Oteli mi deseydik?Motoruna bindi başıyla selam verirken, beyaz kirpikleri upuzundu. Arkasından bağırmak istesem de yapmadım, öylece izledim. Birkaç dakika gitti, sonra durdu. Yüzü omzunun üzerinden bana döndü.
"Bulutları ne zaman izleyeceğiz Çiçek Kız?"
Kalbim pat küt çat diye kıpırdanırken, "Ne zaman vizyona girerse." dedim. Sokak ortasında yüksek sesle konuşmak tuhaf olsa da.
Gülüşünü yakaladım gitmeden önce. Bu ilkti.
Nasıl düştüm bu derde, diye soruyordu bir şarkı. Ben kaybolarak.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçekli Pencere
RomanceBu hayatta herkesin bir çiçekli penceresi vardır, demişti biri. Siz de birinin çiçekli penceresisinizdir, eğer değilseniz de olacaksınızdır bir gün. Ben çiçekli penceremi bulmuştum.