Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
the walters, i love you so
Yanlış anlamışım.
Zaten gerçekten benden hoşlanabileceğini düşünmemiştim.
♫
5 Kasım, 21.44.
Kalbimin saniyelik olarak durduğu, sonra da hissettiğim en kötü duyguyla büzüşüp bin parçaya ayrıldığı tarih.
Kalpti bu, kırılırdı ancak yanılmıştım. Tek işi bu değildi, kırıldıktan sonra atıyordu da, o kırıkları etrafında ne bulursa ona batırıyordu.
Atıyordu ama yanlış kişilere. Çoktan başka birisinden hoşlanan kişilere. Çoktan arkadaşımdan hoşlanan kişilere.
Attığı mesajları ve o mesajlarda geçen ismi algılamam o kadar da kolay olmamıştı. Alıklığımdan mıydı bu yoksa kabul etmek istemediğimden miydi bilmiyordum ama daha önce böyle bir duyguyla, böyle bir kalp kırıklığıyla baş etmek durumunda kalmadığımdan ne yapacağımı bilememiştim, telefonu tutan ellerim titremişti.
Durumu idrak edebildiğim anda ise derin bir nefes alıp mesajlaşma uygulamasından çıkmıştım. Sarp benim yerime Yeşim'le mesajlaştığını düşünüyordu, benim de öncelikle bu yanlış anlaşılmanın sebebini bulmam gerekiyordu.
Son arananlardaki ismine tıklayıp telefonu kulağıma götürürken sakin kalmaya çalıştım ancak ilk andaki o kötü his tüm benliğimi sarmıştı. Yeşim'in aramayı cevaplandırmasını beklerken bunun bir şaka olması için dua ediyordum.
Olmadığını da biliyordum aslında, böyle bir şakayı yapabilecek insan ya dünyanın en boktan mizah anlayışına sahip olmalıydı ya da duygularımın onun için hiçbir önemi olmamalıydı.
Yeşim açmayınca tekrar uygulamaya döndüm ve ona mesaj attım.
Hale
YEŞİM 21.46
TELEFONUNU AÇAR MISKN 21.46
MISIN? 21.46
Mesajlar iletildi, birkaç saniye sonra da gördü. Gittikçe sabırsızlanıyordum ve tırnak etlerimi ısırmamaya çalışarak ekrandaki yazıyor... görüntüsüne bakmak zorlaşıyordu.