"Jungkook hâlen bebeğimiz olacağına inanamıyorum." Durdu ve gözlerimin içine o derin bakışlarıyla baktı. İki gözüm arasında göz bebekleri hızlıca sağa sola doğru gidip geliyordu. Sonra hızlıca bütün yüzümde gezindi gözleri. Bakışlarının hedefi olmak nefeslerimi kesiyordu. Hâlen üzerimde onunla ilk göz göze geldiğimiz anın heyecanını taşıyordum. Hatta daha fazlasını.

"Ya sen yanımda olmasaydın?" Daha çok kendi kendine konuşur gibiydi. "Ne yapardım ki ben?"

Hâlen iki elimin avuçları arasında olan kafasını bana doğru yaklaştırdı ve dudaklarımı yumuşakça öptü. Dudaklarının tenimdeki dokunuşları özlem doluydu. Halbuki ben yanı başındaydım ama gariptir ki mühür bizi temas bağımlısı yapmıştı. Sürekli dip dibeydik. Birbirimizden ayrılamıyorduk. Aynı evin içindeyken bile birbirimizden ayrı kalamıyorduk. Özellikle Taehyung'un okula gittiği zamanlar onu fazlasıyla özlüyordum.

Dudaklarımı öptükten sonra boynuma yöneldiğinde, başımı geriye atarak ona yer açtım. Dudakları bu sefer mühür izimin olduğu yeri buldu. Bir kaç öpücük tenime bıraktığında gözlerimi huzurla kapattım. Yatakta uzanır vaziyette olduğum halde mühürümde hissettiğim dudakları ayaklarımı yerden kesti adeta. Bu his o kadar farklı ve özeldi ki, Taehyung'un dudaklarını ve dokunuşlarını her zaman hissetmek istiyordum.

"Sence omega mı olacak yoksa alfa mı?" Diye sorduğunda ses tonundan dahi heyecanı anlaşılıyordu. Sorduğu soru bana komik geldiği için kıkırdadım. Merak ettiği şey ileriki zamanda öğrenebileceğimiz bir şeydi çünkü ikincil cinsiyetlerimiz on sekiz - yirmi yaş arası belli oluyordu. Şimdiden bunu merak etmesi gözüme çok tatlı gelmişti.

"Bunu şimdi öğrenemyiz ki." Dedim hâlen yanağında olan elim olduğu yeri okşarken. "Bir on sekiz yıl kadar beklememiz gerekiyor."

"Öyle tabii ama ister istemez merak ediyorum işte."

Söylediği şeyle başımla onu onayladım. Bir yerde haklıydı. İster istemez merak ediyorduk.

"Artık okula gitmem gerekiyor." Dedi Taehyung ve boynumdan uzun bir soluk çektikten sonra üzerimden kalkıp dolaba yöneldi. Okula gitmesini istemiyordum çünkü çok özlüyordum onu. Bu yüzden alt dudağımı bükerek mızmızlandım. Taehyung ise her zamanki gibi bu hallerime gülmüştü. Mızmızlanmamı çok seviyordu.

Dolaptan kendisi için bir tişört çıkardığında, "Akşam gelirken bir şey istiyor musun?" Diye sordu. Sonraysa üzerindeki tişörtü çıkardı ve hızlıca dolaptan yeni çıkardığı tişörtü giydi. Benim gözlerim ise bu süre zarfı boyunca vücudundaydı. Defalarca kez vücudunu çıplak görmeme rağmen her seferinde aynı ilgiyle bakmadan edemiyordum.

"Bir şey istemiyorum." Dedim ve yatakta oturur konuma geldim. Birazdan evden çıkıp gidecekti ve bunu istemiyordum. Uzun süredir okula ara vermiştim ama artık gitmek istiyordum. Hem Taehyung'la daha fazla vakit geçirebilirdim, hem de bebeğim dünyaya gelmeden okulumu bitirirdim.

"Taehyung." Diye mırıldandım çekinircesine. Söyleyeceğim şeye çekiniyordum çünkü hâlen iyileşmediğimi düşünüyordu. Fakat mühürlendiğimiz günden beri hızlıca iyileşiyordum.

Pantolonunun kemerini bağlarken, "Efendim." Dedi. Yerimden biraz daha kıpırdandım ve "Ben de okula gelmek istiyorum." Dedim.

Anından kemerinin üzerindeki eli duraksadı ve bakışları bana döndü. Bir süre yüzüme baktıktan sonra, "Hayır, olmaz." Dedi. "Bu konuyu daha önce konuşmuştuk Jungkook."

"Evet ama artık kendimi tamamen iyi hissediyorum Taehyung. Bu dönem okulum bitiyor zaten. Derslerden çok fazla geri kaldım. Geç olmadan okula gelmek istiyorum."

I Want Only You | Taekook حيث تعيش القصص. اكتشف الآن