Bölüm 8 - Yüzleşme

37 8 0
                                    

  Kağıtta yazan adrese geldiğinde hiçliğin ortasına gelmiş gibi hissetti kendini. Terk edilmiş binanın etrafında kimse yoktu, ne bir insan ne de bir hayvan. Etrafta başka bina bile görünmüyordu. Bu saatte burada bir başına olduğunu düşünmek tüylerini ürpertti. Arabasının durduğu yerin 2 metre ilerisindeki sokak lambasından başka ışık görünmüyordu. Sessiz ve karanlık...

  Kontağı kapatıp yan koltuktan çantasına da alıp arabadan indi. Bir eli sürekli çantasının içindeydi, kendini korumak için çantasında taşıdığı biber gazını göze batmayacak şekilde elinden bırakmamayı düşünüyordu. Muhatap olacağı kişiyi her ne kadar tanımasa da onu kızdıracak bir şey yapmadığı sürece kendisine zarar vereceğini düşünmüyordu. Neden böyle düşündüğünü, nasıl bu kadar emin olduğunu kendisi de bilmiyordu. 6. his.

  Kağıtta yazan adres binanın 4. katıydı. Kafasını kaldırıp 4. kata bakmaya çalıştı. Karanlıkta pek de bir şey göremedi ama çıplak camlardan birinde bir karaltı gördüğünü zannetti. Görüşeceği kişinin kendisini camdan gözetlediği düşüncesi var olan gerginliğini iki kat artırmıştı.

  Daha fazla oyalanmadan binaya doğru yürüdü ama kapıdan girdikten sonra zifiri karanlık dolayısıyla hiçbir şey göremedi. Çantasından telefonunu çıkarıp flaşı açtı ve merdivenlere doğru ilerledi. Ayağının dibinden bir şeyin geçmesiyle ufak çaplı bir çığlık atması bir oldu. Ne olduğuna bakmak için çekilip telefon ışığını tuttu ve birkaç fare gördü. Midesi bulandı, adımlarını hızlandırıp merdivenleri ikişer üçer adımlarla çıkmaya başladı.

  Dördüncü kata geldiğinde nefes nefeseydi. Katta bulunan dört daireden birinin kapısı yoktu. Şansını o daireden yana kullanarak kendinden emin adımlarla içeri girdi. Bir anda kendisine bahşedilen bu özgüvenin kaynağını kendisi de çözememişti ama iyi geldiğinin de farkındaydı.

  Yıkık dökük duvarlar, sökülmüş parkeler ve kırılmış fayans parçaları arasında ilerlemeye devam etti. Boş mutfak ve salondan da geçince yanlış dairede olabileceği geldi aklına. ''Kimse var mı?'' diye seslendi diğer odalara doğru. Bu sırada koridorun sonundaki odadan bir ışık huzmesi görünüp kayboldu. Koridorun sonuna doğru yürümeye başladı yavaş adımlarla. Flaş ışığıyla ilerlerken koridora tekrar ışığın yansıdığını gördü. Bir görünüp bir yok olan ışık kaynağının bir bilgisayar ya da televizyon ekranından geldiği belli oluyordu. Sonunda odanın önüne geldiğinde yansıyan ışık kaynağının boş odanın ortasında duran masadaki bilgisayar ekranı olduğunu anladı. Odada kimse yoktu, videonun sesi ise kapatılmıştı. Sessiz bir video...

  Diğer odalardan birinden bir ses işitti ama ne olduğunu anlamadı. Başını kapıdan uzatıp koridora baktıysa da bir şey göremedi. Tekrar bilgisayar ekranına odaklandığında masanın önüne kadar gelmişti.

  Videodaki insanların hiçbirini daha önce görmemişti. Özel bir gün olduğu belliydi: Şık kıyafetler içinde kadınlar, takım elbiselerini giymiş adamlar... Bir kutlama diye düşündü. Birbirleriyle konuşan insanlar ve koşuşturan çocuklar videoda görünmeye devam ediyordu. Sonra tanıdık bir sima belirdi ekranda. İki kadının yanında onlarla gülüşüp konuşan bir adam... Evet bu oydu; Çatıdaki adam. Ölümünden sonra her gece kabuslarını süsleyen suratı aniden videoda görmeyi beklememişti. Konuştuğu kadınlardan biri sarı ve kıvırcık saçlı, renkli gözlü, mavi bir elbise giymiş gayet güzel bir kadındı. Yüzü hiç de tanıdık gelmiyordu. Diğer kadının ise kameraya sırtı dönük olduğundan sadece kahverengi düz saçları ve üzerindeki beyaz bluzu görünüyordu. Yüzü görünmemesine rağmen bu kadını tanıyor olabileceği hissi düştü içine. ''Hadi,'' dedi ''Arkana dön de yüzünü göreyim.''. Birkaç dakika daha kamera farklı insanları çektikten sonra tekrar aynı üçlünün olduğu yere doğru ilerlemeye başladı. Üçü de kameraya gülüp el sallıyordu ve yüzlerindeki kocaman gülümsemelerle birlikte bir şey söylüyorlardı. Videonun sesinin olmaması her ne kadar canını sıksa da o an canını çok daha fazla sıkan şey kahverengi saçlı kadın oldu. İmkansız diye düşündü. ''Bu mümkün değil!'' diye bir cümle döküldü dudaklarından. Video kadının göründüğü bir açıda durdu bir anda. Kadın ekranı incelemeye devam ediyordu, gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Ekrana biraz daha yaklaştı, yanlış bir şeyler olduğunu hissediyordu, hatta emindi. Saçları, gözleri, kaşları, dudağı... Şaşkınlıktan ağzı açık kalmıştı, ekranla arasında birkaç santimden fazla kalmamıştı. Gözlerini biraz kıstı ve kadını daha da detaylı incelemeye başladı. ''Ama..'' nefesi kesilmişti ''Bu kadın..''

  ''Ne?'' dedi bir anda arkasından biri. Korkudan küçük dilini yutuyordu neredeyse, arkasında birisi olduğunu fark etmemişti. Hızla arkasına dönen kadın bu sesi tanıdığını düşündü. Videodaki kadındı bu, mavi elbiseli, sarışın kadın.

  ''İyi ama bu imkansız.'' dedi, hala korkusu geçmemişti ve sesi titremişti. ''O kadın...''. Sarışın kadının yüzüne şeytani bir gülümseme yayıldı, ekrandan yansıyan ışıktan görüldüğü kadarıyla. Bir adım attı ve sesini fısıltı denecek kadar alçaltıp:

  ''İnsan kendini bir videoda gördüğünde bu kadar şaşırmamalı.'' dedi.

TERSİ ÇIKMAYAN KABUSLAR GECESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin