☾ BÖLÜM 75 ☽

171K 11.8K 18.2K
                                    

75. BÖLÜM
BRONZ

Ekrandaki adam alay dolu bir sesle konuştu. "Merhaba Karan Milan, beni unutmadın umarım. Yok yok unutmamışsındır. Sönmez aşiretini kolay kolay unutmazsın sen." dedi ve kahkahası odanın içerisinde yankılandı.

Sunum salonundaki herkes hızlıca terk etmeye başladığında koltuklar boşalıyordu. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışıyor, patronlarının bir anda neden bu kadar delirdiğini merak ediyorlardı. Yaslandığım yerden ayağa kalktığımda fevri hareketimden dolayı bir anda gözüm kararmıştı. Az önce kustuğum için içimde hiçbir şey kalmazken, tansiyonum düşmüş olmalıydı.

"Nasıl olur lan böyle bir şey?" dediğinde Karan bana ait laptopu alıp ileriye doğru sert bir şekilde fırlattı. Laptopun ekranı parçalara ayrılırken tiz bir ses çıkmıştı.

"Karan bey elektrikleri kesmeleri için şimdi bilgi veriyorum." dedi Pınar, alelacele çalışanları dışarıya çıkartırken Karan'a doğru bakarak konuştu. "Bağlantı farklı kaynaktan yapılıyor bu nasıl olabiliyor anlamıyorum."

"Pınar hanım," dedim birkaç adım attığımda çalışanların yanından sıyrılıp geçtim. "Elektriği kesmeyin, sadece çalışanları çıkartmanız yeterli."

Karan'a doğru döndüğümde deli olmuş bir halde volta atıyordu. Aramızdaki mesafeyi kapatıp yanına geçtiğimde parmaklarımı koluna sarıp onu durdurdum. Kendime çevirip bana bakmasını sağladım. "Sakinleş," dedim gözlerinin içine baktığımda elaları kızarmış damarları belirginleşmiş haldeydi. "Dertleri neymiş öğrenelim, boşu boşuna bu videoyu koymuş olamazlar."

"Pınar," dedi Karan, bakışlarını benden aldığında kapının dışına doğru çevirdi. "Marin'le birlikte sizde çıkın kimse kalmasın burada."

"Ben niye çıkıyorum ya?" diye sorduğumda sinirle ona bakmıştım. Bedenimin titrediğini hissederken başım dönmeye başlıyordu ve kendimi hiç iyi hissetmiyordum.

"Bebeğim," dedi Karan aramızdaki mesafeyi tamamen sıfıra çektiğimde elini yanaklarıma yerleştirip yüzümü avuçladı. "Senlik bir şey yok, onların derdi neyse benimle ilgili, senin takılman düşünmen gereken bir konu değil."

"Ne olup bittiğini duymak benimde hakkım! Benden gizleyecek değilsin Karan!"

"Eee Karan ağa nasılsın, iyisindir umarım." dedi, ekranda konuşan adam. "Bizi sorarsan yasımız hâlâ devam ediyor. Çok iyi olduğumu söyleyemeyeceğim."

"Pınar hanım kapıyı kapatın lütfen." dedim ve ileriye doğru adımladığımda sandalyelerden birine geçip oturdum. Pınar hanım kısa bir süre sonra kapıyı kapatmıştı. İçeride Karan ve ben kalmıştım. Ekrandaki adamı daha önce görmüştüm, patlama olduğunda hastanede Aytekin Sönmez'in yanında duran adamdı. Aytekin Sönmez bana mendil verdiğinde biraz uzağında durmuş benimle göz kontağı kurmuştu.

Bir masanın önünde oturuyor ev olduğu belli olan dekorasyonla kameranın bakış açısında alayla gülüyordu. Önceden çekilmiş olduğu belli bir kayıttı canlı aktarım sağlanan bir görüntü değildi. "İyisindir iyisindir baba olduğunu yedi düvel duydu sen iyi olmayacaksın da kim iyi olacak?"

"Allah analı babalı büyütsün diyeceğim de bizim bir intikam işi vardı. Analı mı büyütür yoksa babalı mı bilemem hiç mi büyümezler orasıda ayrı bir konu Allah'ın bileceği iş ben bilmem." dediğinde, duyduklarım harelerimin genişlemesine neden olurken Karan sinirle sandalyelerden birini alıp beyaz perdeye fırlattı.

DÜŞLER AĞIDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin