|5| Bu His Özgürlük Gibi

16.7K 1.9K 801
                                        


Merhabalar~

Çok çok soft bir bölümle geldiğimi düşünüyorum, üzüntü yok hüzün yok kaos yok.

Ki bu kurguda çok fazla, hatta neredeyse hiiç kaos görmeyeceğiz. Ama tabii aralara bir şeyler sıkıştıracağım hehe.

İlk bölümden sonra belli bir okunmamız kaldı. 40-50 arası kişi beğenmiş olmalı ki ilk bölümden beri okuyorlar. Onlara bir sürü sevgi gönderiyorum. Vee cidden yorumlar heves getiriyor, yorum gördükçe yb yazıyorum💪🏻💪🏻

İyi okumalar~ yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin <3

•••

Ellerim arasında tuttuğum kazakla sokakta yürüyordum. O günün ardından iki gün geçmişti ve o iki günde doğru düzgün dersim olmadığı için onunla konuşamamış, veya karşılaşmamıştım. Ve daha fazla bu kazağın bende kalması ayıp olurdu. Bu yüzden sabahın köründe, yani benim için gündüz on iki gayette sabahın körüydü, onun evine gidiyordum. Evlerimizin arasında az bir mesafe olduğundan dolayı hemen evinin bulunduğu sokağa varmıştım.

Fakat şöyle bir durum vardı ki, daha bir iki saat öncesine kadar Taehyung'un apartmanını bilmiyordum... neyse ki benim güzel arkadaşım Heeseung Taehyung'un gözde öğrencilerinden olduğu için eskiden ona emanet ettiği dosyaları vermeye evine gitmişti ve adresi ondan öğrenmiştim. Şimdi de apartmanın kapısındaydım. Kalbim hızla atıyor, kulaklarımı ve aklımı işgal ediyordu. Onu resmettiğimi, hayran olduğumu ve ona sevgi beslediğime emin olan profesörümün evinin kapısındaydım...

Derin bir nefes aldıktan sonra aralık olan apartman kapısından içeri girdim. Yukarıdan gelen birkaç sesi duydum; merdivenlerden çıkarken yukarıya bakmaya çalıştım. İkinci kata vardığımda beni, bana merakla bakan bir kız karşıladı. Bu şaşkın ve rahatsız edici bakışlarına karşı kaşlarımı çattım ve merdivenlere ilerledim fakat o birden beni durdurdu.

"Kime geldin?" Diye sorduğunda kaşlarımı dahada çattım. Hoşuma gitmemişti. Ses tonu da, kendisi de.

"Size ne?" Kaşlarımı kaldırıp alayla sorduğumda o da benim gibi kaşlarını kaldırdı. Bu apartmana girene hep böyle soruyor muydu acaba... veya ben bu apartmana çıkmak için ona hesap vermek zorunda mıydım? Bu hem saçma, hem de saygısızcaydı.

"Bu apartmana çok kişi girip çıkmaz. Haliyle bende merak ettim. Hem," bakışları üstümde gezindi, elimdeki kazakta durdu. Sinirle soluduğumda devam etti konuşmasına:

"O Taehyung'un kazağı değil mi?" Sorduğu şeyle sinirlerim iyice bozulurken dilimin yanak içimi ezmesini engelleyemedim. Şaka gibiydi... kendinde sorma haddini bulması, şaka gibiydi. Belki de haddi vardı... belki de sevgilisiydi. Kazağını tanıdığına göre onunla bir ilişkisi vardı. Bilemezdim, bilmekte istemiyordum.

"Öyle, Taehyung'un kazağı. Daha fazla hesap soracak mısın?" Çenemi kaldırıp alayla sorduğumda kaşları çatıldı ve utanmadan devam etti, "sen neyi oluyorsun ki?" Diye sordu birden. Sevgilisiyim, demek istedim. Fakat diyemedim elbette. Sadece öğrencisiydim sonuçta.

"Seni ilgilendirmez. Asıl sen neyi oluyorsun da bana hesap soruyorsun?" Yine ve yine alaycıl çıkan ses tonumla sorduğumda tek ses etmedi. Cevap veremeyişine sevindim o an. Cevap veremediğine göre hiçbir şeyiydi... yani, sevgilisi falan olsa rahatça söyleyebilirdi. Değildi.

Onun bir şey dememesinin üstüne ona arkamı dönüp rahatça çıktım merdivenlerden. Birden enerjim ve moralim yükselmişti. Hadsiz tavırları sinirimi bozsada tartışma sonrası enerjim yükselmişti işte.

RL | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin