6

14.9K 674 138
                                    

Öhöm öhöm...

Normalde bölümleri haftada bir veya iki kez yayınlayacaktım. Ama şimdi yayınlamaya karar verdim.

Kararlılık seviyem jfhfjfhf. Siz bana aldırmayın.

Cumartesi günü üniversite sınavına gireceğim. Sınavdan sonra ruh halim nasıl olur hiç bir fikrim yok. O yüzden dedim ki en azından iki bölüm yayınlayım. Morelim kötü olursa yazamam diye korkutum.

Neyse yine çok konuştum. İyi okumalar ☺️☺️

×××××××××××××

Nuray teyzenin telaşlı bir şekilde hareket etmesini izliyordum. Birazdan pikniğe gidecektik. Ve beni de götürüyorlardı. Ne kadar itiraz etsem de nafileydi.

O akşamın üstünden üç gün geçmişti. Eve gelen kadının kim olduğunu da öğrenmiştim. Aysun ablanın babannesinin kardeşiymiş. Ama herkes ona babanne diyordu. Aysun abla Arslan abi ile nişanlanınca itiraz eden tek kişi de oymuş. İstememesinin sebebi ise Aysun ablayı kendi oğluna istiyormuş. Bu yüzden sürekli ikisini ayırmaya çalışmış. Ama başarılı olamamış. Bu aldatma mevzusu da onun için altın tepside sunulmuştu tabi.

Kadın yıllar geçse de pes etmemiş . Nasıl bir hırstır bu böyle.

"Mira tatlım senin neden moralin bozuk?"

"Hı"

Nuray teyze yanıma oturmuş dikkatle bana bakıyordu. Ne demişti ki!

"Moralin bozuk gibi. Ne olduğunu anlatmak ister misin?"

"Yok bir şey. Size öyle gelmiş."

Kendimi gülmeye zorlasam da pek başarılı olamamıştım. Nuray teyze de daha fazla ısrar etmeden mutfağa geçti.

Üç gündür anneme ulaşamıyordum. Aradığım zaman telefonlarımı açmıyordu. Onun için endişeleniyordum.

"Hadi bakalım. Gidiyoruz."

Yeniden bir kucak yolculuğundan sonra nihayet piknik yerine gelmiştik. Ben yerde otururken diğerleri malzemeleri taşıyordu.

Boran abi eline topu almış gülerek bir şeyler söylüyordu. Çınar ise onu zere takmadan bıkkın bir şekilde yürüyordu.
Baran abi ikizleri kucağına almış onlarla uğraşıyordu. Tabi Arslan taşımacılık yine beni taşımıştı. Adama iyice otobüs şoförü muamelesi yapıyorduk ya.

Nuray teyze, Aysun ablayla birlikte malzemeleri düzenliyordu. Kahvaltıyı yeni yapmıştık. Bu yüzden yemeğe daha vardı.

"Eee millet kim top oynamak ister?"

"Boran iki dakika dur be oğlum."

"Abi pikniğe geldik ne duru ya. HAKİM gel lan buraya."

Sonunda Boran abi herkesi ikna etmiş oyun oynuyorlardı. Belinay'ın hoşuna gitmemişti top oynamak. Benim yanıma oturmuş uslu uslu bebekleriyle oynuyordu. Tam bir prensesti.

"Ne oynuyorsun Belinay?"

"Evcilik oynuyorum Mira abla. Sen de oynamak ister misin?"

"Tabiki isterim."

"Tamam o zaman sen bunu al. Bunun adı Kara Kedi, ben de Uğur Böceğini alacağım."

"Paris'i mi kurtaracağız leydim."

"Hii! Sen biliyor musun?"

Kafamı sallayınca ellerini birbirine vurdu gülerek. Çok sevinmişti.

EVİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin